İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2021/797 ESAS, 2022/310 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1....
İİK'nın 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya, tebliğin usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebliğin varlığıdır. Bu nedenle davacı usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmasa dahi -ki bu dosyada usulsüz tebliğ şikayeti de bulunmaktadır- öncelikle borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı ve tebliğ usulüne uygun kabul edildiği takdirde borçlunun gecikmiş itirazı incelenmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile takipte, örnek 7 nolu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı şikayettir. Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ıttıla tarihi olan 28/04/2022 olarak tespitine, karar verildiği anlaşılmıştır. TK'nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır....
No:19 Kartal/İstanbul" olarak değiştiğinin ilan edildiği, borçlu Şirketin ticaret siciline kayıtlı en son adresine tebligat çıkartılmadığı anlaşılmakla T.K'nın 35 maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Tebligat Kanununun 53/2. maddesine göre, muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Yine, mezkûr Kanunun 53/3. maddesine göre, tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir. Tüm açıklamalar ışığında, davacı borçlu Şirkete yapılan tebligatın usulsüz yapıldığı kabul edilerek davacı vekilinin usulsüz tebligat nedeniyle icra memurunu işlemine yönelik şikayetinin kabulüne, usulsüz tebligat kural olarak geçersiz olmakla birlikte muhatabın usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin beyan ettiği 29/12/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine " karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanmış, borçlu kendisine yapılan 10 örnek ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek diğer itiraz sebepleri ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin reddine hükmedilmiştir. Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde ; kapıcı ...'in beyanına göre muhatabın dışarıda olduğu tespit edilerek TK'nun 21/1. maddesi uyarınca 15.09.2011 tarihinde tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin hukuka ve yasaya aykırı karar verdiğini, müvekkilinin kendisine usulsüz şekilde tebliğ edilen tebligat sonucu icra takibinden haberdar olamadığını ve itiraz süresini kaçırdığını, bu durumun sonucunda müvekkilinin maaş hesabına, araç tapu ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibine devam edilerek müvekkilinin mağdur edildiğini, icra dosyası üzerinden inceleme yapılmasını ve tebligat tarihini tebligatı öğrenme tarihi olan 30.12.2019 tarihi olarak kabul edilmesini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/5046 esas sayısı ile başlatılan icra takibi ile alacaklısı bulunan T3 olarak görünen dosyadan müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmamasına rağmen açılan takibin kesinleştiğini, usulüne uygun olarak tebligat yapılmadığından müvekkilinin hakkında başlatılan icra takibini öğrenemediğini ve bu sebeple itiraz edemediğini, Sakarya 2....
Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K)....
Davacı borçlunun dilekçesinde dayandığı maddi vakalar, anlatım ve takip dosyasındaki tebligatlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvurunun yorum yoluyla dahi olsa da usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu, ancak ödeme emri tebliğ işleminin hangi maddi vakaya dayalı olarak usulsüz olduğu yönünde açık bir iddia içermediği görülmektedir. Usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin dilekçede tebligat usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir maddi vakanın ileri sürülmemesi halinde, tebligatın şeklen usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi gerekir....