tebliğ edilmediğini, İİK'nun 127.maddesi gereğince taşınmaz satışlarında satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekmekte olup borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğunu, satış ilanının TK 10/1 maddesine göre tebliğ yapılmadan doğrudan usulsüz olarak TK 21/2 maddesine göre mernis adresi şerhli olarak tebliğ edildiğini, 7201 sayılı TK'nun 11.maddesi, Avukatlık Kanununun 41 ve HMK'nun 73,81,82 ve 83.maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, satış ilanının borçlu vekiline tebliğ edilmesi gerektiğini, Bodrum 2....
alacaklı tarafa ve vefat eden eşine hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, takibe, borca ve faize itiraz ettiklerini, bu nedenlerle müvekkilinin daha fazla mağduriyetine sebebiyet vermemek amacıyla öncelikle icra takibinin tedbiren durdurulmasına, usulsüz tebligat nedeniyle icra takibini öğrenme tarihi olan 16/08/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilmesine, icra takibine itirazları nedeniyle takibin durdurulması ile hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
öğrenme tarihleri olan 21/07/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazlarının reddine dair kararın şikayet nedeniyle kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Öte yandan TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet eden borçlu vekilinin en geç usulsüz tebliğ şikayetinin yapıldığı tarih olan 13.08.2020 günü icra emrinden haberdar olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece Bayburt İcra Dairesinin 2020/153 esas sayılı icra takip dosyasında borçlu T1 icra emri tebliğ tarihinin 13.08.2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, icra emrinin iptaline karar verilmiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak usulsüz tebliğ şikayet tarihinin icra emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
edildiğini, 05.11.2021 tarihinde yapmış oldukları usulsüz tebligat itirazlarının 08.11.2021 tarihinde icra müdürlüğünce reddedildiğini, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olup, icra memurunun işlemini şikayet ile borca itiraz ettiklerini, davalının bilinen adresine çıkarılan tebligat yapılmadığı takdirde, 21. madde ve devamı maddelere göre tebligat yapılması gerektiğini, müvekkiline ilk yapılan tebligat”, adrese kayıt sistemindeki bilgilere göre ve TK 21 maddesi uyarınca muhtara bırakıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, açıklanan nedenlerle memur muamelesi şikayetlerinin kabulü ile dosyanın tedbiren durdurulmasına, usulsüz olarak yapılan ilamsız takiplerde ödeme emrinin tebligatının iptaline ve ödeme emri tebliğ tarihinin 01.11.2021 olarak düzeltilmesine, kabul edilen düzeltilen tebliğ tarihine göre Zonguldak 1.İcra Dairesinin 2021/4713 esas sayılı dosyasında süresinde yetkiye...
İcra Dairesinin 2020/2472 E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilip icra emri tebligatının usulsüz şekilde yapıldığını, müvekkilinin bu tebligat nedeniyle takipten haberdar olamadığını, müvekkilinin taşınmazlarının Mersin 5. İcra Müdürlüğünün 2020/205 Talimat sayılı dosyasından 23.09.2021 tarihinde ihale yolu ile satıldığını, müvekkilinin takipten taşınmazlarının satışı ile 23.09.2021 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkiline çıkartılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, takip dayanağı ihtarnamenin müvekkilinin bilinen son adresine tebliğ edilmediğini, ihtarnamedeki borç miktarı ile takipteki borç miktarının birbirini tutmadığını, kambiyo takibi sonuçlanmadan ipotek takibi yapılamayacağını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz istemi ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edilmiş ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, buna ilişkin usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, bu haliyle borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğünü en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04/11/2019 tarihinde öğrendiği, bu tarihten sonra süresinde şikayet yoluna başvurmadığı gerekçesiyle süre aşımından talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
Şti. ... ve ...’nün müvekkili nezdinde hak ve alacakları olduğu iddiasıyla icra takip dosyası üzerinden tebliğe çıkarılan 1.ve 2. haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu’nun 12.ve 13. maddelerine ve Tebligat Tüzüğü’nün 17. ve 18. maddelerine aykırı olarak müvekkili şirketin yetkilisine tebliğ edilmediğini, tebliğ yapılan ...’ün şirket çalışanı dahi olmadığını, tebliğ edilen 3. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edildiğini, müvekkilinin takip borçlularına borcunun bulunmadığını, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin tebliği usulsüz olduğundan süresinde itiraz edilemediğini, ayrıca ihbarnamelerde haciz konulması istenen rakamların farklı olduğunu ileri sürerek müvekkili şirketin İİK’nın 89/3. maddesine uygun olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2019/30987 E sayılı dosyası ile müvekkili şirket hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını bu durumdan 30/10/2019 tarihinden haberdar olduklarını, yaptıkları incelemede örnek 7 ödeme emrinin şirketin kayıtlı adresinden başka bir adrese tebliğ edildiğini ve örnek 7 ödeme emrinin şirketin yetkilisine tebliğ edilmediğini gördüklerini, bu nedenle tebliğin usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
da usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdirine itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri ve diğer işlemlerin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, yetkiye, borca ve tüm fer'ilerine itirazlarının kabulüne, taşınmazın değeri eksik belirlendiğinden kıymet takdirine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece kıymet takdirine yönelik itiraz ve şikayet bakımından tefrik kararı verildikten sonra, yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, itirazların süreden reddine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, davacı/borçlular vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....