Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi üzerine borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itiraz sebepleri ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu belirterek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    K. 21/2 ye göre yapılan tebligatta da öngörülen şerhin bulunmaması sebebi ile usulsüz olduğunu, tebliğ evrakının açık mavi renkte olmadığını, tebliğ memurunun adı soyadının yazılı olmadığını, usulsüz tebliğ nedeni ile ıttıla tarihinin 16.09.2019 olarak düzeltilmesini borca itiraz sebebi ile takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....

    DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, diğer fesih nedenleri yanında; satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden vekili Av. ...’ya tebliğ edilmediğini de ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesi ile Avukatlık Kanununun 41. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup vekil var iken asile yapılan tebligat yok hükmündedir....

      Borçlu vekili tarafından takip dosyasına 15.04.2016 tarihinde itiraz dilekçesi verildiğine ve mahkemece, borçluya yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.04.2016 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, 20.04.2016 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından Dairemizce, kararın düzeltilerek onanması gerekirken, doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 08/02/2018 tarih, 2016/27746 Esas – 2018/1059 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Diyarbakır 1....

        Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki şikayet ve gecikmiş itiraz yargılamasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle dava şartı yokluğundan reddine, sair şikayetlerin ise süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

            N.53 Nilüfer/ Bursa" adresine ödeme emrinin tebliğ edildiğini, icra dosyasından yapılan tebligat usulsüz olup iptali gerektiğini, ancak bu tebligat ve şerh usulsüzdür zira işbu adres senet üzerindeki adres olmadığı gibi müvekkilin bilinen adresi veya MERNİS adresi olmadığını, öncelikle takibin durdurulmasın yönelik teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takibin iptaline, ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan ve takibe dayanak evrakın kambiyo vasfı taşımaması sebebiyle takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Kişi) nezdinde olan hak ve alacaklarının tahsili için müvekkiline 89/1 Haciz İhbarnamesi, 89/2 Haciz İhbarnamesi ve 89/3 Haciz İhbarnamesi gönderdiğini, müvekkilinin gönderilen 89/1 Haciz İhbarnamesine hiç bir şekilde vakıf olmadığını, bu sebeple haberdar olmadığı bir haciz ihbarnamesine karşı itirazda da bulunmadığını, 89/1 Haciz İhbarnamesinin muhtara 27/02/2018 tarihinde tebliğ edildiğinin öğrenildiğini, 89/2 Haciz ihbarnamesinin de muhtara 15 Mart 2018 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin 89/2 Haciz İhbarnamesini 27 Mart 2018 tebellüğ ettiğini ve 29 Mart 2018 tarihinde 89/2 Haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini, sonrasında gönderilen 89/3 Haciz İhbarnamesine müvekkilinin süresinde itiraz ettiğini, dosya incelendiği taktirde Tebligat Kanunu Madde 10 uyarınca bilinen son adresine hiç bir şekilde tebligat çıkarılmadığının görüleceğini, bu nedenlerle 89/1 Haciz İhbarnamesinin usulsüz tebliği nedeniyle usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne, tebligatın 16/09/2020 tarihinde yapılmış...

            İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 13 Örnek ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun aradığı usullere riayet edilmeksizin tebliğ edildiğini, müvekkilinin 13 örnek ödeme emrinin tebliğ tarihi gözüken 19/04/2022 tarihinde Fransa'da bulunduğunu, davalıya ait pasaport ve yurda giriş çıkış damgalarının dosyaya ibraz edildiğini, 13 örnek ödeme emri tebligatı usulsüz olup ıttıla tarihi olan 01/07/2022 tarihinde icra dosyasına borca itiraz dilekçesi verildiğini, mahkeme gerekçeli kararında " ... ödeme emri tebliğine ilişkin ıttıla tarihi 01/07/2022 tarihi olarak belirtildiğinden ve dosyaya sunulan yurtdışı giriş çıkış damga bilgilerine göre de icra dosyasından yapılan 19/04/2022 tarihli tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından ... " görüşüne yer vererek tebligatın usulsüz olduğunu kabul ettiğini, mahkemenin bir taraftan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu kabul etmesi diğer taraftan da usulsüz tebligata rağmen temerrüdün oluştuğunu belirtmesinin çelişkili olduğunu, kaldı...

            UYAP Entegrasyonu