Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından incelemede alacaklı Yapı ve T3 tarafından T1 aleyhine Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün 2016/180059E sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, 103 davetiyesinin davacı borçluya 02/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi vekili tarafından 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/07/2020 olarak düzeltilmesinin ve meskeniyet şikayetlerinin kabulüne karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. Davacının Atatürk Cad., ... Ağrı adresine çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, davalı alacaklı vekilinin talebi ile davacının 100. Yıl Mah., ... Ağrı adresine ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, ancak ödeme emri tebligatının icra dosyasında bulunmadığı, PTT tebligat sorgusuna göre, 18/09/2019 tarihinde aynı konutta yakına teslim edildiği tartışmasızdır. Mahkemece anılan tebliğ işlemine ilişkin tebligat örneği icra müdürlüğünden istenilmiş, gelen yazı cevabına göre tebligat örneği temin edilmeksizin, yazılı gerekçe ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği kabul edilerek, şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili 15/02/2023 uyap tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların maddi gerçeğe aykırı olduğu, davacı tarafın açmış olduğu işbu davanın süresinde olmadığını, İcra takibinin 2019 yılında başlatıldığı, 2019 yılında yapılan tebligat varken bu aşamada itiraz etmesinin haksız ve kötü niyetli olup takibi geciktirmeye yönelik olduğunu, tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmediğini, ayrıca davacı tarafın dilekçesinde de 23.12.2022 tarihinde haberdar olduğunu belirttiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte tebligat usulsüz dahi olsa davacı tarafın dilekçesinde tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmediği, çünkü takipten daha önceki tebliğ ile haberdar olduğunu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte itiraz süresi 5 gün olup işbu davanın 30.12.2022 tarihinde ikame edilmiş olup süresi içerisinde açılmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği ve davalı cevap dilekçesinde davanın reddini talep ettiği halde haklı çıkan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün 2020/9086 Esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 14/12/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 11/03/2021 tarih, 2020/641 Esas ve 2021/207 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile İzmir 15....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz niteliğinde olup, istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlu hakkında Adana 6....
yaptığını belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile borca itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından davalı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından ödeme emri tebliğ edilmeden borca itirazda bulunulduğu ve bu itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği ,icra müdürlüğünün işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde itirazdan sonra davacı borçluya ödeme emrinin 15.01.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olması nedeni ile alacaklının takibe devam iradesinde bulunması nedeni ile itiraz geçerlidir. Bu nedenle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacı tarafın yasal sürede takibe itiraz etmediği için icra takibinin kesinleştiğini, tüm bu açıklanan sebeplerle davacının ikamet adresinin kolluk tarafından araştırılmasını, tebligat yapılan adreste tebligat tarihinde ikamet edilip edilmediğinin kollukça ve mahalle muhtarı kayıtları ile de araştırılması ile davacının mernis kayıtlarının son 3 yıllık dökümünün istenilmesi ile mernis kaydının hangi tarihte ve hangi adreste oluşturulduğunun da araştırılmasını, davacı tarafın mevzuata ve gerçek duruma aykırı tüm iddialarını ve davasının reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....
Diğer bir anlatımla 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre beklenilmeden ve haciz ihbarnamesi kesinleşmeden 89/2 ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesi yasaya aykırı olduğundan bu haciz ihbarnamelerinin iptali gerekir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin E: 2012/24896 , K:2013/1336 sayılı kararı) İcra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından 89/1 haciz ihbarnamesinin öğrenilmesi tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içinde itiraz edilmediği anlaşılmaktadır. 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi halinde alacaklının talebi halinde borçluya 89/2 ve şartları oluşması halinde 89/3 haciz ihbarnameleri gönderilmesi mümkün olup haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmediğinden bahisle tüm haciz ihbarnamelerinin kesinleştiği ve bu nedenle hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceğinden davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Tüm dosya kapsamına göre; İİK 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. İİK 79. maddesi gereğince, haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir. Anılan husus, kesin yetki kuralı olup mahkemece re'sen uygulanmalıdır....