Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2016/31276 eas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin takipten 23/11/2017 tarihinde haberdar olduğunu, takip dayanağı senetteki imzanın müvekiline ait olmadığını, müvekkilinin borcu bulunmadığını belirterek usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin 23/11/2017 tarihi olarak kabulüne, imzaya ve borca itiraz nedeniyle takibin iptaline, tazminata ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa yapılan tebligatın geçerli ve usulüne uygun olduğunu, imzaya ve borca itirazın yasal 5 günlük süresi içerisinde olmadığını, itirazlarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine, tazminata ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; ödeme emrinin 19/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı/borçlu vekili Av....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/1057 Esas sayılı dosyasında kıymet takdirine itiraz ile birlikte usulsüz tebligatın da iptalini istediklerini, mahkemenin tebligatın usulsüzlüğünü değerlendirmeden davayı reddettiğini, müvekkiline yapılan kıymet takdiri raporu tebliğinin usulsüz olduğunu, haberdar olduğu tarihte davayı açtığını, tebligat mazbataları incelendiğinde diğer borçlular ile birlikte müvekkiline yapılan tebligatların aynı tarihte aynı kişiye yapıldığını, aynı kişinin hem diğer borçlunun adresinde hem de müvekkilinin konutunda tebligatı almasının mümkün olmadığını, tebligatı alan şahsın müvekkilinin evinde ikamet etmediğini, tebliğ mazbatasında ismi geçen Eren Gündüz'ün müvekkili ile aynı konutta oturmadığını, böyle bir şahıs ile müvekkilinin ilgisinin olmadığını, kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edilmesi ve rapora itiraz edilmemesi usulsüz tebligatlar neticesinde ihalenin kesinleştiğini, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasını istemiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda;"Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 31.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.12.2019 tarihli dilekçesiyle dosyadan fotokopi talebinde bulunduğu, dolayısıyla en geç 12.12.2019 tarihinde takipten ve usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun 03.01.2020 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmakla; şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ayrıca ilamsız icra takiplerinde borca ve yetkiye itiraz icra müdürlüğüne yapılacağından mahkememize yapılan itirazlar hüküm ifade etmez." gerekçesiyle "Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, icra takibinin ilamsız olması nedeniyle borçlu davacının borca, imzaya ve yetkiye itirazlarının reddine" şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Erzurum 1....

Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiş ise düzeltilen tebliğ tarihinden 7 gün sonrası takibin kesinleşme tarihi olacağından, bu tarihten önce borçlu hakkında uygulanan hacizler takip kesinleşmeden uygulanmış sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmadığından, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmediğinden, kararın kesinleşmesi beklenmeksizin hacizlerin kaldırılması gerekir. Borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte icra dosyasına öğrenme tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmiş ise takip düzeltilen tebliğ sonrası için duracağından borçlunun itirazı kaldırılmadan ya da iptal edilmeden yeni haciz uygulanmasına olanak yoktur....

Davacı T3 taleplerinin değerlendirilmesinde, İcra takip dosyasında davacı T3 ödeme emri tebligatının çıkmadığı, bu hususun davalı alacaklı vekilince de ileri sürüldüğü, davalı alacaklı vekilinin takip borçlusu T3 takibi sürdürme iradesinin mevcut olmadığı, davacının usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmasında hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, sair itirazlarının takibin niteliği gereği icra dairesine yapması gerektiğinden reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacı borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ıttıla tarihinin 09.08.2022 olarak düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin 82 yaşında olduğunu ve 30/03/2021 tarihinde Antalya'da olduğunu, ayrıca sokağa çıkma yasağı olduğunu, müvekkilinin takipten tesadüfen haberi olduğunu, gecikmiş itiraz sebebiyle icra dairesine yapılan 11/05/2021 tarihli itirazın süresinde olduğunun kabulünün gerektiğini, ayrıca usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, icra müdürlüğünün 28/05/2021 tarihli muğlak kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

edildiğini, bu nedenle, usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle müvekkilinin tebliği öğrenme tarihi olan 06/10/2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini, itirazın bu tarihte olması hasebiyle itirazın süresinde olmadığından bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir....

Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

UYAP Entegrasyonu