Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu yöndeki şikayetin ise, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekmektedir. İİK'nın 18/3. maddesi gereğince, şikayet hakkında duruşma açılmadan karar verilmesi olanaklı ise de, bu durum davalıya (varsa vekiline) şikayet dilekçesi tebliğ edilmeden veya Mahkemece taraf delilleri toplanmadan doğrudan karar verilebileceği anlamına gelmez. Ancak, davacılar vekilinin istinaf aşamasında savunma ve iddialarını ileri sürdüğü ve dava dilekçesindeki iddialar ile birlikte Dairemizce iddiaların değerlendirildiği dikkate alındığında, sırf bu eksiklik nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesinin usul ekonomisine uygun düşmeyeceği değerlendirilerek bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....

İcra Müdürlüğü'nün 2021/16063 Esas sayılı dosyası ile alacaklı T3 tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, işbu takip kapsamında Örnek No:7 ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığını ve muhatap adreste bulunamadığından işbu tebligatın TK 21/2 hükümleri uyarınca gerçekleştirilmemiş olmasına rağmen tebliğ mazbatasının muhatara bırakıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat durumunda tebliğ tarihinin muhatabın beyan ettiği tarih kabul edildiğini, müvekkilinin haberi olmadan takibin kesinleştiğini ve akabinde müvekkilinin adına kayıtlı taşınmazları ile maaşına haciz konulduğunu, bu nedenle ödeme emrinin usulsüz tebligatı şikayetlerinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin müvekkilinin icra dosyasını öğrenme tarihi olan 24/12/2021 olarak düzeltilmesine, yasal süresi içerisinde gerçekleştirilen itirazların yasal süresi içinde olduğunun tespiti ile itirazlarının kabulüne, mevcut haksız hacizlerin kaldırılmasına, işbu haksız ve hukuka aykırı ödemelerin müvekkiline iadesine...

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Tebliğ mazbatasında, ...'ın okuma yazma bilmediğini beyan ettiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut bilgi, belge ya da tanık beyanı olmadığı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazının da süresinde olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini aynen tekrarlamış, bundan başka şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanıldığını, tanıkların bildirilmesi için süre verilmediğini, gerekli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

    Sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine adi yazılı tahliye taahhüdüne dayanılarak ilamsız takibe başlandığı, örnek 14 ödeme emrinin borçluya 14.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24.09.2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu, 17.10.2019 tarihinde icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur ( Yargıtay 12. HD'nin 06.07.2020 tarihli, 2019/13971 E, 2020/6410 K. sayılı içtihadı)....

    Somut olayda davacı borçlu vekilince sunulan şikayet dilekçesinde takipten 27/12/2019 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş, yine icra dosyası kapsamında 27/12/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile ilamsız takibe karşı takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmiş olduğu dikkate alındığında davacının hakkında yapılan takipten en geç 27/12/2019 tarihinde haberdar olduğu, buna göre şikayetin 27/12/2019 tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiğinden, şikayetin son günü 03/01/2020 tarihi olmasına rağmen şikayet başvurusunun 09/01/2020 tarihinde yapıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

    Dava; usulsüz tebliğ ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun HMK''nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Bu nedenlerle, davalı-alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçede hata edilmesi nedeniyle HMK.nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2- Mersin 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/795 E. 2019/652 K. sayılı kararının HMK.nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, a-Usulsüz Tebligat Şikayetinin KABULÜNE, Mersin 5....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tebligat adresinde oturmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğunu, ayrıca mahkemece müvekkilinin Mehmet Yalçınkaya isminde bir yeğeninin olup olmadığının araştırılmadığını, mahkemece, adres kaydına göre hüküm kurulmasının doğru olmadığını, tebliğ mazbatasında ismi yazılı Mehmet Yalçınkaya'nın da tebliğ mazbatasında yazılı adreste oturmadığını başka adreste oturduğunu öğrendiklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayete ilişkindir....

    ın, şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurması mümkün değildir. O halde, mahkemece, istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca kabule göre de, TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren (7) günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Somut olayda, borçlu, 11.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda, icra takibinden 23.02.2012 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu