Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ITIRAZIN IPTALI GEÇERLI TAKIPTE ÖDEME EMRINE ITIRAZYETKI ITIRAZINDAN SONRA DOSYA KENDISINE GÖNDERILEN İCRA MEMURLUĞUNUN BORÇLUYA YENIDEN BIR ÖDEME EMRI TEBLIĞ ETTIRMESI GEREKLILIĞIİCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 58İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 67 "İçtihat Metni"Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı SS H..........

    İCRA DAİRESİNİN YETKİSİNE İTİRAZİCRA TAKİBİNE YAPILAN İTİRAZYETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 67 ] 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 26 ] "İçtihat Metni" Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi M...... T.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

      Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalı tarafın itirazı geçersiz de olsa davacının itirazı üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak amacıyla gidebileceği iki hukuki yol bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, geçersiz itiraza rağmen takibi durduran icra müdürünün işlemini İİK'nun 16. maddesine dayanarak İcra Hakimliğine şikayet etmek, ikincisi ise İİK'nun 67/1. maddesi uyarınca genel hükümler dairesinde mahkemede itirazın iptali davası açmak. Davacı vekili, somut olayda her iki yola da başvurmuştur. Hüküm tarihinde İcra Hukuk Mahkemesindeki davanın halen derdest olduğu dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda itirazın, davalı şirketin yetkili temsilcileri tarafından yapılmadığı, başka bir anlatımla geçersiz olduğu saptanmıştır. Bu durumda, ortada geçerli bir itiraz bulunmadığından ve bunun sonucu olarak davanın temelini oluşturan icra takibi kesinleşmiş olduğundan itirazın iptali davasının koşulları oluşmamıştır....

        Davalı, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, taşınmazın anahtarını 01.09.2003 tarihinde teslim ettiğini, bu tarihe kadar olan ecrimisil bedelini ödediğini, davacıya borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; itirazın iptali istenilen icra dosyasında ödeme emrine davalı-borçlu vekilince 29.06.2005 tarihinde itiraz edildiği, ödeme emrine şikayet üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.06.2005 tarihli şikayetin reddine ilişkin kararın 19.07.2005 tarihinde davacı-alacaklı vekiline tebliğ edildiği, bu tarihte davacı alacaklının ödeme emrine itirazı öğrenmiş olduğu kabul edilerek, 1 yıllık süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK.nun 67/1. madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir....

          Yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde, öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi durumunda yetkili icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesi zorunludur.Borçlunun yetkili icra müdürlüğünce çıkarılan ödeme emrine , yasal süre içinde yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması halinde takip durur. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumaz. Hal böyle olunca somut olayda davalı-borçlunun yetkili Kahramanamaraş 3. İcra Müdürlüğü'nce tebliğ edilen ödeme emrine süresinde geçerli bir itirazı olmadığından olayda dava koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Beyşehir İcra Mahkemesi Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili ve tahliye taahhüdene dayalı tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi sonucu düzenlenen 13 ve 14 nolu ödeme emrine davalı borçlunun süresi içinde itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye taahhüdü için düzenlenen örnek 14 nolu ödeme emrine davalının itirazı bulunmadığını takibin tahliye taahhüdü nedeniyle gönderilen örnek 14 yönünden kesinleştiğini bildirerek icra müdürlüğünün tahliye taahhüdü nedeniyle tahliyeye ilişkin takibin durdurulması işleminin şikayet yoluyla düzeltilmesini istemiştir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay 12....

              Alacaklı, bu şekilde itirazın kaldırılması yönünde icra hukuk mahkemesine başvurduğunda, başka bir anlatımla, ödeme emrine itirazın tüm hukuki anlam ve sonuçlarına vakıf olduğunu ve hükümden düşürülmesi gerektiğini mahkemeye verdiği dava dilekçesiyle bildirdiğinde, tebliğ ile aranan öğrenme ve belgelendirme unsurları aynı anda tümüyle gerçekleşmiş olacağından, itirazın kaldırılması dilekçesinin verilmesi ödeme emrine itirazın tebliği hükmünde sayılmalı ve hak düşürücü sürenin de bu tarihten itibaren işleyeceği kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta da davacı alacaklının Mersin ......... İcra Dairesinin ........ sayılı ilamsız icra dosyası ile başlattığı takip, davalı borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itirazı üzerine durmuştur. Alacaklıya bu itiraz tebliğ edilmemişse de alacaklı 09.11.2009 tarihli dilekçesi ile Mersin ......... İcra Hukuk Mahkemesinden ( .........

                Mahkemece ön inceleme duruşması yapılmaksızın, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; dava konusu Hendek İcra Müdürlüğünün 2013/485 sayılı icra takip dosyasında 30.04.2013 tarihinde borçlunun itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı alacaklı vekilinin 14.05.2013 tarihinde icra dosyasında işlem yapmak için talepte bulunduğu ve bu tarih itibarıyla takibin durduğunun öğrenildiği, ancak iş bu davanın 1 (bir) yıllık süreden sonra 04.11.2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 67. maddesi uyarınca ödeme emrine yapılan itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde itirazın iptali davası açılması gerekir. Somut olayda, ödeme emrine yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle, bu sürenin işlemeye başlamadığı anlaşılmaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Eylemin çocuk teslimi emrine muhalefet suçunu oluşturması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine İlk derece mahkemesince verilen karar temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan açılan kamu davasına bakan mahkemece toplanan delillere göre sanığın eyleminin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 341. maddesinde düzenlenen çocuk teslimi emrine muhalefet suçunu oluşturması nedeniyle bu suçla ilgili yargılama yapma görevinin İcra Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının 5271 sayılı CMK'nın 5/2. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve katılan vekili ile mağdure vekilinin anılan karara yönelik temyiz istemlerinin aynı Kanunun 264. maddesi hükmüne göre itiraz kabul edilip gerekli kararın mahallinde merciince verilmesi gerektiği anlaşıldığından...

                    Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir. Bu durumda aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesini engelleyen borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olan icra inkar tazminatından davalı borçlunun sorumlu tutulması doğru ve yerindedir....

                      UYAP Entegrasyonu