Bu halde, ilk derece mahkemesi kararı usulsüz tebligat şikayetine ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı tarafın, yetkiye ve borca itirazı yönünden verilen karara karşı da istinaf istemi bulunmaktadır. Yetkiye ve borca itirazın, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Somut olayda, davacıların iddialarının yetkiye ve borca itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nın 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra müdürlüklerine yapılması gerektiği, icra mahkemesinin itirazları değerlendirme yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla davacıların yetkiye ve borca itiraza yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2012/4020 E.) sayılı dosyasından yazılan müzekkere ile 07/09/2020 tarihinde doğrudan haciz konulduğundan, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve kurallar gereğince; anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisi, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu Denizli İcra Hukuk Mahkemelerine aittir. Kesin yetki kuralının, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz ititrazları yerinde değil ise de;Genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu borca, faize ve yetkiye itiraz etmiş, mahkemece borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının öğrenme tarihinin düzeltilmesine ve ... İcra Dairelerinin yetkisiz olduğuna dair yetkisizlik kararı verilmiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz etdilmiştir....
Somut olayda borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve sekreter C.. E.. imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. Tebliğ işlemleri bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışan olduğu belirtilen kişiye yapılmış olduğundan tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin (22.12.2014) tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, kabul edilecek tebliğ tarihine göre yetkiye ve borca itirazlarının esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesine yazılmış olması ve davacılar vekilinin sunduğu 04.01.2017 tarihli dilekçesi ile yetkili ve görevli mahkemenin ... İcra Hukuk Mahkemesi olduğunun beyan edilerek dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edildiği görüldüğü gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ise davanın kıymet takdirine itiraz talebi yönünden tefrik edilerek meskeniyet şikayetine konu haczin ... 5. İcra Müdürlüğünün 2016/9519 takip sayılı dosyası ile yapıldığı, davacıların taşınmaza ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu anlaşılmakla anılan takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması talebini inceleme yetkisi, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Yapılan değerlendirmede; öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede davacılar vekili müvekkillerinin yurt dışında olduğundan bahisle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, davacı borçlulara yerleşim yerleri adresleri itibariyle tebligatların TK'nun 21/2 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacıların yurt dışında olmasının TK'nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ yapılmasına engel teşkil etmeyeceği görüldüğünden usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile bu nedenle yetki itirazının süresinde yapılmadığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2016/380 ESAS 2020/239 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 4.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 06/07/2020 tarih ve 2016/380 Esas 2020/239 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı T1 vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA: Davacı borçlu T1 vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/4846 esas dosyasında davacı aleyhine kambiyo senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icra takibi yapıldığını, Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/231 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden 07.04.2016 tarihinde müvekkilin taşınır ve taşınmazları üzerine ihtiyati haciz şerhinin işlendiğini, takibin 11.04.2016 tarihinde usulsüz tebligat yolu kesinleştirildiğini, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tebligatın öncelikle TK.10'a göre bilinen son adrese yapılması gerektiğini, gönderilen ödeme emrinde "Karacoban mah....
Teknik Üniversitesi Şantiye Alanı İskenderun" adresinde haciz işleminin tatbik edildiği, bu durumda haciz müzekkeresinin nokta haczi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, haciz işlemiyle ilgili şikayetlerin de talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. .... İcra Mahkemesince de, ...... İcra Müdürlüğünün 12/04/2016 tarihli haciz talimatı "Borçlunun taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haciz ve muhafazası" şeklinde olduğundan, yapılan haciz işlemi nokta haczi niteliğinde değildir. Bu durumda; haciz ile ilgili şikayetleri inceleme yetkisi İİK'nın 79/2. maddesi gereğince istinabe olunan İskenderun İcra Dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile takip başlatılmış olup borçlu, şubeye tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu beyanla takibin iptalini talep etmiş borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiş, mahkemece şikayetin reddine ve icra dosyasının kaldığı yerden devamına karar verilmiş, Dairemizin 21.11.2019 tarihli kararında tebligatın usulsüz olup olmadığının değerlendirilmesi, buna göre tebligatın usulsüz olduğunun kabulü halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ve her türlü borca itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu konudaki talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına dair hüküm kurulmuş, mahkemece bu kez tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....