Davacı borçluya gönderilen örnek 7 ödeme emri tebligat mazbatasının incelenmesinde, "adreste kimse bulunmaması üzerine muhataba en yakın komşu İdris Koçdar'a soruldu, muhatabın işte olduğunu beyan edip imzadan imtina ettim bu sebeple tebliğ evrakının mahalle muhtarına teslim edilerek 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmak suretiyle komşusuna .... haber verildi... komşusu imzadan imtina etti" şerhiyle 14/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış ise de, haber alınan komşu isminin tebligat mazbatasında yazıyor ise de haber bırakılan komşu isminin tebligata yazılmadığı bu haliyle tebligatın TK 21/1 maddesine aykırı olduğu, muhatabın TK'nu 32.maddesi gereğince tebligatı öğrendiği tarihten itibaren icra dairesine itiraz ile icra hukuk mahkemesine usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, davacı borçlunun hakkındaki takipten daha önceden haberdar olduğunun tespit edilemediği bu haliyle tebligat usulsüzdür....
İİK 65. maddesine göre borçlunun gecikmiş itirazda bulunabilmesi için, öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması ve borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebi ile süresi içerisinde borca itiraz edememiş olması gerekir. Ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edilmiş olması halinde, HMK 33/1 maddesinde belirtilen hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralından hareketle şikayet dilekçesinde istemin gecikmiş itiraz olarak yazılması durumunda dahi istemin resen usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir. TK 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda; ödeme emri TK 21/1....
İncelenmesinde; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu T1 hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 19/07/2022 tarihinde komşu Mustafa Dağdeviren'e haber verilerek muhtara tebliğ edildiği, 01/08/2022 tarihinde T1'in İcra Müdürlüğüne gelerek "asıl alacak, asıl alacağa işlemiş ve işleyecek faiz ile icra masrafı ve avukatlık ücretine itiraz ettiğini, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını" belirtir dilekçe verdiği, icra müdürlüğünün 01/08/2022 tarihli kararı ile yasal süresinde olmayan itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32.maddesi gereğince tebligat usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.(HGK 25/01/2006 tarih ve 2005/2- 772Esas 2006/17Karar) Usulsüz tebligat şikayete tabi olup, muhatabın İİK'nun 16/1 maddesi gereğince 7 gün içerisinde İcra Mahkemesi'ne şikayet yolu ile başvurması gerekir....
Mahkemece; tebligatın Tebligat Kanunun 35. Maddesine gereğince yapılabilmesi için icra dosyası kapsamında muhataba daha öncesinde aynı adrese usulüne uygun olarak yapılmış tebligat olması gerektiği, şikayete konu icra dosyası incelendiğinde muhatap adına çıkarılan tebligatların iade edildiği buna rağmen TK 35. maddeye göre tebligat çıkarıldığı anlaşılmakla tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne ve ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen 21/01/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde olmadığını, davacının daha önce icra dosyasına itiraz ettiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/846 E. sayılı dosyaları ile devam eden Tapu İptali ve tescili davaları bulunduğunu, söz konusu tahliye işlemi bu yönüyle usulsüz olup takibin iptali gerektiğini, tahliye talepli icra takibinde yapılan tebligat usulsüz olup usulsüz tebligat esas alınarak açılan tahliye davası da usulsüz olduğunu, İstanbul Anadolu 24....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru ilamsız icra yolu ile başlatılan takipte İİK'nun 16 maddesine dayanan ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayettir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 10/1. maddesine göre; ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.'' 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle eklenen aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.''...
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 6183 sayılı Kanunun "ödeme emrine itiraz" başlığını taşıyan 58. Maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre ödeme emrine itiraz süresi yedi gündür. Bu süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 07.02.2012 tarihinde davacı ...'ın oğlu ...'...
CEVAP : Davalı alacaklı T3 cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davalının mernis adresine gönderildiğini, davacının usulsüz tebligat yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı borçluya usulüne uygun tebligatın sağlandığını, usulsüz tebligat yapıldığı iddiasının tamamen hukuka aykırı ve kötü niyetli olup alacaklı müvekkilin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, mernis adresinin güncel olup olmadığından davacının sorumlu olduğunu belirterek, şikayetin reddine, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca faize ve ferilere ve zaman aşımına itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda sadece borca itiraz yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir....
Dava İİK'nun 16. maddesi kapsamında usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, T.K. 32. maddesine göre tebligatın usulsüz yapılması halinde öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, şikayetçinin dava dilekçesinde ödeme emrinden dava dışı takip borçlusu Aydın Öner yönünden borca itiraz ettiklerinde haberdar olduklarını beyan etmesine, icra takip dosyasına göre alacaklı vekili tarafından borçlular T5 ve Ticaret Ltd. Şti. ile Jadem Güzellik Merkezi Kozmetik Ürünleri Gıda Temizlik İnşaat Taahhüt Sanayi ve Tic. Ltd....