Bu maddenin uygulanabilmesi için, muhataba usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat olmalıdır. Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, anılan madde hükmü uygulanmaz. Takip dosyasının incelenmesinde; icra müdürlüğünce yapılan 29.12.2015 tarihli fiili haciz işlemi sırasında tutulan tutanakta, borçlu ...’ın hazır olduğu yazılmış olup, adı geçenin imzadan imtina etmesi nedeniyle imzasının alınamadığı da, icra memurunca tutanağa şerh edilmiştir. İİK'nun 8/4. maddesi gereğince; icra ve iflas dairesinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir. Bu durumda, her ne kadar adı geçen borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz ise de, borçlunun, 29.12.2015 tarihli fiili haciz işlemi sırasında hazır olduğu, dolayısıyla TK'nun 32. maddesi uyarınca takipten en geç bu tarihte haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından şirket adresindeki değişiklik mersis sitemine bildirilmemiş iken davacının uyap sisteminde kayıtlı olan mersis adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu yönünde verilen karar hukuka aykırı olduğunu, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de tebligat tarihi ile ilgili hüküm kurulmadığını, mahkemece şikayet eden lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Uyuşmazlık; icra emrinin usulsüz tebliğine binaen kesinleşen icra takibi sebebiyle hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu hakkında İstanbul Anadolu 14....
ün 29.01.2016 tarihinde vefatı sebebiyle, mirasçıları tarafından murislerine gönderilen haciz ihbarnamelerin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de şikayet dilekçesinde borçlular tarafından açıkça 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmediğine göre, borçlular murisinin haciz ihbarnamelerinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 5.06.2015 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Asıl borçlu muris yönünden kesinleşen haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerine yönelik mirasçıların şikayet hakkı bulunmamaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesince,...'...
Sokak no 5/8 Antakya/Hatay" olduğunu, ödeme emrinin müvekkili ile hiçbir bağlantısı bulunmayan Köseoğlu İnşaat'ta birlikte çalışana tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ işleminin maaş haczi nedeniyle 28/08/2020 tarihinde öğrenildiğini, aynı gün takibe itiraz ettiklerini belirterek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 28/08/2020 olarak düzeltilmesine ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraz süresi geçtikten sonra yalnızca menfi tespit davası açılabileceğini, bu nedenle borca itiraz yönünden icra mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının tebligata ilişkin iddiasının doğru olmadığını, ödeme emrinin 25/09/2019 tarihinde muhatabın işe gitmesi nedeniyle birlikte oturan yeğeni Mehmet Yalçınkaya imzasına tebliğ edildiğini, ayrıca müvekkili ve davacı borçlu arasında yapılan sözleşmeye göre davacının adresinin "Odabaşı mah....
, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazımızın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazımın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına, İcra takibinin itirazımın nedeniyle durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın, şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, adına çıkan birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürdüğü ve tebliğ tarihlerinin düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, tebliğ tarihinin düzeltilmesinde dosyada taraf olmayan 3.kişinin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; kendisine İİK'nın 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilen davacı 3.kişinin haciz ihbarnamesi tebliğatlarının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette hukuki menfaati olduğundan şikayet hakkı vardır....
İcra Müdürlüğü tarafından buna ilişkin muhtıranın hazırlandığını, ancak söz konusu muhtıranın, 15.01.2020 tarihinden beri davacı idarenin vekilliğini yapmayan Av. ...ye tebliğ edildiğini, taraflarınca muhtıranın 17.06.2021 tarihinde öğrenildiğini,10 günlük sürenin de bu tarihten itibaren başlaması gerektiğini belirterek tebliğin usulsüz tebliğ olduğunun tespitine, usulsüz tebligat nedeni ile mal beyanına ilişkin süre verilmesine dair muhtıranın tebliğ tarihinin idarenin muhtırayı öğrenme tarihi olan 17.06.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Dosya üzeri karar verildiğinden cevap dilekçesi bulunmamaktadır. III....
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve ... E., ... K.). Somut olayda, borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 11.05.2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 03.05.2016 tarihi bildirildiği gibi, borçlu vekilinin 03.05.2016 havale tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak takip dosyasının fotokopisini talep ettiği gözetildiğinde, borçlunun 11.05.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken, şikayetin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....