Birleşen 2015/993 Esas sayılı şikayet dosyasında şikayetçi ..., sıra cetvelinde, 6102 sayılı Kanun'un 1320/1-A bendinde belirtilen şekilde gemi adamı sayılması nedeniyle alacağının gemi alacağı olduğunu, bu nedenle öncelik tanınması gerekirken yasalara aykırı olarak düzenlenen sıra cetvelinde bu hususa riayet edilmediğini ileri sürerek sıra cetvelinde birinci sırada olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan ..., şikayet olunan Sgk vekili, şikayet olunan ...ve ... Şirketi vekili ile bir kısım (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16) şikayet olunanlar vekili şikayetin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi ... şikayet esnasında feragat ettiğinden asıl dosyanın feragat nedeniyle reddine, şikayetçi ... ... İnş. San....
İcra Müdürlüğünün 2019/11580 Esas sayılı dosyasıyla, davacıların takip konusu alacağa ilişkin sözleşmede kefil olmaları nedeniyle takip başlatıldığını, ancak el yazısı ile sorumlu olunan miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefalet beyanının yazılmaması nedeniyle kefalet akdinin hükümsüz olduğunu, icra mahkemesinin bu hususu resen gözetmesi gerektiğini, ödeme emri ekinde dayanak belgenin tebliğ edilmediğini, ödeme emrinde alacaklının iban numarasının bulunmadığını, ödeme emrine el yazısıyla eklemeler yapıldığını, bu eklemelerin paraflanmadığını, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüz olduğunu bildirerek kefalet akdinin geçersizliği nedeniyle takibin iptaline, bu mümkün görülmezse dayanak belgenin tebliğ edilmemesi, alacaklının iban numarasının bulunmaması ve el yazısıyla eklemeler yapılması nedeniyle ödeme emrinin iptaline, ödeme emrinin iptali istemi kabul görmezse ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 09/06/2020 olarak kabulüne karar...
İstem İİK 16- 18.maddelerinde düzenlenen "şikayet" niteliğinde olduğu ve işin niteliği gereği takdiren dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek görülmemiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... usulsüz tebliğ şikayetinin usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılması gerektiği, davacı borçlu vekili tarafından 28/10/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve dava dilekçesi ile ödeme emrinin bu tarihte öğrenildiğinin beyan edildiği, halbuki iş bu şikayetin yedi günlük yasal süre geçtikten sonra 22/02/2023 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin Süre Aşımından Reddine, karar verildiği görülmüştür....
Dolayısıyla, davacıya yapılan ödeme emri tebliğ işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, usulsüz tebliğ şikayeti yerinde değildir. İİK'nın 58. maddesi gereğince, takip belgeye dayandığı takdirde, belge aslı veya örneğinin takip talebine ve ayrıca aynı kanunun 61. maddesi uyarınca da ödeme emrine eklenmesi gerekmektedir. Takibin ilamsız olması bu duruma etkili değildir. Bu hükme uyulmaması halinde borçlunun İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde şikayet hakkı bulunmaktadır. Şikayetin yasal süresinde olup olmadığı Mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir....
Temyiz Sebepleri Alacaklı, istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek, tebligatı teslim alan şahıs ile posta memurunun tanık olarak dinlenilmeden karar verilmesinin usulsüz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Tebligat Kanunu'nun 32, 16; Tebligat Yönetmeliği'nin 25 3....
Takip dosyasının incelenmesinde davacı üçüncü kişiye 89/1 haciz ihbarnamesinin 04.03.2022 tarihinde, usulsüz tebliğ iddiasına konu 89/2 haciz ihbarnamesinin 22.03.2022 tarihinde ve nihayet 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 04.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 89/3 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise tebliğ muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir. Somut olayda, üçüncü kişi davacıya ikinci haciz ihbarnamesinin 22.03.2022, üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 04.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği icra dosyası kapsamından anlaşılmaktadır....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İcra dosyasının incelenmesinde; İcra Müdürlüğü'nce 17.10.2012 tarihinde düzenlenen ve 05.11.2012 tarihinde şikayetçiye tebliğ edilen icra emrinin........2012/255 Esas, 2012/311 sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve karar da henüz kesinleşmemiş ise de aynı icra emri eklenerek şikayetçiye alacaklı vekilinin 15.11.2012 tarihli talebi ile 21.11.2012 tarihinde yeniden icra emri tebliğ edilmiştir.Yapılan bu tebliğ işlemi usulsüz olup bahsi geçen usulsüz tebliğ işleminin derdest şikayet ile ilişkisi bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İcra dosyasının tetkikinde davacı şirketin ödeme emri tebliğ edilen adresine 14/07/2020 günü 103 davetiyesi ve 04/08/2020 günü ise kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu tebliğ muameleleri yönünden herhangi bir usulsüzlük şikayeti yapılmadığı gibi bunların ayrıca şikayet edildiği de ileri sürülmemiştir. Bu halde davacının en geç 14/07/2020 günü takipten haberdar olduğu kabul edilmelidir. Bu tarihte nazara alındığında ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayet için 7 günlük müddet geçmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/968 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, tebligata ilişkin memur işleminin iptaline, tebliğ tarihinin müvekkili şirketin tebligattan haberdar olduğu tarih olan 04/07/2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına yönelik şikayet niteliğindedir....
Somut olayda, şikayetçinin usulsüz tebliğ işlemini ve dayanak belgelerin tebliğe çıkarılmadığını kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 13/10/2020 tarihinde öğrendiği, şikayeti ise yasal 7 günlük süre sona erdikten sonra (16/04/2021 tarihinde) yaptığı anlaşıldığından mahkemece, süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....