WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takibin iptaline yönelik diğer şikayeti yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan durum yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır. Mahkemece; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebliğ tarihinin TK.'nun 32. maddesi yarınca düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın bu konudaki şikayeti de kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Hukuk Dairesince ".... ortaklığın giderilmesi istemli davada davacıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu belirtilerek, ortaklığın giderilmesine ilişkin hükmün temyizi için davacıya imkan verilmesi, temyiz edildiği takdirde sonucunun beklenmesi ve sonrasında bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle istinaf isteminin kabulüne karar verildiğini, ilk derece mahkemesinin 12.07.2017 tarihli ara kararı ile kendilerine ortaklığın giderilmesi dosyasının temyiz edilmesi için süre verildiğini, tapu iptali ve tescil davasında yapılan araştırma sonucunda eldeki dosyada dava dilekçesi ve gerekçeli kararının tebliğ edildiği tarihlerde müvekkilinin usulsüz tebliğlerin yapıldığı ... Köyünde ikamet etmediğinin emniyet araştırması ile tespit edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun; “Usulüne aykırı tebliğin hükmü” kenar başlıklı 32. maddesinde ise, “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

      Davalı vekili asıl ve birleşen davada, davacıların usulsüz olarak kayıt edildiği iddia edilen 21 yeni ortağın üyelik kayıtlarının iptalini isteyemeyeceklerini, genel kurul kararlarının iptali talebi ile birlikte üyelik kayıtlarının iptali isteminin ileri sürülemeyeceğini, yeni üye alımının kanuna, ana sözleşmeye ve genel kurul kararlarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemenin 04.12.2014 tarihli ve 2012/248 Esas 2014/411 Karar sayılı ilamı ile kısmen kabulüne dair verilen kararI taraf vekillerinin temyiz etmesi üzerine Dairemizin 21.12.2015 tarihli ve 2015/1378 Esas 2015/8335 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bu kez davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. ... ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/01/2023 NUMARASI : 2021/455 E - 2023/4 K DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İETT Genel Müdürlüğü Mali Hizmetler Dairesinde muhasebe görevlisi olarak çalışan Savaş Işık adlı memurun sahte belge ve usulsüz işlemler ile idareye ait 129.700,00- TL'sini davalı T3 ait banka hesabına göndererek idare zararına olarak davalı borçlunun mal varlığında artışa neden olduğunu, takibe konu haksız ödemeye neden olan olayın 2019 yılı aralık ayında yapılan idari soruşturma kapsamında tespit edildiğini, sahte ve usulsüz işlemlerle hesabına para gönderilen kişilere mektup gönderilerek usulsüz işlem ile hesaplarına gönderilen paranın iade edilmesinin istendiğini, idarece yapılan talep üzerine diğer borçlu Savaş Işık...

        Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup, şikayetçi, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bu şikayetin ancak borçlu tarafından ileri sürülebileceği belirtilmiş ise de mahkemenin de kabulünde olduğu üzere usulsüz olan tebligatın ancak Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun öğrenmesi halinde geçerli sayılabileceği dikkate alındığında, şikayet olunan tarafından usulsüz tebligata rağmen borçlunun tebligattan haberdar olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir....

          Dosya kapsamından, davacı tarafça davalı aleyhine, yeşil karta istinaden yapılan 4.862,78 TL usulsüz harcama tespit edildiği gereçesiyle, 3816 sayılı kanunun 10. maddesi gereği bu tutarın iki misli üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının vergi kaydının bulunduğu döneme ilişkin usulsüz harcama tutarının 899,44 TL olarak hesaplandığı, ancak anılan kanunun 10. maddesi gereğince, bu tutarın iki mislinin hesaplanmadığı, mahkeme tarafından da, bilirkişi raporunda hesaplanan ana para miktarı üzerinden takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda; 3816 sayılı kanunun 10. maddesi uyarınca, davacı idarenin alacağının, davalının yeşil karta istinaden yaptığı belirlenen usulsüz harcama tutarının iki misli üzerinden hesaplanması gerekirken, salt usulsüz harcamaya konu ana para tutarı hesaplanması ve hüküm altına alınması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir....

            İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan takipten 10.10.2018 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibe konu kira sözleşmesinde davacının kefilliğini kabul ettiğine dair eşin rızasının bulunmadığını müvekkilinin kefaleti geçersiz olduğundan takibin iptali gerektiğini ayrıca asıl borçlu hakkındaki takip sonuçsuz kalmadan adil kefile başvurulamayacağını, takip dayanağı belgelerin takip talebine eksik şekilde eklenmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, ayrıca takibe konu borca ve ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 10.10.2018 olarak düzeltilmesine, takibin, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığını ayrıca kefaletin geçerli bir kefalet olduğunu söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREKADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİKAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİTAPU İPTALİ VE TESCİL 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1023 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Kadem ile Mehmet ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Kocaeli Dördüncü Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 13.12.2007 gün ve 466/507 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, kaçak ve yitik kişilerden kalan dava konusu yerin 1937 yılından önce vekil edeninin miras bırakanına tahsis edildiğini, kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit gördüğünü, tespitin usulsüz olarak kesinleş-tirildiğini açıklayarak 537 parsele ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....

              Dava; kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 'nin 13. maddesinde, "gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde ise,, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır....

                Zira raporda asıl davada menfi tespit davasının konusu olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve birleşen itirazın iptali davasına konu takip dolayısıyla davacılardan gerçek borçları dışında fazla talepte bulunulup bulunulmadığı miktar olarak net bir şekilde belirlenmeden, fazla talep edilen miktar (usulsüz yapılan hesaptan çıkış işlemlerinden dolayı) yönünden kredi borcu takip alacağının oluşum biçimine göre yapılan ödemeler gözden kaçırılarak, yalnızca usulsüz yapılan hesaptan çıkış işlemlerinin miktarı belirlenmiştir. Bu rapora göre belirlenen miktar üzerinden eksik inceleme ile asıl davada ve birleşen davada karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu