Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili asıl ve birleşen davada, davacıların usulsüz olarak kayıt edildiği iddia edilen 21 yeni ortağın üyelik kayıtlarının iptalini isteyemeyeceklerini, genel kurul kararlarının iptali talebi ile birlikte üyelik kayıtlarının iptali isteminin ileri sürülemeyeceğini, yeni üye alımının kanuna, ana sözleşmeye ve genel kurul kararlarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemenin 04.12.2014 tarihli ve 2012/248 Esas 2014/411 Karar sayılı ilamı ile kısmen kabulüne dair verilen kararI taraf vekillerinin temyiz etmesi üzerine Dairemizin 21.12.2015 tarihli ve 2015/1378 Esas 2015/8335 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bu kez davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. ... ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan takipten 10.10.2018 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibe konu kira sözleşmesinde davacının kefilliğini kabul ettiğine dair eşin rızasının bulunmadığını müvekkilinin kefaleti geçersiz olduğundan takibin iptali gerektiğini ayrıca asıl borçlu hakkındaki takip sonuçsuz kalmadan adil kefile başvurulamayacağını, takip dayanağı belgelerin takip talebine eksik şekilde eklenmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, ayrıca takibe konu borca ve ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 10.10.2018 olarak düzeltilmesine, takibin, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığını ayrıca kefaletin geçerli bir kefalet olduğunu söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREKADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİKAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİTAPU İPTALİ VE TESCİL 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1023 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Kadem ile Mehmet ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Kocaeli Dördüncü Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 13.12.2007 gün ve 466/507 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, kaçak ve yitik kişilerden kalan dava konusu yerin 1937 yılından önce vekil edeninin miras bırakanına tahsis edildiğini, kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit gördüğünü, tespitin usulsüz olarak kesinleş-tirildiğini açıklayarak 537 parsele ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....

      Dava; kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 'nin 13. maddesinde, "gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde ise,, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır....

        Zira raporda asıl davada menfi tespit davasının konusu olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve birleşen itirazın iptali davasına konu takip dolayısıyla davacılardan gerçek borçları dışında fazla talepte bulunulup bulunulmadığı miktar olarak net bir şekilde belirlenmeden, fazla talep edilen miktar (usulsüz yapılan hesaptan çıkış işlemlerinden dolayı) yönünden kredi borcu takip alacağının oluşum biçimine göre yapılan ödemeler gözden kaçırılarak, yalnızca usulsüz yapılan hesaptan çıkış işlemlerinin miktarı belirlenmiştir. Bu rapora göre belirlenen miktar üzerinden eksik inceleme ile asıl davada ve birleşen davada karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          CEVAP: Davalı ... vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacı tarafından davalıya yapıldığı iddia olunan ihtarname ve akabindeki tüm tebligatların usulsüz olduğundan davalının hak kaybına uğradığını, usulsüz tebligata ilişkin savcılık tarafından yürütülmekte olan soruşturmanın maddi olayları saptayan kısmı için öncelikle bekletici mesele yapılması gerektiği, ticari ilişkiden kaynaklanan huzurdaki itirazın iptali davasında her ne kadar dava şartını karşılamak üzere öncesinde davalı adına ihtarname keşide edildiği iddia edilmekte ise de, söz konusu ihtarnamenin davalıya ulaşmadığından muaccel bir alacaktan ve hukuka uygun şekilde başlatılan bir icra takibinden bahsedilemeyeceğini, usulsüz tebligata ve davanın yasal geçerlilik unsurlarını taşımadığına dair yapılan itirazlar saklı kalmak kaydıyla, bunun yanı sıra davacının huzurdaki itirazın iptali davasını açmasında hukuki yarar bulunmadığını, yasal şartları taşıdığı anlamına gelmemek kaydıyla itirazın iptali davası için ön görülen...

            İcra Müdürlüğü 2021/12648 E sayılı dosyasında düzenlenen ödeme emri müvekkili şirket yetkililerine ulaşmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tüzel kişiliğe haiz olan müvekkiline usulde yapılmayan tebligatın usulsüz olduğunu, uygulama Yönetmeliğinin 21/3....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde davacı vekili, müvekkili aleyhine açılan itirazın iptali davasında yargılama sırasında, davacıya Tebligat Yasasının 35.maddesince usulsüz tebligat yapılarak davanın kabul edildiğini ve kararın da yine Tebligat Yasasının 35. maddesince yapılan tebligat sonucu kesinleştirildiğini, davacının yapılan yargılamadan haberdar olmadığını ileri sürerek mahkemenin 2004/1323 Esas - 2005/526 sayılı kararının kaldırılarak yargılamanın yenilenmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüyle sözü edilen kesinleşmiş kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sayılmış olmakla, davacının ileri sürdüğü usulsüz tebligatın yargılamanın iadesi sebebi olamayacağı ancak mahkeme kararına karşı tebligatın usulsüz olması nedeniyle süresinde temyiz isteminde bulunabileceği hususu...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür....

                olduğunu, satış ilanının usulsüz olduğunu ayrıca bu ilanın tüm yurtta yayınlanan bir gazetede yapılmadığını, aynı taşınmaz ile ilgili tasarrufun iptali davasında belirlenen bedelin de altında bir satış yapıldığını beyan etmiş, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu