Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasının yanısıra imzaya ve borca yönelik itirazda bulunmuş, Mahkeme tebliğin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, sair itirazların ise yasal süresinde ileri sürülmediği gerekçesiyle imzaya itirazın süre yönünden reddine karar vermiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1 maddesinde; tebligat tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu'nun 10/2 maddesine göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi kabul edilir ve tebligat buraya yapılır....

Anılan süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir ( Yargıtay 12. HD'nin 10.11.2022 tarihli, 2022/5391 E, 2022/11867 K. Sayılı içtihadı). Her ne kadar davacı borçlu vekili ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin 05.10.2021 tarihli ek beyan dilekçesi sunmuş ve bu hususu istinaf başvurusunda ileri sürmüşse de, en geç dava tarihi itibariyle usulsüz tebligat işleminden haberdar olup ek beyan ile ileri sürdüğü usulsüz tebligat şikayeti süresinde değildir....

DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ-BORCA ve İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2019/29620 esas sayılı takip dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, müvekkili şikrete gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, takip konusu senetlerin üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, ödeme emri tebligat tarihinin 29/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından iddialarının hiçbir şekilde belgelendirilmediğini, ispatlayamadığını, müvekkilin alacağının davacının ticari defterlerinde dahi göründüğünü, bu nedenlerle, davanın reddine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 23/01/2020 gün 2019/575 E. 2020/48 K....

Davacı şirket adreste faaliyet gösterdiğinden ve tebligatın alınmaması üzerine kapıya yazı asılarak muhtara bırakıldığından tebligatın usule uygun olduğu anlaşılarak usulsüz tebligat nedeniyle yapılan şikayetin reddine ve yetki borca itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin Reddine" karar verildiği görülmüştür....

Ve Tic. Ltd. Şti. firmasının da ticaret sicilinde kayıtlı adresinin İstanbul ili, Güngören İlçesi olduğunu, takibe konu çekin keşide yeri de İstanbul olduğundan takibin yetkisiz yerde açıldığını, müvekkilinin davalı tarafa borcu olmadığını beyan ederek, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29.06.2020 olarak düzeltilmesini, borca ve yetkiye itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12....

haberdar olunduğunun kabulü gerektiği, davacının bu yöndeki itirazlarının süresinde olmadığı anlaşılmış, şikayetlerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle, dava şartı yokluğundan reddine, Davacının ödeme emrine dayanak belgelerin eklenmediği ve icra müdürünün mührü ile imzasını içermediği yönündeki şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2019/125872 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklısı T3 görünen dosyadan askerde olduğu dönemde ev adresine tebligat yapılarak ödeme emrinin usulsüz olarak muhtara tebliğ edildiğini, bu nedenlerden dolayı şikayetin kabulü ile usulsüz tebligat nedeni ile takibin iptaline ve ödeme emrinin iptaline, usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasının öğrenme tarihi olan 09/09/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek gecikmiş itirazın kabulüne, yetkiye takip konusu borcun tamamına, icra takibine, işlemiş faize, işleyecek faize, faiz oranına, ferilerine ve ödeme emrine itiraz ederek takibin...

Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası, TK'nın 32. ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün, ödeme emrine yönelik itirazların da İİK'nın 16. maddesi uyarınca aynı süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Borca itiraz ve sair şikayetlerle birlikte borçlu, usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü veya reddine göre sair şikayet ve itirazların yasal süresinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 07.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür....

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı banka tarafından davacı T1 ve dava dışı borçlular aleyhine banka alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının usulsüz tebligat ve borca itiraz istemli iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davacının aleyhine düzenlenen ödeme emrinde davacı T1 (Biçer)'nun takibe dayanak kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun O.K.H. Biçer İnş... Ltd....

UYAP Entegrasyonu