Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

No:12 İç Kapı No:4 Alanya/ANTALYA adresinin bildirdiği, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddesi uyarınca, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligat yapılabileceği, şikayetçi tarafından bildirilen bilinen en son adresine tebligat çıkarılmadan, doğrudan AKS sistemine kayıtlı adresine Tebligat Kanunu 21/2 maddesi uyarınca yapılan 3. haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, davalı tarafça aksini ispat eder nitelikte yazılı delil sunulmadığı (Yargıtay 12....

Kaldı ki somut olayda, vekili bulunmasaydı dahi, borçlu asile 27.11.2014 günü yapılan satış ilanını içeren tebligat, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı konutta yaşayan sıfatı ile iş arkadaşına yapılmış olup, anılan tebligat 7201 sayılı Kanun'un 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesine (adres, iş adresi sayıldığı takdirde aynı Kanunun 17. maddesine ve Yönetmeliğin 26. maddesine) göre de usulsüz sayılacaktır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda şikayetçi şirket vekilince 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra icra dosyasına 07/02/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderilen dilekçe ile gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, en geç bu tarih itibarı ile usulsüz tebliğ edildiği iddia edilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin tebliğinden haberdar olunmasına rağmen usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü süreden sonra 05/04/2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayetinin esası incelenerek şikayetin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....

    Buna göre davacıya TK21/2'ye göre tebliğ edilen ihbarname kapıya yapıştırıldığı belli olmadığından yapılan tebligat usulsüzdür. Mahkememizce usulsüz tebligat durumu gözetilmiş, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun tebligata muttali olduğunu bildirdiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken sehven icra emrinin iptaline" şeklinde karar verilmiştir....

    İlk derece mahkemesi tarafından;''...Uyuşmazlık usulsüz tebliğ şikayetine yönelik olduğu, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş'nin 15/09/2021 tarihli cevabi yazısı ile; borçlu şirket olan Göksoylar Hafriyat...Ltd Şti adına oluşturulan e-tebligat adresinin 07/07/2021 tarihinde aktif edildiği bildirildiği, Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.”...

    Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda borçluya örnek 7 ödeme emrinin 13.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... Elektirik Dağıtım A.Ş vekilinin ise icra dosyasına verdiği 22/07/2015 havale tarihli dilekçesinde takibe, ödeme emrine itiraz ettiği, icra mahkemesine başvurunun ise 05.08.2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla borçlunun 22.07.2015 tarihinde takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı anlaşılmıştır....

      Hukuk Dairesi'nin 15/05/2012 tarih 2011/32075 Esas 2012/16813 Karar sayılı ilamı ve benzer pek çok ilamda belirtildiği gibi idari izin nedeni ile itiraz süresi uzamaz. Buna göre davacı borçlu tarafından bayram tatili sonrası idari izin verilen 07/06/2019 tarihi geçilerek 10/06/2019 tarihinde yapılan itirazın süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası bakımından ise davacı borçlu en geç itiraz tarihi olan 10/06/2019 tarihinde ödeme emrini öğrenmiş sayılır. Bu durumda İİK’nun 16/1. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede (HGK. 05/06/1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K. sayılı ilamı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 13/02/2018 tarih 2016/27724 Esas 2018/1195 Karar sayılı ilamı) yapılması gerekir. Davacı borçlu tarafından 7 günlük süreden sonra 12/02/2020 tarihinde şikayette bulunulduğu görülmektedir... '' şeklindeki gerekçe ile "şikayetin reddine" karar verilmiştir....

      Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğünün hükümlerine uyulmaksızın yapılan bir tebliğ işlemi usulsüz olmakla birlikte böyle bir tebligat mutlaka geçersiz sayılmaz. Tebligat usulsüz olsa bile, muhatap usulsüz tebliği öğrenmişse tebligat geçerli sayılır ve muhatabın öğrendiğini bildirdiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir (Tebligat K.m.32). Muhatabın öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi ancak yazılı bir belge ile kanıtlanabilir. Beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanı ile ispat edilemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı adına çıkarılan gerekçeli karar tebligatı, Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca aynı konutta sürekli oturduğu, ehil ve ... olduğu belirtilen annesine yapılmıştır. Ancak dosyada davacının dava konusu ettiği 5 adet parsele yönelik babasının bu parselleri davacıya vermediği, halen kendi kullanımında olduğunu beyan ettiği ve bu parsellere ilişkin olarak davanın reddedildiği dikkate alındığında davacı ile annesi arasında husumet oluştuğu ve bu sebeple annesine yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu açıktır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine 24/09/2020 tarihinde vekalet ücreti alacağından bahisle ilamsız icra takibine gidildiği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde muhatabın tatilde olduğundan bahisle imzadan imtina eden oğlu Dinçer Şener'e 13/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği 03/11/2020 tarihinde takipten haberdar olduğundan bahisle ayn tarihte usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı...

        UYAP Entegrasyonu