Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

22.09.2020 tarihli kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 15.09.2020 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, karar verildiği görülmüştür....

İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Davacı tarafından dilekçesinde her ne kadar gecikmiş itiraz olarak şikayette bulunulmuş ise de Yargıtay kararında da belirtildiği üzere gecikmiş itirazın ön koşulunun, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olması olduğundan ve şikayete konu tebligat mazbatasından TK. 21/1. maddesi hükmü mucibince usulüne uygun tebliğ işlemi yapılmadığı, muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve dönecekse ne zaman döneceği hususunun tevsik edilerek tebliğ mazbatasına şerh edilmediği, adreste bulunmama sebebinin tespit edilmediği, bu haliyle takip dosyasından davacı borçluya çıkarılan tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olmadığı ve usulsüz olduğu sabit olmakla şikayetin kabulüne, borçlu adına yapılan usulsüz tebliğ nedeniyle işlemin iptaline, davacının takipten daha önce haberdar olduğunu gösterir başkaca bir kayıt da bulunmadığından beyan ettiği 06/08/2020 haciz tarihinin...

Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal, alacak ve diğer haklarının haczi için kanun koyucu İİK’nun 89. maddesi hükmünü kabul etmiş; bu düzenleme ile üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi tebliğ edilmek suretiyle söz konusu mal, alacak ve hakların haczine imkân tanınmış, üçüncü kişiye de tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine itiraz yolu açık tutulmuştur. Ayrıca üçüncü kişi İİK’nın 89. maddesine göre çıkarılan haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini, düzeltilecek tebliğ tarihine göre usulsüz hâle gelen icra işlemlerinin iptalini de talep edebilir. Üçüncü kişi usulsüz tebliği öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde İİK’nın 89. maddesinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilir. 37....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tebliğ evrakıyla ilgili kime haber bırakıldığı hususlarının tebligatta yer almadığı, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu, taraflar arasında takibe konu senede ilişkin görülen menfi tespit davası bulunduğu, menfi tespit davasında karar tarihi olan 15.09.2021 tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde davaya konu takibin başlatıldığı, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfını haiz olduğu, borçlu tarafından borca itirazına ilişkin İİK'nın 169.maddesinde sayılan nitelikte belge de sunulmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacının zamanaşımı itirazı, borca itiraz ve şikayetlerinin yerinde olmadığı belirtilerek; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile; ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2021 olarak tespitine, davacının kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

      Ancak; ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi ise 14.11.2018 olup, her ne kadar davacı tarafça 21.11.2018 tarihinde usulüne aykırı tebligatları muhtarlıktan alarak ihbarnamelerden haberdar olduğu ve bu tarihte itiraz ettiği beyan edilmiş ise de dosya kapsamında bu itiraza rastlanılmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesine 10.12.2018 tarihli itirazının bulunduğu gibi davacının usulsüzlüğünü iddia ettiği ihbarname tebliğlerinin iptali yönünde usulsüz tebliğleri öğrendiğini beyan ettiği 21.11.2018 tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye yapılmış bir şikayeti de mevcut değildir. Dolayısı ile birinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine yönelik olarak, usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılan 2. Haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi olan 14.11.2018 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede şikayeti ve gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde yapılmış bir itiraz bulunmadığından icra müdürlüğünce İİK 89....

      Borçlu T1 gönderilen 10/01/2021 tarihli ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde adresin kapalı olması nedeniyle en yakın komşu, kapıcı, yöneticiden sorulduğu muhatabın adreste geçici olmadığını tebligat mazbatasına şerh verildiği, tebligatın muhtara bırakıldığı, fakat geçici adreste bulunmama sebebinin kimden sorulduğu ve sıfatının ne olduğu tebligat mazbatasında belirtilmediği tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu değerlendirildiğinden ödeme emri tebliğ tarihinin davacının beyan ettiği 21/01/2022 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Borçlu T1 yönünden tebliğ tarihi düzeltilerek borca itirazın süresinde olduğu kabul edilmiştir....

      Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle 7201 sayılı Kanunun 32.maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.) Somut olayda; şikayetçi-borçlu adına çıkartılan örnek 7 ödeme emrinin 7201 sayılı Kanunun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Anılan maddeye göre tebliğ yapılabilmesi için; borçlunun bilinen en son adresine daha önceden çıkarılan tebligatın tebliğ edilmeden iade edilmiş olması, ayrıca tebligat evrakı üzerine Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun şerhin verilmiş olması gerekmektedir....

        olmadığını beyan ederek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle tebliğ tarihinin muttali olduğu 17/01/2020 tarihi olarak kabul edilmesine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2022 NUMARASI : 2022/31 ESAS - 2022/811 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 14. İcra Dairesinin 2020/16625 esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip nedeniyle kendisine gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, öncelikle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emrini öğrenme tarihinin 12/11/2020 tarihi olarak değiştirilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu