YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin 23/02/2022 tarihli tebligat sonucu kesinleştiğini ve hacizler uygulandığını, ödeme emrinin davacı şirketin icirate sicilde kayıtlı adresinde usule uygun tebliğ edildiğini, tebligat yapılan kişinin sigortalı olarak çalışmıyor olabileceğini, takibin borçlulardan Ozan Kara'nın adresi olan Muğla'da başlatıldığını, bu borçlunun yetkiyi itirazının bulunmadığını, davacının mal ve haklarına 25/03/2022 tarihinde haciz konulduğunu, davacının bu tarih itibarıyla takipten haberdar olduğunu, bu nedenle davanın süresinde olmadığını, davacının senet üzerindeki imzaya itiraz etmediğini, borca itirazların haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davanın usulsüz tebligat şikayeti yönünden kabulü ile, Muğla 2....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2020/219 ESAS, 2020/479 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ,müvekkili aleyhine Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2017/7548 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkilinin ailesi ile oturduğu İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Şevketiye Mah., 335 ada, 8 parsel, 10 numara da kayıtlı taşınmazı üzerine haciz konulduğunu ileri sürerek meskeniyet itirazında bulunarak, haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından , İ.İ.K.'...
(Yargıtay HGK'nın 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) İnceleme konusu olayda, davacı vekilinin 31/10/2019 tarihinde yaptığı borca itiraz ve 2019/151 Esas sayılı dosyasına aynı tarihte açtığı dava ile usulsüz tebligattan haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla, kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Her nekadar davacı borçlu vekili İzmir 12. İTM'nin 2019/151 Esas, 2019/48 Karar sayılı dosyası ile usulsüz ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış ve karar 03/12/2019 tarihinde kesinleşmiş ise de, adı geçen kararda esasa yönelik bir karar verilmediği anlaşıldığından, bu dava için kesin hüküm oluşturmaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece muhatabın adresinde ikamet ettiğine ve geçici olarak bulunmadığına dair bilgi alınan komşunun sadece daire numarası belirtilip adının yazılmamış olması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile davacının takipten - ödeme emrinden haberdar olma tarihinin 23/02/2019 günü olarak kabulü ile davanın yasal süresinde açıldığı, ancak bono metinlerinde alacaklı ve borçlu tarafların tacir kişiler olduğunun açıkça belli olduğu, tacirler arası yetki sözleşmesinin geçerli olup, bonolarda Mersin ili yetkili kılınmış olmakla yetki itirazının reddi, 30.000,00 TL'lik kısmi ödemeye dair davacı borçlu tarafça İİK 68 maddesi kapsamında herhangi bir yazılı belge ibraz olunmadığından, borca kısmi itirazın reddi, takipte istenen faiz oran ve meblağı ile komisyon oran ve meblağın da usul ve yasaya uygun olduğundan faiz ve ferilere itirazın da reddi gerektiğinden usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, Mersin 4....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının Anadolu İcra müdürlüklerinin yetkisiz olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, borca ve çekteki ciro imzasına itiraz ettiği, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesinin usulsüz tebligat şikayeti ile yetki itirazının kabulüne karar verdiği, yetki itirazının kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf yoluna başvurduğu, takibe konu çeklerde muhatap banka şubesinin bulunduğu yer itibariyle İstanbul Anadolu icra müdürlüklerinin yetkili olduğu, ayrıca dava dışı diğer borçlulardan Daf Mobilya şirketine ödeme emri Ümraniye de tebliğ edilmiş olup İİK 50, HMK 7 ve 10 maddeleri gereğince davacı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından esasa yönelik itirazlar incelenerek...
tebliğ işlemi Tebligat Kanunun'nun 21/1 ve 23/7 maddeleri ile tebligat yönetmeliğinin 30 ve 35.maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğunu, yapılan bu usulsüz tebligatlar nedeniyle takipten haberdar olmadıklarını, itiraz süresini kaçırdıklarını, haksız veyersiz olarak haciz işlemi uygulandığını ve zarara uğradıklarını, T1 hakkında 09/07/2019 tarihinde fiili haciz işlemi için adresine gelindiğinde ancak o zaman icra takibinden ve takibe konu senetlerden haberdar olduklarını, bu sebeplerle 11/06/2019 ve 13/06/2019 olarak kabul edilen ödeme emri tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 09/07/2019 olarak düzeltilmesini talep etmiş devamla; takip konusu senetteki imzaya ve borca faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, icra takibine konu senetlerle hiçbir ilgilerinin olmadığını beyanla, tüm itirazlarının kabulü ile takibin iptalini davalının kötüniyetli takip nedeniyle takip konusu alacağın %20 si oranında tazminata ve %10 oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini...
durumun aksi halinde ise her ne kadar dava konusu taşınmaz borçluya ait tek taşınmaz olsa da bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının yine borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceğini, davacı borçlunun haczedilemezlik itirazının değerlendirilebilmesi için öncelikle dosyanın bilirkişiye gönderilerek dava konusu taşınmazın değeri ile borçlunun haciz anındaki aile ve sosyal durumunun tespit edilmesi gerektiğini, İcra İflas Kanunu'nda borçlunun meskenine haciz şerhi işlenmesi yasaklanmamakta olup haline münasip evin haczedilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, haliyle borçlunun meskeniyet iddiasının haksız olduğunu, kaldı ki taşınmazın kıymeti bilirkişilerce tespit edildikten sonra söz konusu taşınmazın değeri borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedelden daha fazla ise satılmasına karar verileceğini, bunların yanı sıra dava konusu taşınmazın tapu sicilindeki kaydında birden fazla haciz şerhi işlenmiş...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, bunun yanında, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Dolayısıyla borçlu asile yapılan tebliğ ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süre işlemeye başlamaz....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla; mahkemece davaları kabul olmuşsa da işin esasına girilmediğini, borca ve tüm ferilerine itirazlarının değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle, usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle müvekkilinin usulsüz tebliği öğrenme tarihi olan 29/01/2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi ile süresinde borca ve tüm ferilerine itirazımızın kabul edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz niteliğindedir olup istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T3 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyalarında yapılan tebligatların usulüne uygun olması nedeniyle her iki takip dosyasında da yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, usulsüz tebligat iddiasının soyut kaldığını, ispattan yoksun olduğunu, 10 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde yetkiye itiraz edilmediğini, ayrıca borca da itiraz edildiğini, kambiyo hukukuna ilişkin borca itirazda İİK'nın 168. maddesi kapsamında belge ile itiraz edilebileceğini, bu belgeye ne deliller kısmında, ne de dava dilekçesinin ekinde yer verilmediğini, borca itirazın da hukuka aykırı olduğunu, gönderilen balıkların bozuk olduğu iddiasına ilişkin müvekkillerine gönderilen bir ihtarname, ihbarname veya açılmış bir dava da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....