Muhatabın adreste bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve bulunmama sebebi tespit edilmeksizin aynı konutta oturduğuna dair tespitte yer almadan davacının oğluna yapılan tebligat usulsüz olduğundan ve icra dosyasında daha önce öğrenme görünmediğinden usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulü ile öğrenme tarihinin 26.06.2021 olarak düzeltilmesine, genel haciz yolu ile ilamsız takipte icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf talebinin kabulü ile ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 6. İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 17/09/2021 tarih, 2021/856 Esas ve 2021/1108 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜNE, İstanbul 11....
Ne var ki, şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat adresinde faaliyet gösterdiğini iddia ettiği ve icra dosyası içerisinde mevcut 14/07/2020 tarihli haciz tutanağına göre davacı borçlu şirketin tebliğ adresinde faal olduğu, haciz işleminin bu adreste çalışan huzurunda uygulandığı sabit olup , şirket adreste faal olmasına rağmen şirketin adreste tanınmadığı yazılarak ilk çıkarılan tebligatın iade edilmesinin usulsüz olduğu, usulsüz tebligat esas alınarak davacıya TK. 35. maddeye göre tebliğ yapılmasının da usulsüz olduğu, davacının takipten beyan ettiği haciz tarihi olan 14/07/2020 tarihinden daha önceki bir tarihte haberdar olduğu hususunda delil bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına , usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 19....
nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, davacı borçlu tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz nedeniyle mahkemeye başvurulduğu, yetki itirazının öncelikle çözümlenmesi gereken itiraz olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, zira icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda yukarda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti...
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe :Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imza ve borca itirazlarını ileri sürdüğü, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin ve sair itirazlarının reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." Tüzel kişilerin adreslerinin ara statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlarda belirli olması sebebi ile meçhul olması söz konusu değildir....
Yukarıda belirtilen nedenlerle, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi tespit edilerek usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre yetkiye, imzaya ve borca itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa, öncelikle borçlunun yetki itirazı ve sonucuna göre diğer itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup (Yargıtay 12....
Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacılar tarafından takibin iptali talebi ile şikayette ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de usulsüzlük iddiası dışında sebep belirtilmediği anlaşılmıştır. İncelenen tebligatlarda şekli olarak usulsüzlük bulunmadığından ve başkaca sebebe dayanılmadığından mahkemenin usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık saptanmamıştır....
Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut olayda; davacı vekili, icra müdürü tarafından borçlu hakkında uygulanan ihtiyati haciz kararının icrası sırasında borçlunun haczi kabil olmayan menkulleri hakkında haciz uygulandığını belirterek, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasını talep etmiştir. ... 6....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...davacı şirket bakımından tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı borçlunun ticaret sicilinde gösterilen adresine Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilen tebligatın usulüne uygun olduğu, usulsüz tebligat şikayeti reddedildiğinden yetkiye ve borca itirazının da ödeme emri tebliğ tarihi olan 08/10/2020 tarihinden itibaren 5 gün içinde yapılmadığı anlaşıldığından yetkiye ve borca itirazının da reddine karar vermek gerektiği, davacı T1 bakımından tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ödeme emri tebliğ tarihine göre davacının yetki itirazı süresinde ise de itiraz tarihi itibariyle yetki itirazında bulunmayan diğer borçlu SMDN Mücevherat...Ltd.Şti. Yönünden Ankara İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleştiği anlaşıldığından davacı borçlunun yetki itirazının HMK'nın 7/1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; örnek 10 nolu ödeme emrinin usulsüz tebliğ ediliğini ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece, borçlunun şikayet ve itirazlarının süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....