Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, süresi içinde borca itiraz edilmemiş, 30 günlük süresi içinde kira borcunun ödenmemiş olmasına, davanın ihtar müddeti dolduktan sonra açılmasına, dava konusu takibin süresinde itiraz edilmemesi üzerine kesinleşmesine, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının icra mahkemesi önüne şikayet yolu ile getirilmesi gerekmekte olup, kiralananın tahliyesi istemli olarak açılan davada ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının incelenemeyecek olmasına, dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya 21/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 02/02/2022 tarihli mazeret dilekçesi gönderdiği, dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı tarafça yapılan 20.100,00 TL ödemenin 30 günlük ödeme süresinin geçirilmesinden sonra 06/01/2022 tarihinde T1 kira borcu için" açıklaması ile yapıldığının belirlenmesine, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak...
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Öte yandan; açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12- 177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin icra takip dosyasının kapatılması nedeniyle davanın konusuz kaldığına yönelik kararı yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu ..................... aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, şirket ortağı olan ... tarafından şirkete yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu belirtilerek borca itiraz edilmiştir. İcra mahkemesine başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, tüzel kişiler yetkili organları aracılığı ile şikayet ve itiraz başvurusunda bulunabilirler. Tüzel kişilerin organları, şikayet ve borca itirazda yasal temsilci(kanuni mümessil) durumundadır....
T1 Şti aleyhine ilamsız takip yolu ile icra takibi yaptığı, ödeme emri tebligatının yetkili kişinin toplantıda olması nedeniyle 30/01/2020 tarihinde daimi çalışanına tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra dairesine 29/09/2020 tarihinde usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 30/09/2020 tarihinde takibin durdurulup 02/10/2020 tarihinde bu karardan dönülerek itirazın süresinde olmadığından bahisle icra takibinin devamına karar verildiği, takibin yürütülmekte olduğu anlaşılmıştır. Şikayetçi vekili icra müdürlüğünün 02/10/2020 tarihli kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Takip dosyasında anlaşılacağı üzere ödeme emri borçluya 30/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu şayet bu tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığı iddiasında ise tebligat usulsüzlüğünü tespiti ve öğrenme tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yolu ile başvurması gerekir....
icra takibini tesadüfen 20/08/2019 tarihinde öğrendiğini, TK'nın 20 maddesine göre tebliğin 15 gün sonra yapılmış sayılacağından icra dairesine yapılan 21/08/2019 tarihli itirazın süresinde olduğunu, bu nedenle takibin durması kararı verilmesi gerektiğini belirterek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin muttali olanan 20/08/2019 tarihi olarak kabul edilmesine, icra dairesine yaptıkları itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle itirazın süresinde kabul edilerek icra dairesinin itirazın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikâyette bulunmak hakkı saklıdır...” hükmüne, İİK 68/b-2 maddesinde ise, "... sözleşmede gösterilen adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu ESAS NO : 2024/28 şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır" hükmüne yer verilmiştir....
Usulsüz tebligat şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takip borçlusu şirket vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, örnek 6 icra emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek, tebligatın usulsüzlük nedeniyle iptalini talep etmiş; bu dosya ile birleştirilen şikayet dosyası ile de kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ve kıymet takdirine itirazda bulunmuştur. Mahkemece şirketin daimi işçisi Raif Demir adına tebliğ edilen icra emri ve kıymet takdir tebligatlarının Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri gereğince usulsüz olduğu kabul edilerek kıymet takdir itirazı incelenmiş, bu husustaki itirazın reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/...-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle tebligatın muhtara bırakıldığının bildirildiği, fakat Tebligat Kanunu 21. madde gereği gerekli araştırmaların yapılmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Somut olayda davacı/borçlu tarafından usulsüz tebliğ şikayetinin yanında sair itirazlarda bulunulduğu, mahkemece ileri sürülen iddialardan sadece yetki itirazına ilişkin değerlendirme yapıldığı, sair hususlar konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi hükümde kurulmadığı anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı/borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki yetki itirazını ve sair itirazlarını icra müdürlüğüne yapmasının gerektiği, mahkemece öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Haciz ihbarnamesinin bizzat tebliğ edildiğini, 7 günlük süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, davacı borçlunun bilinen son adresine 2. Haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, gönderilen bu tebligatın usulüne uygun olduğunu, 3. Haciz ihbarnamesinin de davacının gelini Çimen Kunt tarafından tebliğ alındığını, 18/09/2019 tarihinde 3. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmesi ile davacının icra dosyasından bu tarihten haberdar olduğunu, tüm itiraz sürelerinin geçtiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Davacı şikayet edenin bilinen adresi niteliğindeki adresine 89/2 haciz müzekkeresi tevziat saatlerinde adreste kimsenin bulunmaması nedeni ile imzadan imtina eden komşusu Rukiye Polat'a sorulduğu nerede olduğunun bilinmediği beyanı üzerine tebliğ evrakının ilgili muhtarlığa tebliğ edildiği şerhiyle tebliğ edilmiştir....