"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi üzerine borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itiraz sebepleri ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu belirterek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 13 Örnek ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun aradığı usullere riayet edilmeksizin tebliğ edildiğini, müvekkilinin 13 örnek ödeme emrinin tebliğ tarihi gözüken 19/04/2022 tarihinde Fransa'da bulunduğunu, davalıya ait pasaport ve yurda giriş çıkış damgalarının dosyaya ibraz edildiğini, 13 örnek ödeme emri tebligatı usulsüz olup ıttıla tarihi olan 01/07/2022 tarihinde icra dosyasına borca itiraz dilekçesi verildiğini, mahkeme gerekçeli kararında " ... ödeme emri tebliğine ilişkin ıttıla tarihi 01/07/2022 tarihi olarak belirtildiğinden ve dosyaya sunulan yurtdışı giriş çıkış damga bilgilerine göre de icra dosyasından yapılan 19/04/2022 tarihli tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından ... " görüşüne yer vererek tebligatın usulsüz olduğunu kabul ettiğini, mahkemenin bir taraftan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu kabul etmesi diğer taraftan da usulsüz tebligata rağmen temerrüdün oluştuğunu belirtmesinin çelişkili olduğunu, kaldı...
Kişi) nezdinde olan hak ve alacaklarının tahsili için müvekkiline 89/1 Haciz İhbarnamesi, 89/2 Haciz İhbarnamesi ve 89/3 Haciz İhbarnamesi gönderdiğini, müvekkilinin gönderilen 89/1 Haciz İhbarnamesine hiç bir şekilde vakıf olmadığını, bu sebeple haberdar olmadığı bir haciz ihbarnamesine karşı itirazda da bulunmadığını, 89/1 Haciz İhbarnamesinin muhtara 27/02/2018 tarihinde tebliğ edildiğinin öğrenildiğini, 89/2 Haciz ihbarnamesinin de muhtara 15 Mart 2018 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin 89/2 Haciz İhbarnamesini 27 Mart 2018 tebellüğ ettiğini ve 29 Mart 2018 tarihinde 89/2 Haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini, sonrasında gönderilen 89/3 Haciz İhbarnamesine müvekkilinin süresinde itiraz ettiğini, dosya incelendiği taktirde Tebligat Kanunu Madde 10 uyarınca bilinen son adresine hiç bir şekilde tebligat çıkarılmadığının görüleceğini, bu nedenlerle 89/1 Haciz İhbarnamesinin usulsüz tebliği nedeniyle usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne, tebligatın 16/09/2020 tarihinde yapılmış...
DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 10.05.2012 tarih ve 2011/55 E., 2012/54 K. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve kararın takip dosyası arasında bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....
Mahkeme; şikâyet eden borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine, mernis adresine gönderildiği ve TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği, tebligat evrakında, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına yönelik meşruhat” verildiği gözetildiğinde, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine göre usulüne uygun olduğu, resmi belge niteliğindeki tebligat evrakının içeriğinin aksinin şikayet eden tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, yetkiye ve borca itirazların ise ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük sürede ileri sürülmemesi nedeniyle süreden reddine karar vermiştir...
yapılan işlemler dikkate alındığında davacının icra takibini bilmemesinin olanaksız olduğunu, davacının usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz edemediğine ve böyle bir borcunun bulunmadığına yönelik itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Dairesi'nin 2021/4871 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu olarak gözüken müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin eşi Seniha ÖZTÜRK'ün okur-yazar olmaması nedeni ile tebliğin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten 25.03.2021 tarihinde haberdar olduğunu, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....