Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tebliğ işlemi Tebligat Kanunun'nun 21/1 ve 23/7 maddeleri ile tebligat yönetmeliğinin 30 ve 35.maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğunu, yapılan bu usulsüz tebligatlar nedeniyle takipten haberdar olmadıklarını, itiraz süresini kaçırdıklarını, haksız veyersiz olarak haciz işlemi uygulandığını ve zarara uğradıklarını, T1 hakkında 09/07/2019 tarihinde fiili haciz işlemi için adresine gelindiğinde ancak o zaman icra takibinden ve takibe konu senetlerden haberdar olduklarını, bu sebeplerle 11/06/2019 ve 13/06/2019 olarak kabul edilen ödeme emri tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olan 09/07/2019 olarak düzeltilmesini talep etmiş devamla; takip konusu senetteki imzaya ve borca faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, icra takibine konu senetlerle hiçbir ilgilerinin olmadığını beyanla, tüm itirazlarının kabulü ile takibin iptalini davalının kötüniyetli takip nedeniyle takip konusu alacağın %20 si oranında tazminata ve %10 oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini...

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T3 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyalarında yapılan tebligatların usulüne uygun olması nedeniyle her iki takip dosyasında da yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, usulsüz tebligat iddiasının soyut kaldığını, ispattan yoksun olduğunu, 10 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde yetkiye itiraz edilmediğini, ayrıca borca da itiraz edildiğini, kambiyo hukukuna ilişkin borca itirazda İİK'nın 168. maddesi kapsamında belge ile itiraz edilebileceğini, bu belgeye ne deliller kısmında, ne de dava dilekçesinin ekinde yer verilmediğini, borca itirazın da hukuka aykırı olduğunu, gönderilen balıkların bozuk olduğu iddiasına ilişkin müvekkillerine gönderilen bir ihtarname, ihbarname veya açılmış bir dava da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla; mahkemece davaları kabul olmuşsa da işin esasına girilmediğini, borca ve tüm ferilerine itirazlarının değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle, usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle müvekkilinin usulsüz tebliği öğrenme tarihi olan 29/01/2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi ile süresinde borca ve tüm ferilerine itirazımızın kabul edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz niteliğindedir olup istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

Dışkapı No:2/A Toroslar/MERSİN adresine gönderildiği ve adres kapalı olması nedeniyle Mahalle muhtarına tebligat yapıldığı, en son Özden Huzurevi Müdürlüğü Osmaniye adresine gönderilen satış ilanının 05.02.2018 tarihinde davacı/borçluya bizzat tebliğ edildiği, Eşi Melahat AKINERLER'e yapılan tebligatlardan bilirkişi raporunun Yeni Mah. 33189 Sokak No:2/3 Mezitli/MERSİN adresine gönderildiği ve 08.08.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, 103 davet kağıdının aynı adrese gönderildiği ve 14.12.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, satış ilanının aynı adrese gönderildiği ve 07.09.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 128/a maddesine göre, Kıymet Takdirinin ilgililere tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazı havi şikayette bulunmak gerekmektedir. İtiraz tarihinden itibaren gerekli masraf ve harç, mahkeme veznesine yatırılır....

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itirazın reddine, yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilere itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

durumun aksi halinde ise her ne kadar dava konusu taşınmaz borçluya ait tek taşınmaz olsa da bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının yine borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceğini, davacı borçlunun haczedilemezlik itirazının değerlendirilebilmesi için öncelikle dosyanın bilirkişiye gönderilerek dava konusu taşınmazın değeri ile borçlunun haciz anındaki aile ve sosyal durumunun tespit edilmesi gerektiğini, İcra İflas Kanunu'nda borçlunun meskenine haciz şerhi işlenmesi yasaklanmamakta olup haline münasip evin haczedilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, haliyle borçlunun meskeniyet iddiasının haksız olduğunu, kaldı ki taşınmazın kıymeti bilirkişilerce tespit edildikten sonra söz konusu taşınmazın değeri borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedelden daha fazla ise satılmasına karar verileceğini, bunların yanı sıra dava konusu taşınmazın tapu sicilindeki kaydında birden fazla haciz şerhi işlenmiş...

davacının istinaf dilekçesinde bildirdiği sair itiraz ve şikayetleri ile ilgili bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, aynı gerekçelerle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, bunun yanında, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Dolayısıyla borçlu asile yapılan tebliğ ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süre işlemeye başlamaz....

Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir. Somut olayda, davacı borçlunun taşınmaz üzerindeki hacizden kıymet takdirinin tebliğ edilmesiyle haberdar olduğunu iddia ederek işbu şikayette bulunduğu ancak takip dosyasının incelenmesinde davacı borçluya bu taşınmaza ilişkin 103 davetiyesi tebliğinin usulüne uygun şekilde 14.09.2017 tarihinde gerçekleştirildiği, taşınmazın haczinin bu tarih itibariyle öğrenildiği ve şikayet süresinin başladığı anlaşılmaktadır....

Mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına, diğer hacizlerin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu, buna göre de bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığı, dolayısıyla borçlunun meskenine, maaşına ve taşınmazlarına yönelik olarak gerçekleştirilen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği ve bu aşamada meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda ise, ödeme emrinin 07.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, maaş üzerine konan haczin kaldırılmasına, meskeniyet şikayetinin (esastan) kabulüne karar verilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu