Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2018/4234 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili adına mernis adresine 7 örnek ödeme emri gönderilmek üzere iki defa tebligat hazırlandığını, fakat tebligatların gönderilmediğini, aynı adrese daha sonra TK 21/2 maddesi gereğince tebliğ edilmesi şerhli tebligat çıkartıldığını, tebligatın 09/08/2018 tarihinde Tebligat Kanununa aykırı olarak muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, 23/02/2022 tarihinde müvekkilinin emekli maaşına haciz konulması üzerine takibi öğrendiklerini, tebligatın usulsüz olduğunu, öğrenme üzerine süresi içinde icra dosyasında borca itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 23/02/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine ilişkin kararının şikayet yoluyla kaldırılmasına, icra takibinin itirazları nedeniyle durdurulmasına karar verilmesini...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 12.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Av.Şerafettin Ekinci'nin 17.01.2018 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunduğu, (vekaletname sunulduğu tarihte dahi borca itiraz dilekçesinin verilmesinin mümkün olduğu, zira 7 günlük borca itiraz süresinin dolmadığı) dolayısıyla şikayetçilerin en geç 17.01.2018 tarihi itibariyle icra takibine muttali olduğundan, bu tarihten itibaren 7 gün içerisinde en geç 24.01.2018 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunması gerekirken 19/07/2021 tarihinde açılan eldeki usulsüz tebligata dair şikayetinin süreaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

tebliğ edildiği tarihte Amerika Birleşik Devletlerinde olmadığı, icra dosyası üzerinden TK 25/a maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulünün gerektiği, icra dosyasında 23/11/2020 tarihinden önce takipten haberdar olunduğuna dair bir bilginin yer almadığı gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesine yer olmadığına, asıl dosya her ne kadar gecikmiş itiraz olarak açılmış olsa da aslında talep edilen hususun usulsüz tebligat şikayeti olduğu, birleşen dosyanın da aynı mahiyette olduğu gerekçesiyle şikayetin kısmen kabulü ile 2020/488 esas sayılı doyasında ileri sürülen şikayetin kabulüne, İstanbul Anadolu 14....

Borçlu 19/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz etmiş, 20/12/2017 tarihinde açılan dava ile itiraz dilekçesi tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile tebligatın usulsüzlüğüne ve öğrenme tarihinin 20/12/2017 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Borçlu, şikayet dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ tarihinin, itiraz dilekçesinin verilme tarihi olarak düzeltilmesini istemiştir....

İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin, vekil yerine asile tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 olarak düzeltilmesini ve yetkili icra dairesine yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece; yetkisiz icra dairesine süresinde yapılmış itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunun kabulü gerekeceği ve vekil yerine asile tebliğin usulsüz olduğu gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunun tespitine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; mahkemenin takibin durdurulmasına ilişkin kararının yerinde olmadığı ve usulsüz tebligat şikayetinin de, ödeme emrine muttali olunduğu bildirilen tarihe göre sürede yapılmadığından süreden reddi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu...

    Bu durumda davacı borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligatı usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 02/06/2021 olarak düzeltilmesi gerekir....

    Yukarıda yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle, 27/12/2019 tarihli itiraz dilekçesi doğrultusunda takibin durdurulmasına ve maaş haczinin kaldırılmasına ilişkin taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup söz konusu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayetidir. Alacaklı tarafından borçlular aleyhine 06/05/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Ödeme emri davacı T1'a 09/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlular vekili tarafından 28/05/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edilmiştir. İİK 16.maddeye göre usulsüz tebliğ şikayeti ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerekir Borçlular vekili tarafından 28/05/2019 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi ibraz edilmekle bu tarihte icra dosyasından haberdar olduğu anlaşılmakla dava 7 günlük süre geçtikten sonra 19/06/2019 tarihinde açılması sebebiyle mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    yapılıp akabinde mallarına haciz konulduğunu, müvekkilinin tüm bu işlemlerden dava açılmadan 3 gün önce haberdar olduğunu derhal yasal süresi içinde şikayet ve itiraz hakkını kullandığını, Mahkemenin usulsüz tebliğ şikayetini incelemeden ve değerledirilmeden öğrenme tarihi belirtilmediği ve buna mukabil icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulünü istemiştir....

    Somut olayda, usulsüz de olsa ödeme emrinin borçluya 09.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, bundan sonra 12.11.2010 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi dışında diğer tebligatların da usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiasının olmadığı anlaşılmakla en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği bu tarihte takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 25.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi ile icra dosyasından 27.01.2015 tarihinde haczedilen ... İlçesi, ... Mahallesi, 2755 ada 10 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüme yönelik meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu