CEVAP: Davalı ... vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacı tarafından davalıya yapıldığı iddia olunan ihtarname ve akabindeki tüm tebligatların usulsüz olduğundan davalının hak kaybına uğradığını, usulsüz tebligata ilişkin savcılık tarafından yürütülmekte olan soruşturmanın maddi olayları saptayan kısmı için öncelikle bekletici mesele yapılması gerektiği, ticari ilişkiden kaynaklanan huzurdaki itirazın iptali davasında her ne kadar dava şartını karşılamak üzere öncesinde davalı adına ihtarname keşide edildiği iddia edilmekte ise de, söz konusu ihtarnamenin davalıya ulaşmadığından muaccel bir alacaktan ve hukuka uygun şekilde başlatılan bir icra takibinden bahsedilemeyeceğini, usulsüz tebligata ve davanın yasal geçerlilik unsurlarını taşımadığına dair yapılan itirazlar saklı kalmak kaydıyla, bunun yanı sıra davacının huzurdaki itirazın iptali davasını açmasında hukuki yarar bulunmadığını, yasal şartları taşıdığı anlamına gelmemek kaydıyla itirazın iptali davası için ön görülen...
olduğunu, satış ilanının usulsüz olduğunu ayrıca bu ilanın tüm yurtta yayınlanan bir gazetede yapılmadığını, aynı taşınmaz ile ilgili tasarrufun iptali davasında belirlenen bedelin de altında bir satış yapıldığını beyan etmiş, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü 2021/12648 E sayılı dosyasında düzenlenen ödeme emri müvekkili şirket yetkililerine ulaşmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tüzel kişiliğe haiz olan müvekkiline usulde yapılmayan tebligatın usulsüz olduğunu, uygulama Yönetmeliğinin 21/3....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde davacı vekili, müvekkili aleyhine açılan itirazın iptali davasında yargılama sırasında, davacıya Tebligat Yasasının 35.maddesince usulsüz tebligat yapılarak davanın kabul edildiğini ve kararın da yine Tebligat Yasasının 35. maddesince yapılan tebligat sonucu kesinleştirildiğini, davacının yapılan yargılamadan haberdar olmadığını ileri sürerek mahkemenin 2004/1323 Esas - 2005/526 sayılı kararının kaldırılarak yargılamanın yenilenmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüyle sözü edilen kesinleşmiş kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sayılmış olmakla, davacının ileri sürdüğü usulsüz tebligatın yargılamanın iadesi sebebi olamayacağı ancak mahkeme kararına karşı tebligatın usulsüz olması nedeniyle süresinde temyiz isteminde bulunabileceği hususu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, usulsüz de olsa ödeme emrinin borçluya 16.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bundan sonra, takip alacaklısı tarafından şikayetçi borçlu ve 3. kişi aleyhine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/103 Esas sayılı dosyası ile açılan tasarrufun iptali davasında, dava dilekçesinin 25.11.2014 tarihinde borçluya bizzat tebliğ edildiği görüldüğünden, borçlunun bu tarihte takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 14.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır....
Mahkemece, ünvanda farklılık nedeniyle yapılan tebligatın sağlıksız olduğu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmiştir.Borçlu temyizinde, takipte borçlu olarak gösterilen şirket ile kendi şirketlerinin ticaret ünvanlarını benzer olsa bile aynı şirket olmadıklarını, takibin husumet yönünden iptali gerektiğini, alacaklı taraf ise takipte ... Gıda ünvanının sehven gösterildiğini bu durumun takibin iptalini gerektirmeyeceğini belirtmiştir....
da usulsüz olduğunun açık olduğunu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi karşısında ölü kişiye yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesinin mümkün olmadığından ödeme emrinin iptali gerekeceğini kaldı ki ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğinden yenileme işleminin iptali şikayeti hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davada; ... 3....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, maliki olduğu bağımsız bölümün usulsüz ve sahte işlemlerle cebri ihale sonucu icra alacaklısı ... ...'a satıldığını, sonrasında da danışıklı biçimde davalılara devredildiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, kayda güvenerek taşınmazı edindiklerini belirtip, davanın reddini savunmuşlar, birleştirilen davalarında da, davacının taşınmaza elatmasının önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, cebri ihalenin usulsüz yapıldığı, davalıların da bu durumu bildikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Sayılı dosyası" şeklinde talepte bulunduklarını, taraflarınca başlı başına tebligatın usulsüz olduğundan bahisle bir dava açılmamış olduğunu, sadece Saray İcra Müdürlüğü 2022/495 Tal. Sayılı dosyasından hazırlanan 01.11.2022 tarihli kıymet takdir raporunun iptali talebi olarak tebligatın usulsüz olduğunun bir gerekçe olarak belirtildiğini, kıymet takdir raporunun iptalini inceleyen mahkeme tarafından incelenmesi gerekirken, şikayetin usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir....