Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ; Mahkemece, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasının “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmasının zorunlu olduğu, (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 E., 1991/344 K.) borçluya İİK. 54 maddesi uyarınca muhtıra ve ödeme emrinin 12/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 14/07/2019 tarihinde açıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığı, imzaya ve borca itirazın davacı vekili tarafından 14/07/2019 tarihinde gerçekleştirildiği ve davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde görülmediğinden, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden borca ve imzaya itirazların süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....

Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresi içerisinde şikayet konusu edilmediği dikkate alındığında ödeme emrinin tebliğ tarihinin 16/12/2019 tarihi olduğu, davacı borçlunun icra dosyasında takibe, borca ve ferilere itirazlarının 27/12/2019 tarihli olmakla İİK. 62 maddesi uyarınca 7 günlük yasal süresi içerisinde olmadığı dikkate alındığında icra müdürlüğünce itirazın süresinde olmadığından reddine dair kararı usul ve yasaya uygundur. Yine itiraz süresinde yapılmadığından davacının takibin durdurulmasına yönelik talebi yerinde olmadığı gibi takibin kesinleşmesinden sonra uygulanan maaş haczinin kaldırılmasına yönelik talebi de yerinde değildir. Bu nedenle davacının bu yöndeki şikayeti ve taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...

    dahi belli olmayan borç muhtırasına ilişkin usulsüz bir tebligattan haberdar olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini, usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyası kesinleşmeden yapılan tüm icrai işlerin iptali ile hacizlerin fekkini, haksız olan alacaklı-davalının aleyhine asıl alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacılar tarafından takibin iptali talebi ile şikayette ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de usulsüzlük iddiası dışında sebep belirtilmediği anlaşılmıştır. İncelenen tebligatlarda şekli olarak usulsüzlük bulunmadığından ve başkaca sebebe dayanılmadığından mahkemenin usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık saptanmamıştır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligat yapılan kişi müvekkilleri T2 annesi olduğunu, ancak tebligat yapıldığı sırada şirketin daimi çalışanı sıfatıyla değil müvekkilinin dışarıda olduğu süreçte annesi olarak oğlunun işyerindeki tadilatların başında durmak amacıyla bulunduğunu, Ticaret sicilinde ilan edilen müvekkili şirketin tek imza yetkilisi diğer müvekkili olan T2 olduğunu, T2, hem şirket yetkilisi olarak hem de asaleten kendisine yapılması gereken usulsüz tebligatlardan 14.02.2020 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenlerle icra dosyasında yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı borçlular aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve borca itiraz istemine ilişkindir....

    Borçlu, borca itirazını, İİK'nun 168/1. maddesinin 5. bendi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapınası gerekir. Anılan madde uyarınca itiraz süresi takibin öğrenildiği tarihten değil ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Ancak borçluya usulsüz de olsa bir tebligat yapılmış ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nur 32. maddesi uyarınca öğrenir e tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, böyle bir durumda itiraz süresi öğrenme tarihinden başlayacaktır. Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş olması halinde ise sözkonusu madde hükmü uygulanmaz. Öte yandan haciz safhasına geçilebilmesi için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmesi zorunludur. Takibin kesinleşebilmesi için ise; borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi ve yasal itiraz süresinin geçmesi ya da süreden feragat edilmesi zorunludur....

      İcra Müdürlüğünün 2020/1091 sayılı dosyası ile infazı istenilmiş, 05.02.2020 tarihinde ilamsız icra takibine başlanmış, borçluya ödeme emri 25/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu 28/02/2020 tarihinde borca itiraz etmiş, itiraz dilekçesi alacaklı vekiline 02/03/2020 tarihinde alacaklı vekiline e-tebligat yoluyla tebliğ edilmiş, alacaklı vekili 06/03/2020 tarihinde arabulucuya müracaat etmiş, 19/03/2020 tarihinde tarafların anlaşamadıklarına dair tutanak düzenlenmiş, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine 07.07.2020 tarihinde açılan dava ile itirazın iptaline karar verilmesi istenilmiş, 03.07.2020 tarihinde açılan dava ile ihtiyati hacizlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece davanın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....

      nun 21/2. maddesine göre yapılacağına ilişkin bir şerh verildiği görülmekle tebligatın usulüne uygun olduğu görülmekle , İlk Derece Mahkemesi'nce davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Buna göre; usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerektiğinden süresi içinde icra dairesine yapılmış bir itiraz bulunmadığından hacizlerin kaldırılması şikayetinin de, reddi gerekeceğinden yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esasa ilişkin yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/583 KARAR NO : 2021/287 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/11/2019 NUMARASI : 2019/122 ESAS, 2019/144 KARAR DAVA KONUSU : BORCA İTİRAZ-USULSÜZ ÖDEME EMRİ TEBLİĞİ ŞİKAYETİ KARAR : Menemen İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/122 Esas, 2019/144 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri aleyhine İzmir 16....

      UYAP Entegrasyonu