olduğunu ve bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu, tebligat usule uygun yapılmadığından gecikmiş itiraz sebebi var sayıldığını, yapılacak tebligatta muhatabın resmi mercilere bildirdiği adresinden mesul olduğunu, itirazların süresinde icra dairesine sunulduğunu belirterek gecikmiş itirazın kabulü ile icra itirazlarının reddine dair 21/10/2021 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İİK.nun 65. maddesinde, koşulları belirlenen gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. İcra Hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....
Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri, kıymet takdiri ve satış ilanına dair tebligatların usulsüzlüğünün ileri sürmüş, şikayeti yerinde görülmez ise gecikmiş itiraz beyanlarının dikkate alınmasını talep etmiştir. O halde, mahkemece şikayetin esası incelenerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeden hacizli malın dava tarihinde satıldığı gerekçesi ile eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kaldı ki, ihale için belirlenen tarih 28/03/2016 günü saat 15:00 olduğu halde, dava tarihinin aynı gün saat 11:22 olduğu gibi; ihalenin aynı gün yapılmış olması usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmemektedir....
nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmediği anlaşılmış olup şikayetçiye yapılan ödeme emri tebligatının bu haliyle TK'nun 21/2.maddesine uygun bir tebligat olmadığı ayrıca muhatabın tevziat saatinde nerde olduğu, adrese dönüp dönmeyeceği TK'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddeleri gereğince araştırılmadığı, komşunun isminin tespit edilmediği böylece tebligatın, TK'nun 21/1. maddesine göre de usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek diğer itiraz ve şikayetleri yönünden bir karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Dosyanın incelenmesinde davacının usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte icra takibine itirazları olduğu görülmekle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun'un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
İcra Dairesinin 2020/2472 E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçildiğini, icra emri tebligatı usulsüz şekilde yapıldığını, müvekkilinin bu tebligat nedeniyle takipten haberdar olmadığını, takibin kesinleştiğini belirterek, İstanbul 10.İcra Dairesinin 2020/2472 Esas sayılı takibin evrak üzerinde yapılacak incelemede öncelikle durdurulmasına (icranın geri bırakılmasına), takibin iptaline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve hukuki yararı olmayan usulsüz tebligat ve borca itiraz davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... Somut olayda, davacı şirketin “Limonluk Mah. 2413 Sokak Manhattan Towers1....
Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca , yetkiye ve imzaya itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda usulsüz tebligat iddiası değerlendirilmiş ancak bu konuda kısa karar oluşturulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davalı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı asil 26/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan icra takibiyle ilgili olarak iki ayrı adrese ödeme emri gönderildiğini, bizzat tarafına yapılan tebligata süresinde itiraz yapılmış olmasına rağmen mernis adresine gönderilen 2. tebligattaki tarih baz alınarak itirazının süresinde olmadığının belirtildiğini, muhtarlığa bırakılan tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, davalı tarafın kira sözleşmesindeki adreste oturduğunu bilmesine rağmen kötü niyetli olarak mernis adresine kasıtlı olarak tebligat yaptırdığını, öğrenme tarihinden sonra süresinde borca itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünün itirazlarını reddettiğini söyleyerek usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasını öğrenme tarihinin 09/05/2022 tarihi olarak kabul edilmesini, icra müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına, takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
İcra Dairesinin 2020/4112 esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, alacaklı tarafından müvekkili T1'ın bu takibe 3.şahıs olarak dahil edildiğini, söz konusu takibe ilişkin İİK nun 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, yapılan tebligatların hepsinin Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre çıkartılmış tebligat ile tebliğ edilmiş olduğunu, tebligatlar ilgili muhtarlığa bırakılmak suretiyle haciz ihbarnamelerinin itiraz süresi yönünden kesinleştiğini, müvekkiline yapılmış olan tebligatın usulsüz olduğunu, söz konusu tebligatların müvekkilinin adresine gönderilen ilk tebligatlar olduğunu, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi uygulanması gerekirken alacaklının talebi doğrultusunda bütün tebligatların TK.nun 21/2. maddesine göre gönderildiğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu beyan ederek, öğrenme tarihleri olan 05/11/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
YANIT : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, usulsüz tebligat iddiasının soyut kaldığını, yasal süresinde borca itiraz edilmediğini, balıkların bozuk olduğuna ilişkin müvekkili aleyhine gönderilen bir ihtarname, ihbarname veya açılmış dava bulunmadığını, davacı tarafça davalının sadece Atlas Deniz Ürünleri firması olarak gösterildiğini, ancak tensip zaptında davalı taraf olarak T3'ın da gösterildiğini, bu hususta bir karışıklık bulunduğunu belirterek, davacının tüm taleplerinin reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirket hakkındaki talebin usulden reddine, davalı T3 hakkında İzmir 10. İcra Müdürlüğünün 2019/10591 Esas sayılı icra takibine ilişkin olarak usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin 25/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, İzmir 10....