GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın yokluğunda verilen 09/05/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının, sanığın bilinen son adresine gönderildiği ve tebligatın sanığın tanınmadığından bahisle merciine iade edilmesinden sonra kararın sanığın MERNİS adresine gönderildiği, ancak 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmek yerine sanığın tanınmadığından bahisle merciine iade edilmesi üzerine, önceki tebligatın iade edildiği adrese Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince usulsüz olarak tebliğ edildiği ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği anlaşıldığından; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz olduğu; sanık müdafiinin 15.05.2015 tarihli temyiz isteminin 09/05/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, davacı vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette ve icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin reddine, diğer itirazların süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İcra dosyasında ödeme emri tebligatlarının bulunmaması nedeni ile davacıya yapılan ödeme emri tebligatları icra müdürlüğünden istenmiş icra müdürlüğü tarafından davacıya TK 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebligat parçası gönderilmiş ,davacıya gönderilen ve bila tebliğ dönen ilk tebligat tekrar istenmesine rağmen aynı tebligat tekrar gönderilmiştir....
Davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddine karar verildiğinden bu çerçevede davacı borçlunun yedi gün içinde icra dairesine itirazını bildirmesi gerekli olduğu halde bu süre geçtikten sonra yapılan itiraz sonuç doğurmayacaktır. Öte yandan ödeme emrine yönelik şikayetler ve takip işlemlerine yönelik şikayetlerin ise öğrenmeden itibaren yedi gün içinde ileri sürülmesi gerekmektedir....
No:4 Çankaya/ANKARA'' adresine usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligat mazbatası üzerinde yazılan ''şirket yetkilisinin Çarşıya gittiği beyanı''nın gerçeği yansıtmadığını, tebligat yapılan şahsın tebligat almaya yetkili olmadığından tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, şikayetlerinin kabulü ile İİK 89/1 ,2 ve 3 haciz ihbarnameleri kapsamındaki tebligatlara ilişkin memur işleminin iptaline ve tüm haciz ihbarnameleri bakımından tebliğ tarihinin 04/07/2019 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihbarnameler usulüne uygun tebliğ edildiği gibi İİK 89/1 ve 2 haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmediğinden 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 29/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK 89.md gereğince davacının itirazının kanunen bir sonuç doğurmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ihale alıcısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasındaki ve satış işlemlerine ilişkin tebligatların şirketin kendisine değil yalnızca vekiline yapılmasının gerekli ve yeterli olduğunu ,borçlu vekiline 15/10/2021 tarihinde satış ilanına havi tebligat yapılmış olduğunu, borçlu şirketin kendisine tebligat yapılmasına kanun uyarınca gerek bulunmadığını, Tebligat Kanunu madde 7/a'da elektronik tebligat yapılması zorunlu kişilerin sayılmış olduğu, davacı vekili hem kanuna aykırı davranarak elektronik tebligat adresi edinmediği hem de kendisine normal yolla çıkan ve daimi çalışanına tebliğ edilen tebligatı geç öğrendiğini usulsüz olduğunu iddia ettiğini, davacı vekiline 15/10/2022 tarihinde E-tebligat adresi olmadığından posta yolu ile tebligat yapılmış olduğu ve daimi çalışanına tebliğ edilmiş olduğu ,dosyada halihazırda vekil kaydı bulunan vekilin 19/10/2021 tarihinde Uyap Avukat Portal uygulaması üzerinden satış kararını ve satış ilanını incelemiş olduğunun kayıtlar nezdinde...
Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir. Somut olayda; davacı borçluya örnek no:10 ödeme emrinin 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun itirazlarını ve şikayetini 16/07/2019 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra 24/09/2019 tarihinde ileri sürdüğü, anlaşıldığından mahkemenin itiraz ve senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayetin süre aşımından reddine ilişkin kararı da isabetlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi EK KARAR : 07.10.2019 SUÇ : Dolandırıcılık 1) 03.07.2012 tarihli asıl karara yönelik temyiz incelemesinde: Hükümlünün yokluğunda verilen hükmün, bilinen son adresine tebliğe çıkartıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine MERNİS adresine merci tarafından tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-89 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, bilinen son adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre çıkartılan tebligat usulsüz ise de; hükümlünün mahkemenin açıklanan nedenle usulsüz kesinleşen mahkumiyet kararının esas ve karar numaralarını belirterek...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 09/09/2014 tarihli kararın, MERNİS adresinde 24/09/2014 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre ve aynı adreste 28/11/2014 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği ancak ilk tebliğe ilişkin evrakta sanığın askerde olduğunun tespit edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 14. maddesinin 1. fıkrası ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 22. maddesi hükümleri uyarınca tebligatın kıta komutanı ve kurum amiri gibi en yakın üste, usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekirken Tebligat Kanunu'nun 21/2. ve 21/1. maddesine göre yapılan tebliğlerin usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği dolayısıyla bu kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak da sanığa verilen 02/12/2015 tarihli mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz dilekçesinin, 09/09/2014 tarihli hükmün açıklanmasının...
Bu haliyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. c) Hal böyle olunca; a ve b bentlerinde anılan nedenlerle, Mahkemece adı geçen kişilere gerekçeli karat ve temyiz dilekçelerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 04.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazda bulunulabilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresinde itiraz edememiş olması gerekmektedir. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve tebligatın usulsüz olduğunu tespit ederse aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Bu nedenle, davacı dava dilekçesinde ödeme emri tebliğinden haberinin olmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini beyan ederek gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de, borçlunun talebi, hukuki nitelik itibariyle tebligatın usulsüzlüğü şikayetidir. TK'nun 12 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 21....