Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti olan 500.000 TL asıl alacaktan dolayı Hatay İcra Dairesi'nin 2019/8834 Esas sayılı dosyadan takip yapıldığını gördüğünü, 1. haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmeyeceğini, 2. haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden, 3. haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceğini, belirtilerek 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine ilişkin icra müdürlüğü kararı ile 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline , 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine , icra müdürlüğünce şikayetçi hakkında yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Hukuk Mahkemesi'nin .... esas sayılı dosyasında İİK 89 1,2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla açılan davada mahkemece davacıya çıkarılan haciz ihbarnamelerinin şirket temsilcisi bulunmayan adreste doğrudan farklı daimi işçi imzalarına tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin 12/02/2018 olarak tespitine karar verilmiş, karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; ....İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile İİK 89/89. maddesi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle davacının öğrenme tarihine göre süresinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş olması nedeniyle kesinleşmeyen borç yönünden dava açmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, davalının dava açılmasına neden olmaması dikkate alınarak yargılama gideri davacı üzerinde bırakılmıştır....

    Bu halde icra mahkemesi, öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayetini incelemeli, tebliğin usulsüz olduğuna kanaat getirirse ve takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde dava açılmış ise sair itiraz ve şikayetlerin incelemesine geçmeli, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu veya davanın takipten haberdar olunan tarihten itibaren yasal süresi içerisinde açılmadığı sonucuna varırsa, davanın süre yönünden reddine karar vermelidir. Ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihine göre yasal süresi içerisinde açılmadığı görüldüğü halde davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti taraf delilleri toplanıp incelenmeden, bu hususa gerekçeli kararda yer verilmeden davalı alacaklının imza incelemesine ilişkin delil avansını yasal süresi içerisinde yatırmadığından bahisle davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilemez....

    Haciz ihbarnamelerinin de usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini, tüzel kişiliğe haiz olan müvekkili şirkete haciz ihbarnamesinin usulsüz şekilde yapıldığını, müvekkiline yapılan usulsüz tebligat sebebiyle haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin öğrendikleri tarih olan 24.08.2020 olarak kabul edilmesine ve itirazlarının kabulüne, yapılan haciz işleminin ve haciz kararının iptaline, borca, ferilerine, faiz türü( kanuna aykırı olması durumunda ) ve faiz oranlarına itirazlarının kabulüne, müvekkilinin karşı tarafa ve asıl borçluya hiçbir borcu olmaması sebebiyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ şikayetinin yanında, borca itiraz istemine ilişkindir....

    Usulsüz tebliğde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihidir. Davacının öğrenme tarihi olarak 16/10/2020 tarihini belirtmiş ise de icra dosyasına 15/01/2020 tarihli dilekçe sunarak haciz ihbarnamelerine itiraz ettiği görülmekle bildirdiği 16/10/2020 tarihinden daha evvel bir tarih olan 15/01/2020 tarihinde öğrendiği kabul edilmelidir. Bu durumda şikayetçi borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği 15/01/2020 tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre geçtikten sonra 19/10/2020 tarihinde icra mahkemesine başvurmuş olması karşısında, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emri tebliği işleminin usulsüzlüğü nedeniyle icra müdürlüğü nezdindeki itirazının süresinde olduğunun tespitine yöneliktir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır....

      İCRA HUKUK TARİHİ : 09/02/2022 NUMARASI : 2022/93 ESAS- 2022/119 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 08/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, süresinde itiraz edilemediğini, bu sefer 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak 03/11/2021 tarihinde tebliğ edilen bu ihbarnamenin usulsüz tebliğ edildiğini, 89/2 haciz ihbarnamesinden 19/01/2022 tarihinde haberdar olduklarını ve bu tarihte de itiraz dilekçesi sunduklarını, ancak müdürlüğün taleplerini 02/02/2022 tarihli karar ile ret ettiğini, T.K. 13.madde de hükmü şahıslara tebligat usulüne uygun düzenlendiğini, ancak tebligatı alan kişinin müvekkilinin işçisi olmadığını belirterek müdürlüğün 02/02/2022 tarihli kararının iptali ile 89/2 uyarınca gönderilen ikinci haciz ihbarnamesine yasal süre de itiraz ettiklerinin tespitini talep etmiştir....

      iptal edildiğini, dosyada bilirkişi görevlendirmesinin yapılmasının işin esasına girildiğini gösteren bir mefhum olduğunu, bilirkişi görevlendirmesinin sehven ya da yanlışlıkla yapıldığına dair herhangi bir ara karar da mevcut değil iken mahkemece UYAP sisteminden silmek suretiyle işlemin geri alınmasının da hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihleri olan 16/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/127 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında 17/09/2019 tarihli oturumda davacı şirket yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacı T6 yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150.maddesi gereğince 3 ay süre ile yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve davacıların imzaya ve borca itiraz davasının aynı mahkemenin 2019/595 Esas sayılı numarasına kaydedildiği, İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/127 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 17/09/2019 tarih 2019/127- 569 E.K.sayılı ilam davacıların istinafı üzerine İstanbul BAM 22. Hukuk Dairesinin 2019/2727- 2020/2171 E.K.sayılı ilamı ile HMK 355.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verildiği ve dosyanın İstanbul Anadolu 1....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, müvekkilinin usulsüz tebligat iddiasının incelenmediğini, müvekkilinin şifahen taşınmazların satıldığını öğrendiğini, satış ilanı müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, İcra dosyası kapsamında taşınmazlarda Kıymet Takdiri yapılmış ancak söz konusu Kıymet Takdiri raporu da müvekkiline tebliğ olmadığını, Davalı Banka Müvekkilinin yargı nezdinde hak aramasını engellemeye çalıştığını, icra dairesi tarafından yapılan takdirin düşük kalması ve taşınmazın özellikli niteliklerinin kıymet takdirinde belirtilmemesi sebebiyle Müvekkilinin mağdur olduğunu, tebliğdeki usulsüzlük nedeniyle Müvekkilinin kıymet takdirine itiraz hakkını kullanamadığını, bu sebeple taşınmaz değerinden düşük olarak satışa çıktığını, Müvekkilinin şehir dışında olduğu maddi gerçeği karşısında tebligatın usulsüz olduğunun açık olduğunu, mevcut tebligatta yapılan işlemin usulsüz olduğunu, müvekkili usulsüz tebligat sonucu itiraz ve şikayet...

      UYAP Entegrasyonu