Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin asıl borçlu ve icra dosyası alacaklısına borcu bulunmadığını, haciz ihbarnamelerinin tebligat kanununa aykırı olarak tebliğ edildiğini, takibin usule aykırı şekilde kesinleştirildiğini, takibin kesinleşmesi üzerine genel haciz talebinde bulunulduğunu, borca yetecek mal varlığından çok daha fazlasının haczedildiğini, taşkın haciz yapıldığını, bu beyanlarının mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, üçüncü kişinin kendisine gönderilen 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı İİK'nun 16. maddesi uyarınca açılmış şikayettir....
Birleştirilen Mahkemenin 2020/53 esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde, Bakırköy 10.İcra Müdürlüğü'nün 2018/22778E sayılı dosyasının borçlusu T5 ile davacının kardeş olduğu, davacının dosya borçlusunun kardeşi olması dışında bir bağı olmadığı ve kendisine de herhangi bir borcu olmadığı halde İİK'nun 89/1 maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi gönderdiği, gönderilen haciz ihbarnamelerinin davacının Mernis adresine TK nun 21/2 maddesine göre gönderildiği, davacının adı geçen tebligatların hiçbirisinden haberdar olmadığı, davacı 03.02.3020 tarihinde tesadüfen E-devlet sistemi üzerinden yaptığı araştırmada sözü edilen icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini fark ettiği, yapılan araştırmalarda sözü edilen icra dosyalarından davacıya üç ayrı haciz ihbarnamesinin Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre yapıldığını yapılan tebligat usulsüz olduğu, davacıya yapılan her üç haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüzlüğünün tespiti ile tebligata ıttıla tarihi olan 03.02.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, vekalet ücreti alacağına dayalı olarak borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte; borçlunun, usulsüz tebliğ şikayeti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi talebi ve taşkın haciz şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; davacının usulsüz tebligat şikayetinin ve takibin iptali talebine yönelik davasının reddine ve taşkın haciz şikayetinin kısmen kabulüne karar verildiği, borçlunun temyizi üzerine Dairemizce; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme...
Şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nun 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin olup, mahkemece yapılacak iş; şikayetçiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmemiş ise, birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmesi halinde artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamayacağından, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğundan ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermekten ibarettir. O halde mahkemece, haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, alacaklı davalı tarafından takip borçlusu şirketin müvekkili nezdindeki hak ve alacaklarının haczi için müvekkiline birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, ihbarnamelerin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmelerine rağmen üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin takip borçlusu ile herhangi bir ticari alışverişi olmadığını, bu nedenle borçlunun müvekkili nezdinde doğmuş bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya haciz ihbarnamelerinin gönderildiği adresin mernis adresi olduğunu, bu hususun davacının ortağı olduğu ...Termal......
yi 1.250.000 USD (1.957.727.500.000 TL) borçlandırdığını ve senede istinaden Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2003/1882 Esas sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, icra dosyasında tebligatların usulsüz olarak, aynı zamanda davalının elemanı olan şirket müdürü Habip Durak'a yapıldığını, İİK.'nun 89 maddesine göre 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin yine usulsüz olarak aynı şahsa yapıldığını, gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptali için Mersin 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2004/361 Esas (yeni esası 2006/293) sayılı dosyasında dava açtıklarını, davanın derdest olduğunu, açıklanan nedenlerle söz konusu haciz ihbarnamelerinden dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, İİK'nun 89/3 maddesi gereğince haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davasının, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, esas yönünden de davanın reddini savunmuştur....
İcra Mahkemesince 1. haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 9.10.2013 olarak belirlenmesine ve usulsüz çıkarılan 1. haciz ihbarnamesine göre 2. ve 3. haciz ihbarnamesi çıkartılamayacağından 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu durumda dava konusuz kalmış olup, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ‘’borçlu olunmadığının tespitine ‘’ şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu usulsüz tebligat şikayeti ile takibe dayanak bononun teminat olarak verildiğini belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin ve takibin iptali isteminin reddine karar verildiği görülmektedir....
GEREKÇEGenel haciz yoluyla takipte, takibin kesinleşmesinden sonra şikayetçi/3. Kişiye 1., 2., 3., haciz ihbarnameleri tebliğ edilmiş olup 3. Kişi vekilince icra müdürlüğünden haciz ihbarnamelerinin iptali ile hacizlerin fekki talep edilmekle, icra müdürlüğünce haciz ihbarnamelerinin itirazsız kesinleştiği belirtilerek 22/12/2020 tarihli tensip kararı ile bu talep reddedilmiştir. Bu defa 3. Kişi vekili icra mahkemesine başvurarak haciz ihbarnamelerinde yazılı alacak tutarları ile dosya alacağının gerçekteki miktarının birbirine uygun olmadığını, bu nedenle haciz ihbarnamelerinin hükümsüz olup iptali gerektiğini, yine 1. Haciz ihbarnamesinde işleyecek faiz ve yapılacak masrafların hariç tutulduğunu, 2. Haciz ihbarnamesinde ise tüm masrafların ve faizlerin hariç tutulduğunu bu durumda 1. Ve 2. Haciz ihbarnameleri arasında ciddi bir fark oluştuğunu belirterek icra müdürlüğünün 22/12/2020 tarihli kararının kaldırılmasını, 2....
Mahkemece 26/10/2021 gün, 2021/531 E. 2021/739 K. sayılı kararla; "Davanın KABULÜNE, Davacıya yapılan 1. haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğunun ve davacının ilk birinci haciz ihbarnamesine 29/08/2016 tarihinde muttali olduğunun tespitine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu 13. maddesine göre üçüncü kişi adına Bahsun Dursun imzasına usulüne uygun tebliğ edildiğini, mahkemece tebliğ yapılan kişinin daimi çalışan olup, olmadığının tespit edilmediğini bu nedenle mahkemenin tebligatların usulsüz tespiti kararını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacı tarafından birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediğini, üçüncü haciz ihbarnamesine yapılan itirazın süresinde olmadığı için red edildiğini, ayrıca davacı tarafın Bursa 19. İcra Müdürlüğünün şikayeti üzerine açılan Bursa 5....