Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle mahkemece usulsüz tebligat ve borca itirazın süre yönünden reddine ve davacının icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı taraf vekillerinin istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itfa iddiasına dayalı olarak borca itiraz edildiği; mahkemece 14.12.2015 günü, dosya üzerinden verilen kararda borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ıttıla tarihi olan 11.11.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltildiği, borca itiraz hakkında herhangi bir karar verilmediği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmeksizin sadece tavzih talebinde bulunulması üzerine bu defa...

    Öte yandan borçlunun icra mahkemesine başvurusu usulsüz tebligat şikayeti olduğuna göre, mahkemece İİK'nun 18/3. maddesi uyarınca taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi gerektiği gibi, borçlunun borca ve faiz oranına itirazını da talebin şekline göre icra dairesine yapması zorunlu olup, itirazla ilgili olarak önce dosyanın işlemden kaldırılmasına, daha sonrada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine, borca ve faiz oranına itirazın ise düzeltilen tebliğ tarihine göre süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2021/315 ESAS 2021/287 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti- İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine Bursa 8....

      Nitekim bu husus Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 2015/21984 Esas 2015/32464 Karar sayılı kararında "Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. " denilmek suretiyle ifade edilmiştir. Sonuç olarak; usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takibin iptaline dair talebin reddine'' karar verildiği görülmüştür....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: zabıta araştırması ile, davacının tebligat tarihinde başka adreste oturduğunun tespit edildiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne, Hatay İcra Dairesinin 2019/14098 esas sayılı dosyasındaki ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 15/02/2019 olarak düzeltilmesine, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece delillerini bildirmek üzere taraflarına süre verilmediğini, delillerinin toplanmadığını, taleplerinin yerine getirilmediğini, tek tanıkları olan Özkan Bük dinlenilmeden karar verildiiğini, tebligatın kanuna uygun olarak yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü talebine ilişkindir....

      Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin Bölge Adliye Mahkemesi’nce kabulü ve kararın kesinleşmesi üzerine borçlunun itirazının geçerli hale gelmesi, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli olmadığı gibi takibin kesinleşmemiş olması da borçlu tarafından ödenen ve alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesini gerektirmez. Öte yandan; açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kaldığına yönelik kararı isabetsizdir....

        Somut olayda, kararın gerekçesinde sadece usulsüz tebligat şikayetine ilişkin değerlendirmede bulunulmuş ve bu talep hakkında gerekçe oluşturulmuş, davacının İİK'nın 58. maddesi kapsamında yabancı para alacağının Türk Lirası kuru ve faizin başlangıcı yönündeki şikayeti yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, kararın bu talep hakkında gerekçe içermediği ve hüküm kurulmadığı belirlenmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmakla, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

        Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, yetkiye ve borca itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken, davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi ve yetki itirazı ile ilgili hüküm tesis edilmemiş olması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan değerlendirme neticesinde, davacılardan Yaşarkent.. Ltd Şti'nin istinaf isteminin kısmen kabulüne, davacılardan T1 istinaf başvurusunun esastan reddine, usulsüz tebliğe rağmen takibe devam iradesi ile hareket eden davalının yargılama giderlerinden sorumlu olacağı da gözetilerek davalının istinaf başvurusunun reddi ile, HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- İstanbul 19....

        Davalı tarafından başlatılan takipte ödeme emrinin davacıya 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 17.01.2020 tarihinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece beş günlük sürenin geçmesi sebebiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca, imzaya ve yetkiyi itirazlar İİK'nın 169. ve 170. maddelerindeki atıf ve 168/1- 4,5 bentleri gereğince beş gün içinde yapılmak zorundadır. Bu süre ödeme emrinin tebliği ile başlar. Eldeki dosyada ödeme emrinin tebliğ tarihinin 10.01.2020 olduğu, beş günlük sürenin ise 15.01.2020 gününün sonunda dolduğu, eldeki davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Dava dilekçesinde usulsüz tebligat iddiası olmadığı halde, davacı istinaf dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüştür....

        UYAP Entegrasyonu