Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dosyası içindeki tebliğ evrakı incelendiğinde, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatı; 01.07.2019 tarihinde "tebligatı almaya yetkili kişilerin bulunmaması nedeniyle evrak almaya yetkili Nimet Çakmak'a tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edilmiş, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak ve yetkili kişinin olmadığı şerh edilerek çalışana tebliğ edildiği, anlaşılmakla, anılan tebligat, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine uygun olup davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Dava 10.07.2019 tarihinde açılmış olup 5 günlük hak düşürücü sürede açılmayan itirazlar nedeniyle davacının itirazlarının süre aşımı nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....

İcra Dairesi'nin 2021/44962 Esas sayılı dosyasında yapılan usulsüz tebligat nedeniyle usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne, usulsüz olarak yapılan tebligat nedeni ile ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkili şirketin icra dosyasını öğrenme tarihi olan (fiili haczin yapıldığı tarih) 24.11.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, icra dosyasına sunulan itirazın süresinde olduğunun tespitine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı borçlu şirket yetkilisi, dava dilekçesinde, satış ilanının usulüne uygun olarak tüm ilgililere tebliğ edilmediğini belirterek, istinaf dilekçelerinde de, tebligatların usulsüz olduğunu belirterek, ihalenin feshini istemiştir. İİK'nın 127. maddesi uyarınca taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya, alacaklıya ve tapu kaydındaki ilgililere tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini veya usulsüz tebliğ edildiğini ileri süremez....

Dava, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına yöneliktir. Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın İİK 16/1 maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede tebliğ işlemine yönelik olarak icra mahkemesine şikayette bulunması gerekir. Aksi halde tebliğ işlemi kesinleşir. Davacılar ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmuş iseler de İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk Mahkemesinde 2018/804 Esas sayılı dosyasıyla açılan aynı takibe ilişkin tahliye davasında dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde 07/02/2019 tarihinde tebliği üzerine takipten haberdar oldukları, ardından mahkemece verilen tahliye talebinin kabulüne dair kararın Gülendam Özdemir'e 21/05/2019 tarihinde bizzat, Şükrü Özdemir'e ise 27/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla yasal süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE, karar verilmiştir....

İlk Derece Mahkemesi 27/02/2018 tarihli kararında; " ..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin TK 35 maddesince kapıya yapıştırılarak tebliğ edildiği, tebliğ adresinin şirketin ticaret sicil kaydındaki adres olduğu, gerek bila tebliğ edilen tebligat işlemi gerek ise TK 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu nedenlerle de ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süresi içinde yapılmadığı anlaşıldığından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine.." karar verildiği Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 23/01/2019 tarih, 2017/767 Esas ve 2018/175 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11.11.2020 olarak düzeltilmesine, ödeme emrine karşı yapılan borca itirazda kısmen itiraz edilmişse de itiraz edilen kısım açıkça gösterilmediğinden itirazın reddine, takibin karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....

Bu durumda, uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu tarafın mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 Esas, 1991/344 Karar sayılı kararı). 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. O halde mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğden haberdar olduğunu beyan ettiği 09.03.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin davanın sonuçlanmadan ve henüz kesinleşmeden imzaya ve borca itiraz davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davasında hatalı karar verilmemiş olsaydı davanın süresinde olduğunun anlaşılacağını, takip dayanağı çekte imzanın davacıya ait olmadığını ve davacının borcunun bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacının, çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla İstanbul 1....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarihli, 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacının Atatürk Cad., ... Ağrı adresine çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine davacının 100. Yıl Mah., ......

    yeri adresinin Ankara olması nedeniyle Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ifade ederek usulsüz tebligat şikayetlerinin, yetkiye ve borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini, takip kesinleşmeden önce usulüne aykırı olarak yapılmış olan tüm icrai/haciz işlemlerin iptaline/ fekkine karar verilmesini ' talep ve dava etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu