Sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin müvekkilin annesinin adresine gönderilerek okuma yazması olmayan ve müvekkil ile ayrı konutta yaşayan annesine tebliğ edildiğini, tebligatın kendilerine 19/08/2021 tarihinde iletildiğini, tebliğ tarihinin 19/08/2021 değil, 16/08/2021 olduğunu 22/10/2021 tarihinde UYAP sistemi üzerinden haricen yapmış oldukları inceleme sonucunda fark ettiklerini beyanla; usulsüz tebliğ nedeni ile 19/08/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeni ile süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazın reddi kararının kaldırılarak yapmış oldukları itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/9955 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibi kapsamında, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı Gümbet Mah., Erguvan Sok., No:13/B, Bodrum/Muğla adresinde öncelikle TK'nın 12. ve 13. maddelerine göre ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekirken, TK'nın 21. maddesi uyarınca muhtara tebliğ edildiğini, bu tebligatın usulsüz olduğuna dair alacaklının da kabulü ile bu kez ticaret sicil adresine TK'nın 35. maddesine göre yine usulsüz olarak tebligat yapılarak, takibin kesinleştirildiğini ve müvekkilinin banka hesaplarına haciz konulduğunu, banka hesaplarına haciz konulduğunun öğrenilmesi üzerine icra takibine itiraz ettiklerini ve icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, ancak banka hesapları üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddedildiğini belirterek, icra memur işleminin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
ün 29.01.2016 tarihinde vefatı sebebiyle, mirasçıları tarafından murislerine gönderilen haciz ihbarnamelerin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de şikayet dilekçesinde borçlular tarafından açıkça 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmediğine göre, borçlular murisinin haciz ihbarnamelerinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 5.06.2015 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Asıl borçlu muris yönünden kesinleşen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerine yönelik mirasçıların şikayet hakkı bulunmamaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince,...'...
Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulduğu görülmüştür. İlk Derece Mahkemesi 09/09/2020 tarihli gerekçeli kararında özetle: "...uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....
ödeme emrinin Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile tebliğ tarihinin borçlunun öğrendiğinin beyan ettiği tarih olan 02/09/2020 olarak DÜZELTİLMESİNE karar verilmiştir....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, 18/07/2019 tarihinde takipten haberdar olduklarını, ayrıca kambiyo takiplerinde uygulanan faiz türünün avans faiz olduğunu, takipte fahiş faiz istendiğini, işlemiş faiz, faiz çeşidi ve faiz oranına itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 18/07/2019 olarak kabul edilmesine, faize itirazları yönünden takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine ve süresi içinde yapılmayan gecikmiş itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın incelenebilmesi için öncelikle şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin usul ve yasaya uygun olması gerekir. Aksi halde borçlu vekilinin başvurusunun usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. İcra takip dosyasında davacı - borçluya TK 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin şekli olarak usulüne uygun olduğu görülmektedir. Davacı, dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında gecikmiş itiraz deyimini de kullandığı görülmektedir. Davacı - borçlunun dava dilekçesinde takipten 27/10/2021 tarihinde haberdar olduğunu, davanın da 01/11/2021 tarihinde açıldığı görülmektedir....
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle mahkemenin şikayet talebini hatalı yorumladığını ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştirildiğini takipten haberdar olunca yasal süre içerisinde itiraz dilekçesinin icra müdürlüğüne verdiklerini icra müdürlüğünün takibin durdurulması taleplerini reddettiğini red kararını şikayet ederek itirazın süresinde olduğunun tespitini istediklerini red kararının kendilerine tebliğ edilmediğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin takipten 01/10/2019 tarihinde haberdar olduğunu, 02/10/2019 tarihinde de takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verildiğini belirttiği, takip dosyasının incelenmesinde de, davacı borçlu vekili tarafından imzalı 02/10/2019 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının 02/10/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 02/12/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....