Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğümüzce borçlunun murisi Cengiz Aslan'dan intikal edecek taşınır ve taşınmazlar üzerine haciz konulduğu ve hacizlerin devam ettiği, konulan hacizlerin Müdürlüğümüzce kaldırılamayacağından reddine, Yine reddi miras nedeniyle hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de; sunulmuş bir karar olmadığı görülmekle hacizlerin kaldırılması talebinin reddine şikayet yolu açık olmak üzere karar verildi....

Takibin 08.11.2016 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 10.11.2016 tarihli takip talebi ile başladığı, ihtiyati hacizler uygulandığı, 05.04.2017 tarihinde alacaklı vekilinin ihtiyati hacizlerin fekki talebinde bulunulduğu ve ihtiyati hacizlerin fekkine karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyada uygulanan 05.04.2017 tarihi öncesi ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğinden ve davacı borçluya ödeme emri tebliğ tarihinin 27.07.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeni ile bu tarihten önce konulan hacizler takip kesinleşmeden konulmuş olduğundan davacı tarafın istinaf talebi yerinde olmakla davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dosyasında kaydına haciz konulan hacizlerin bir bölümünde ipotekli haciz bulunduğunu, davacının haciz kalsın dediği Bayrampaşada bulunan taşınmazda ise yüklü şerh bulunmakta olup maddi değeri dahi olmayan devremülk niteliğinde taşınmaz olduğunu, davanın 7 günlük yasal sürede açılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17/02/2022 tarih 2021/289 Esas- 2022/143 Karar sayılı kararıyla ; " Şikayetin kısmen kabulü ile: haczin kaldırılması talep edilen taşınmazlardan İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Altayçeşme Mahallesi 16703 ada 23 parselde kayıtlı 34 Nolu daire ve İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Sağmalcılar Mahallesi 46 ada 1 parselde bulunan 250 numaralı bağımsız bölüm yönünden hacizlerin aşkın olduğu anlaşılmakla bu taşınmazlardaki hacizlerin kaldırılmasına ..........

İcra Dairesi nezdindeki dosya alacağına konulan hacizlerin kaldırılması talep edilmekle; alacağa konulan hacizlerin Kayseri İcra Dairesinden konulduğunun anlaşıldığı, konulan hacizlerin kaldırılması talebinin de haczi koyan icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinden istenebileceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Kayseri 6. İcra Hukuk Mahkemesince, alacaklı vekilinin talebi üzerine haczedilmezlik şikayeti yönünden şikâyet konusu uyuşmazlığın asıl İcra Dairesi'nin bağlı olduğu Ankara İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ele alınıp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde, İİK'nın 79 ve 360. maddeleri yetki ile ilgili istisnaları düzenler....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ile icra memur işlemini şikayete ilişkindir. Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 6100 sayılı HMK'nın 298. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu HMK'nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Bu aşamadan sonra yapılması zorunlu iş, gerekçeli kararı kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte mahkemenin yazmasından ibarettir. Artık bu karardan dönme olanaklı olmadığı gibi, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde yer alması gerekir....

    İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararında her ne kadar davacının Elektronik tebligat adresinin olduğunu belirtmiş ise de verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, açılan davanın süresinde açılmamış olduğunu, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacı borçlunun tebligat adresinin sistemden çıkmadığını ve elektronik yolla tebligat yapılamasının zorunlu olmadığı düşünüldüğü takdirde verilen kararın sonrası borçlu lehine bir durum söz konusu olduğunu, belirterek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava: usulsüz tebliğ şikayeti istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

    Muhatabın beyan ettiği tarih, teblig tarihi addolunur" hükmü gereğince hakkındaki takipten ve usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu 27/10/2020 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak tespit edilerek düzeltilmesine ve bu tarihte ayrıca takibe itiraz ettiğinden ilgili dosyadan konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA:Davalı vekili duruşmadaki beyanında : Şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Erbaa İcra Müdürlüğü'ne ait 2019/17737 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının davasının reddine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ şikayeti ile haczin kaldırılması talebine ilişkindir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/40912 esas sayılı dosyasından müvekkili hakkında ilamlı takip başlatıldığını, takibe dayanak ilamda bir vekil olmasına rağmen tebligatın borçluya gönderildiğini, vekil varken asıla yapılan tebliğin TK'nın 11. maddesine aykırı olduğunu, tebligatın geçersiz olmasının yanısıra, usulsüz de olduğunu, tebligatın muhtara verildiğini, ancak müvekkiline haber verilmediğini, tebligat mazbatasında tebliğ saatinin yazılı olmadığını, bu durumun TK'nın 23. maddesinin 7. bendine aykırı olduğunu, adreste bulunmama ve imtina sebebinin tebliğ mazbatasına yazılmadığını belirterek takibin geçersiz tebligat nedeniyle kesinleşmemiş olduğundan dosyadan yapılan hacizlerin kaldırılmasına, tebligatın geçersiz olduğunun kabul edilmeyecek olması ihtimalinde usulsüz tebligat nedeniyle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, tebligattan banka hesaplarını kullanmak istemesi üzerine 29.08.2019 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulüne, takibin durdurulmasına ve bu tarihten önceki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince; başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddiğine karar verildiği, tarafların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye...

      Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK'nın 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir. Bu durum karşısında davacının istirdat davacı açmakta hukuki yararının bulunduğunu düşündüğüm için çoğunluğun kararı onama görüşüne katılamıyorum....

        UYAP Entegrasyonu