Borçlu vekili tarafından takip dosyasına 15.04.2016 tarihinde itiraz dilekçesi verildiğine ve mahkemece, borçluya yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.04.2016 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, 20.04.2016 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından Dairemizce, kararın düzeltilerek onanması gerekirken, doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 08/02/2018 tarih, 2016/27746 Esas – 2018/1059 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, Diyarbakır 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 12.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Av.Şerafettin Ekinci'nin 17.01.2018 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunduğu, (vekaletname sunulduğu tarihte dahi borca itiraz dilekçesinin verilmesinin mümkün olduğu, zira 7 günlük borca itiraz süresinin dolmadığı) dolayısıyla şikayetçilerin en geç 17.01.2018 tarihi itibariyle icra takibine muttali olduğundan, bu tarihten itibaren 7 gün içerisinde en geç 24.01.2018 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunması gerekirken 19/07/2021 tarihinde açılan eldeki usulsüz tebligata dair şikayetinin süreaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
tebligat yapıldığından bahisle sıra cetvelinin iptalini talep edemeyeceğini, tebligatın usulsüz yapıldığını yalnızca kendisine tebligat yapılan tarafın itiraz edebileceğini, icra dosyası borçlusu T6 dava dilekçesinin tebliğ edildiğini fakat borçlunun usulsüz tebligat yapıldığına dair hiçbir iddiasının ya da şikayetinin bulunmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyalardan gönderilen ödeme emri tebliğinin usule uygun olduğunu, davacının alacaklı olduğu dosyalardan gönderilen ödeme emri tebliğlerinin usulsüz olduğunu, davacı Ramazan Çalışkan'ın alacaklı olduğu Elazığ 3....
Maddesinde belirtilen yasal prosedürlerin tamamlanmadığını, müvekkili adına çıkartılan tebligat adresinin müvekkilinin o tarihte Mernis adresi olmasına rağmen bilinen son adresi olmadığını, Yalova İl Sağlık Müdürlüğünde çalıştığının bilinmesine rağmen iş adresi yerine Mernis adresine tebligat yapılmasının talep edildiğini, tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ mazbatasında 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı kaşesinin bulunduğunu, mahalle muhtarının adı soyadı ve imzasının bulunmadığını bu sebeple tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili T1 İİK....
Tebligat parçasında tüzel kişi temsilcisinin bulunmadığı belirtilerek ondan sonra gelen tebliğ evrakını almaya yetkili evrak müdürü ya da evrak bürosu olup olmadığı, araştırılmaksızın doğrudan şirket çalışanı olduğunu beyan eden Ahmet Ateş'e tebligat yapılması karşısında borçluya çıkartılan tebligat usulsüzdür. Yukarıda açıklandığı şekilde tebligatta şirket içindeki silsile takip edilmeden doğrudan çalışanına tebligat yapıldığı ve tebligatın şeklen usulsüz olduğu tahakkuk ettiğine göre artık Ahmet Ateş'in şirket çalışanı olup olmadığının esasa etkisi bulunmadığından dolayı bu hususta araştırma yapılmasına da gerek yoktur....
Somut olayda, tarafların aşamalardaki anlatımlarının, dayandığı hukuksal neden ve kanıtların, mahkeme kararındaki tespitlerin irdelenip değerlendirilmesi sonucunda; borçlu adına çıkartılan tebligatın muhatabın iş yerine gittiğini beyan eden güvenlik görevlisinin ad ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılmadan yapılmaya çalışıldığı, bu yönüyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borçlu başvurusunda istemini gecikmiş itiraz olarak nitelendirse bile hakimin hukuksal nitelendirmeyi re'sen yapmak zorunda olduğu, gecikmiş itirazın ön koşulunun tebligatın usulüne usulüne uygun yapılmış olması olduğu tebligat usulsüz ise gecikmiş itiraz yoluna başvurulmasına gerek olmadığı gözetildiğinde, mahkemece verilen öğrenme tarihinin düzeltilmesine yönelik kararın yerinde olduğu ve yargılama evrelerinde kamu düzenine aykırılık oluşturacak başkaca bir ihlal de bulunmadığı gözetildiğinde, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ve istinaf nedenlerinin...
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 12788 ada 7 parsel sayılı taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, satış ilanının tebliğ edildiği tarihte şikayetçinin ... iline taşındığı ve tebligat adresinde oturmadığı anlaşıldığından satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirine itiraz yargılamasında şikayetçi borçlunun vekil ile temsil edildiği, verilen kararın dosya içinde...
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek 12788 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, satış ilanının tebliğ edildiği tarihte şikayetçinin ... iline taşındığı ve tebligat adresinde oturmadığı anlaşıldığından satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirine itiraz yargılamasında şikayetçi borçlunun vekil ile temsil edildiği, verilen kararın dosya içinde...
Tebligat çıkarılan adresin işyeri adresi olmasına rağmen tebliğ mazbatasındaki şerhte ev adresi olduğu ,muhatabın adreste ikamet ettiği yazılmak sureti ile yapılan tebligatta tebligat içeriği gerçek durumu yansıtmadığından bu hali ile tebligat usulsüz olduğundan istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 25. İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 27/10/2020 tarih, 2020/823 Esas ve 2020/1101 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile İstanbul 14....
İcra takip dosyası içeriğine göre, davacı vekilinin icra takip dosyasına 05.12.2019 tarihinde vekaletname sunduğu anlaşılmış olup, en geç bu tarihte davacı vekilinin kıymet takdiri raporu ve icra emri tebliğlerinin usulsüz olduğunu öğrendiğinin kabulü gerekir. Bu itibarla davacı taraf usulsüz tebligat şikayetini 7 günlük süre geçtikten sonra 17.12.2019 tarihinde mahkememize açmış olduğu dava ile ileri süremez. Bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....