İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/551 Esas 2020/1785 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; Davacıların davasının kısmen kabulü ile; Davacı T7 ve Hayv. San. ve Tic. Ltd. Şti 'nin usulsüz tebliğ şikayetinin KABULÜ ile, İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2019/909 Esas sayılı icra takip dosyasında şikayetçiye yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ıttıla tarihi olarak bildirdiği 22.01.2019 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, Davacı T1 usulsüz tebliğ şikayetinin KABULÜ ile, İstanbul 14....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin şikayet edilmediğine ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, zira dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takip dosyası içeriğinden 24/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduklarını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca 103 davet kağıdının tebliğ edilmesiyle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenilmiş olmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, yetki itirazına ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şikayetine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/32393 E. sayılı dosyasında da haciz yolunu seçtiğini, davalı taraf icra takibine ilişkin takip talebinde haciz yolunu seçtiği için İİK m. 162 uyarınca İcra Mahkemesi bu karmaşayı gidermek itiraz ve şikayetleri değerlendirmekle görevli olduğu için aynı zamanda İstanbul 26. İcra Hukuk Mahkemesi'nde 2018/671 E. sayılı dava açıldığını, İstanbul 26. İcra Hukuk Mahkemesi'nce dosyadaki takip yolunun 2 kez değiştirilmesi, haciz takip yolu seçilmesine rağmen iflas ödeme emri gönderilmesi ve diğer itirazları incelenmeksizin İİK m. 172 uyarınca itiraz ve şikayetlerin icra müdürlüğüne yapılması gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini ,davalı tarafın takip yolunu iki kez değiştirmesi ve sonuçta 2. kez haciz takip yolunu seçmesi nedeniyle haciz yolu bakımından görevli ve yetkili İcra Mahkemesi olduğundan ödeme emri ve takibin iptal edilmesi talebinin İcra Mahkemesi'nce değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
konu borcun ödendiğini, ödenmemiş kira borcunun bulunmadığını, takibe konu borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, bu nedenle gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....
Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hakim doğrudan yetkisizlik kararı veremez. Eldeki dava HMK'nin yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. HMK'de mahcuz mala ilişkin istihkak davaları ile ilgili usul ve esaslar belirlenmemiştir. Ancak halen yürürlükte olan İİK 50.maddesi ise yetki konusunu düzenlerken HUMK'ye atıf yaparak kıyas yoluyla tatbik olunacağını öngörmüştür. Dava ve haciz tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nin yetkiyi düzenleyen 5 ila 19. maddeleri arasında eldeki dava ile ilgili kesin yetki kuralı öngörülmemiştir. Diğer yandan İİK 4. maddesi, ... ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılacak itiraz ve şikayetleri incelemeye bu ... ve iflas dairelerinin bağlı bulunduğu ... mahkemesinin yetkili olduğunu bildirmiş, ancak koşullarının oluşması halinde İİK 79.maddesinde yetkiyle ilgili istisnai hüküm olarak getirilmiştir....
in 02.04.2012 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetçiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu tespit edildikten sonra, icra dosyasında şikayetçinin süresinde borca itiraz etmiş olması sebebi ile usulsüz tebligat şikayetini ileri sürmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Aynı maddenin son fıkrasında ise; borçlunun müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazın icra mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde, ihtiyati haczin kendiliğinden icrai hacze dönüşeceği belirtilmiştir. Ancak söz konusu düzenlemeler genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkindir. Somut olayda; 25/12/2019 tarihinde haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz konulduğu, davacı borçlunun vekili marifeti ile takip dosyasına 17/01/2020 tarihinde yaptığı itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğinden borçlu tarafından itiraz tarihi itibari ile ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmediğinden o tarihte haberdar olunduğu ve şikayet süresinin geçtiği kabul edilemez. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince şikayetin süre nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemenin 2019/45 Esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebligat ve borca itiraz davasının yapılan yargılanmasında davacının usulsüz tebligat talebinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine, borca itiraz talebinin ise reddine karar verildiği, dosyanın Dairemeiz denetiminden geçerek davacının istinaf talebinin kesin olarak reddine karar verdiği ve ilamın 25/09/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Mahkemece verilen 2019/45 Esas 2020/2 karar ile; borçluya gönderilen ödeme emrinin öğrenme tarihi olan 24/10/2019 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup, verilen karar Dairemizin 2020/900 Esas 2020/2070 karar sayılı ilamı ile kesinleşmiştir. Davacının bu tarih öncesi ve sonrasında takip dosyasına yapılmış borca herhangi bir itirazı olmadığı, böylelikle 24.10.2019 tarihinden sonra 7 günlük borca itiraz süresinin dolması ile takibin kesinleştiği, 22.12.2020 tarihli haciz talebinin icra müdürlüğünce yerine getirilmesinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir....
ve usulsüz tebligat şikayetleri ve borca itirazların reddi ancak T1 yönünden kesinleşme tarihi olan 15/01/2018 tarihinden önce yapılan hacizlerin kaldırılması gerektiğinin tespitine " dair karar verildiği görülmüştür....
Somut olayda, 14.01.2014 günü alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca taşınmaz üzerine 15.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, tapu idaresi tarafından 20.01.2014 günü haczin işlendiği, borçluya hacze ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı görülmektedir. Borçlunun, ödeme emri tebliği üzerine, icra mahkemesinde 22.01.2014 tarihinde borca itiraz etmiş olması, takipten ve takip dayanağı belgelerden haberdar olduğunu gösterse de, taşınmazına konulan hacizden de haberdar olduğu sonucunu doğurmaz. Borçlunun, icra dosyasında herhangi bir işlem yapmadığı ve daha önce haczi öğrendiği de ispatlanamadığına göre, beyan ettiği tarihe göre yapmış olduğu meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. İİK'nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir....