Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda muteriz borçlu tarafından yapılan usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürede olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı incelendiğinde, tebliğ işleminin; “muhatabın adreste oturduğu tespit edilmiş, adres kapalı olduğundan evrak mahalle muhtarına teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince, aynı Yönetmeliğin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmediği, bu hali ile tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu görülmektedir.O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrası "Tebligat tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adreste yapılır" hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm tüzel kişiler için de geçerlidir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1951 KARAR NO : 2022/540 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2021 NUMARASI : 2020/465 ESAS, 2021/270 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1....

      HD E: 2020/1140 K: 2021/803) Ödeme emrinden haberdar olunma tarihi en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04.11.2019 tarihi olduğuna göre 04.11.2019 tarihinden usulsüz tebligat şikayeti tarihi olan (dava tarihi) 24.01.2020 tarihine kadar yasal şikayet süresi olan (7) günlük süre geçmiş bulunduğu" gerekçesiyle süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu 103 davetiyesinin öğrenme tarihi olarak kabul edilebilmesi için tebligatın usulüne uygun olarak yapılması gerektiğini, usulsüz tebligatın öğrenme tarihi olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, Tebligat Kanununun 32....

      Davalı alacaklı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, alacak miktarının kesinleşmediğini, ayrıca meskeniyet şikayeti üzerine şikayetin kısmen kabulüne karar verildiğini, bu karar kesinleşmemiş ise de, karar göz önüne alındığında araç haczinin taşkın olmadığını beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile ilamsız takipte taşkın haciz nedeniyle araç üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılması, olmadığı takdirde İİK'nın 266. maddesi kapsamında ihtiyati haczin kaldırılarak aracın davacıya teslimi şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....

      DAVA Davacı borçlu vekili itiraz dilekçesinde; ödeme emri tebliği usulsüz olduğundan ve bankalara gönderilen 89/1 haciz ihbarnameleri evrakının tebligatları usul ve yasaya aykırı yapıldığından takibe ilişkin ödeme emri ve 89/1 haciz ihbarname evraklarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Tebligat Kanunu'nun 21/1....

        Somut olayda, şikayetçi 24/08/2020 tarihinde icra dairesine hitaben yazmış olduğu dilekçede; yeğeni Bekir Tüysüz adına olan borçtan dolayı aracına haciz konulduğunu, haciz tarihinde kendisinin ikamet adresinde bulunmadığını, kendisinin borcu olmadığını, haczin derhal kaldırılmasını talep ettiği, Dava dilekçesinde de davacının kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinden 24/08/2020 tarihinde haberdar olduğunun ve ıttıla tarihinin 24/08/2020 tarihi olarak kabulünün talep edildiği, Bu durumda davacı 3. kişinin haciz ihbarnamelerinden ve hacizden en geç 24/08/2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulünün gerektiği, bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 17/02/2021 tarihinde haciz ihbarnamelerine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....

        Ne var ki asile ve vekiline çıkarılan tebligatlarda haczi bildirilen taşınmazların farklı olduğu, şikayete konu 8 no’lu bağımsız bölümün haczine ilişkin 27.05.2014 tarihli 22 örnek davet kâğıdının vekile tebliğ edilmediği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, haczedilemezliği öne sürülen 8 No’lu bağımsız bölümün haczine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu itibarla, borçlu vekilinin vekaletnamesini ibrazından sonra 22 örnek davet kağıdının borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. Borçlunun vekili varken asile yapılan tebligat yok hükmünde olup sonuç doğurmaz; bu tebligat ile yasal itiraz ve şikayet süreleri işlemeye başlamaz....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/717 Esas 2021/723 Karar sayılı dosyasından verilen 12/01/2022 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan, zira icra müdürlüğünce 100.madde bilgilerinin istenmesinin de satışa hazırlık işlemi kapsamında olduğu ve davacının taşkın haciz şikayeti ile satışın durdurulması talebi gibi kesin nitelikteki kararlardan olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin ek kararın kaldırılması ve asıl karara ilişkin olarak istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda; alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve ödeme emrinin takip talebine aykırı şekilde düzenlendiğini ileri sürerek şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....

          UYAP Entegrasyonu