WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 10....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı tarafından davacı aleyhine takip yapıldığı, davacının usulsüz tebligat şikayetiyle ilk derece mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin yönetmelikte belirtilen kişilerden beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı kararı). Şikayete konu tebliğ parçasında "Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu/kapıcı/yönetici Hatice Daş'dan sorulmuş, muhatabın dışarı gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat ......

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Usulsüz tebligata itiraz K A R A R İnceleme konusu karar usulsüz tebligat şikayeti olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, tebliğ memuru tarafından mazbata üzerine TK'nın 21/1 maddesine göre haber bırakılan komşunun ismi yazılmadığı gibi, beyanı alınan kişinin imzasınında alınmadığı, imzadan imtina edip etmediğinin de mazbata üzerine yazılmadığı, yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davacı tarafça bildirilen tarihten daha evvel TK.nun 32. maddesi uyarınca öğrenmenin gerçekleştiği belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 2.İcra Müdürlüğünün 2020/4273 esas sayılı icra takibinden davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile öğrenme tarihinin 31/08/2020 olarak düzeltilmesine, usulsüz tebliğ dolayısıyla borçlunun itirazının süresinde olduğu tespiti ile icra takibinin itiraz dolayısıyla durdurulmasına karar verilmiştir....

    No:2C İç kapı No:9 Edirne" adresine tebliğe çıkartıldığı, 09/01/2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, daha sonra usulüne uygun tebligat yapılan bu adrese çıkartılan ve bila tebliğ iade gelen herhangi bir tebligat olmadığı halde, normal yolla tebligat çıkartılması yerine, satış ilanının doğrudan tebligat üzerine TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılması isteğini içeren şerh verilerek tebliğe çıkartıldığı ve dağıtıcı tarafından da TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin gerçekleştirildiği anlaşıldığından, yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Diğer yandan, satış ilanı ihale tarihinden önce tebliğe çıkartılmış ise de; TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi ihale tarihinden sonra 09/02/2021 tarihinde yapılmış olup, ihale tarihinden makul bir süre önce usulsüz de olsa tebliğ edilen bir satış ilanı bulunmamaktadır....

    Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; borçluya örnek 7 ödeme emrinin 08.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 16.12.2015 tarihinde takip dosyasına vekalet sunduğu, aynı tarihte de icra müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesi ile takipten 14.12.2015 tarihinde haberdar olunduğunun bildirildiği, ancak icra mahkemesine başvurunun 21.07.2016 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece; şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Tebligatın usulsüzlüğü gecikmiş itiraz nedeni yapılamaz. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde, "tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı usulsüz tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.10.2010 tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin asıl dava yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, ilamsız takipte İİK.nun 62/l.maddesi uyarınca her türlü İtirazın yasal yedi günlük süre içinde icra dairesine yapılması gerektiği hususu gözardı edilerek birleşen dava yönünden şikayetin kabulü ile, icra dairesine süresinde yapılmış bir itiraz da olmadığı halde, icra mahkemesine yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

        No:66/1 İzmit/Kocaeli" adresi olduğu, davalı alacaklı tarafça öncelikle davacı borçlunun bilinen en son adresi esas alınarak sözleşmede yazılı tebligat adresine ödeme emri tebliğe çıkartılmaksızın, doğrudan merniste kayıtlı olduğu adrese tebligat çıkarılmasının Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine aykırı olduğu, Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine aykırı olarak merniste kayıtlı adrese çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince davacıya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi'nce davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetli olduğundan davalının bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir....

        İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Davacının geçikmiş itiraz talepli dava dilekçesi ayrıntılı incelendiğinde, usulsüz tebligat iddiaları içerdiği bu sebeple davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak görüldüğü, tebligat mazbatası ayrıntılı incelendiğinde borçlunun nerede olduğunun sorulduğu kişinin kim olduğu belirtilmediği, adı ve soyadı yazan şahsın yönetici/komşu/kapıcı veya başka biri olup olmadığı tespit edilmemiş olup, tebligat bu hali ile usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihinin 10/12/2021 olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin kabulü ile İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü'nün 2021/20839 Esas sayılı icra dosyasında 29/11/2021 tarihli ödeme icra emrini içerir tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/12/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, " karar verildiği görülmüştür....

        İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının itirazı, gecikmiş itiraz niteliğinde olup, gecikmiş itirazın İcra İflas Kanununda sayılan yasal şartları olmadığı için dikkate alınmaması gerektiğini, takip dosyasında borçlu T1 gönderilen tebligat olmadığını, vasisi T2 yapılan tebligata yönelik herhangi bir dava açılmadığını, davacının vasiye yapılan tebligata ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, sadece vasi T2 Almanya'da ikamet ettiğinin belirtildiğini, vasinin ikametgah adresinin Türkiye'de İzmir ve İstanbul illerinde olduğunu, herhangi bir şekilde şikayet edilmeyen borçlunun vasisine yapılan tebligatın usulsüz olduğuna dair talep aşılarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise de; vasiye yapılan tebligatın geçerli olduğunu, takip açıldığı anda Uyap sistemi uyarı verince, vasinin Uyap sisteminde belirtilen Fatih/İstanbul adresine tebligat gönderildiğini, ancak tebligatın 07/09/2018 tarihinde bila tebliğ iade edildiğini...

        UYAP Entegrasyonu