WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun icra emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Borçlu davalıya gönderilen ödeme emri 17.06.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili cevap ve temyiz dilekçelerinde, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından müvekkilinin icra takibinden haberdar olamadığını savunmuş ve usulsüz tebligatın iptali için... 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/888 esasında dava açtıklarını bildirmiştir. Dairemizce 16.05.2017 tarihli geri çevirme kararı ile... 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/888 Esas sayılı şikayet davası sonucunda verilen kararın kesinleşmiş onaylı bir örneğinin dosya içersine alındıktan sonra gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak dosyanın temyiz edilmiş olduğu bu nedenle kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bu durumda ödeme emrinin iptaline ilişkin mahkeme kararı kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez....

    Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Borçlu davalıya gönderilen ödeme emri 15.04.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca ticaret sicilinde bildirilen adrese tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili temyiz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından müvekkilinin icra takibinden haberdar olamadığını savunmuş ve usulsüz tebligatın iptali için Yalova İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/602 esasında dava açtıklarını bildirmiştir. Dairemizce 25.04.2017 tarihli geri çevirme kararı ile Yalova İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/602 Esas sayılı şikayet davası sonucunda verilen kararın kesinleşmiş onaylı bir örneğinin dosya içersine alındıktan sonra gönderilmesi için dosya geri çevrilmiş, ancak dosyanın temyiz edilmiş olduğu, bu nedenle kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bu durumda ödeme emrinin iptaline ilişkin mahkeme kararı kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Şikayet&itiraz; usulsüz tebliğe, dayanak senet aslının icra kasasında olmadığına ve bağlı olarak borca ilişkindir. Dayanak, İstanbul 25 İcra Müdürlüğünün 2021/25950 esas sayılı dosyasında alacaklı T3 tarafından borçlu T1 aleyhine 15.186,78- USD+1.075,50- TL (harca esas değer 136.089,01- TL) alacağın tahsili için 08/10/2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, kasa şikayetinin 25/10/2021 tarihinde 7 günlük yasal sürede yapıldığı anlaşılmaktadır....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin bizzat davacıya 17/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 25/08/2020 tarihli dilekçe ile takip dosyasına itirazda bulunulduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde de davacının öğrenme tarihinin 25/08/2020 tarihi olduğunun beyan edildiği görülmüştür....

      Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103.madde davetiyesinin ise 16.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu, sadece 31.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 16.10.2015 tarihte takibi öğrendiğinin kabulü gerekir. Buna göre öğrenme tarihi olan 16.10.2015 tarihine göre borçlunun 07.12.2015 tarihinde icra mahkemesine taptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonradır....

        Satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiası ancak ilgilisince ileri sürülebilir. Somut olayda, ihalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, vekile yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde bir iddia bulunmadığından mahkemece resen vekile yapılan tebliğin usulsüz olduğu gözetilemez. Hal böyle olunca, mahkemece, açıklanan nedenle ve başkaca fesih sebebi de bulunmadığı göz önünde bulundurularak ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asıl dava, kesinleşen takip nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Asıl davanın davalısı, birleşen davada ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23.06.2014 olarak belirlenmesine ilişkin 24.06.2014 tarihinde şikayet davası açmıştır. Mahkemece ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapıldığı, borçlunun adresinde bulunmama sebebinin yazılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle birleşen şikayet davasının reddine, asıl davada gerçekleşen temerrüt nedeniyle davalı kiracının tahliyesine karar verilmiş, kararın birleşen davanın davacısı, asıl davanın davalısı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; “…Davada, davalı şirkete tebliğ edilen ödeme emri belirtilen adreste daimi çalışan ... Güneş imzasına tebliğ edilmiş ise de, yetkili temsilcisinin adreste bulunup bulunmadığı, adreste bulunmuyor ise bulunmama nedeni araştırılmamıştır. Bu şekilde yapılan tebligat usulsüzdür....

            göre düzenlenmesi gereken zarflardan olmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, ayrıca bila tebliğ dönen tebligata ilişkin işlemlerin de usulsüz olduğundan TK'nın 35. maddesi gereğince yapılan tebliğin usulsüzlüğü sonucunu doğurduğunu, takipten 01.04.2021 tarihinde haberdar olduklarından tebliğin iptalini talep ettiklerini, takibe konu çeklerde düzenleme yerinin kısaltma yapılarak yazıldığını, bu nedenle çeklerin kambiyo vasfı bulunmadığından kambiyo takibi yapılamayacağından takibin iptalinin gerektiğini, diğer taraftan takibin yetkili icra dairesinde açılmadığını, İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili olduğunu, çeklerdeki imzaların müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine, takibin iptaline, yetkiye ve imzaya itirazlarının kabulü ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

            Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçlu, usulsüz tebligatı 21.02.2014 tarihinde öğrendiğini ileri sürmüş olup, bildirilen bu öğrenme tarihine göre tebligatın usulsüzlüğü yönünde icra mahkemesine yaptığı başvuru 28.03.2014 olup, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinin geçmesinden sonradır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin 7 günlük süreden sonra yapılması nedeniyle istemin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, kabulü göre de, 6100 sayılı HMK.'...

              UYAP Entegrasyonu