Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 13 Örnek ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun aradığı usullere riayet edilmeksizin tebliğ edildiğini, müvekkilinin 13 örnek ödeme emrinin tebliğ tarihi gözüken 19/04/2022 tarihinde Fransa'da bulunduğunu, davalıya ait pasaport ve yurda giriş çıkış damgalarının dosyaya ibraz edildiğini, 13 örnek ödeme emri tebligatı usulsüz olup ıttıla tarihi olan 01/07/2022 tarihinde icra dosyasına borca itiraz dilekçesi verildiğini, mahkeme gerekçeli kararında " ... ödeme emri tebliğine ilişkin ıttıla tarihi 01/07/2022 tarihi olarak belirtildiğinden ve dosyaya sunulan yurtdışı giriş çıkış damga bilgilerine göre de icra dosyasından yapılan 19/04/2022 tarihli tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından ... " görüşüne yer vererek tebligatın usulsüz olduğunu kabul ettiğini, mahkemenin bir taraftan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu kabul etmesi diğer taraftan da usulsüz tebligata rağmen temerrüdün oluştuğunu belirtmesinin çelişkili olduğunu, kaldı...

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 12.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Av.Şerafettin Ekinci'nin 17.01.2018 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunduğu, (vekaletname sunulduğu tarihte dahi borca itiraz dilekçesinin verilmesinin mümkün olduğu, zira 7 günlük borca itiraz süresinin dolmadığı) dolayısıyla şikayetçilerin en geç 17.01.2018 tarihi itibariyle icra takibine muttali olduğundan, bu tarihten itibaren 7 gün içerisinde en geç 24.01.2018 tarihinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunması gerekirken 19/07/2021 tarihinde açılan eldeki usulsüz tebligata dair şikayetinin süreaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

Mahkeme; şikâyet eden borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine, mernis adresine gönderildiği ve TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği, tebligat evrakında, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına yönelik meşruhat” verildiği gözetildiğinde, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine göre usulüne uygun olduğu, resmi belge niteliğindeki tebligat evrakının içeriğinin aksinin şikayet eden tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, yetkiye ve borca itirazların ise ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük sürede ileri sürülmemesi nedeniyle süreden reddine karar vermiştir...

yapılan işlemler dikkate alındığında davacının icra takibini bilmemesinin olanaksız olduğunu, davacının usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz edemediğine ve böyle bir borcunun bulunmadığına yönelik itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre nedeniyle reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

İcra Dairesi'nin 2021/4871 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu olarak gözüken müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin eşi Seniha ÖZTÜRK'ün okur-yazar olmaması nedeni ile tebliğin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten 25.03.2021 tarihinde haberdar olduğunu, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

tebligat yapıldığından bahisle sıra cetvelinin iptalini talep edemeyeceğini, tebligatın usulsüz yapıldığını yalnızca kendisine tebligat yapılan tarafın itiraz edebileceğini, icra dosyası borçlusu T6 dava dilekçesinin tebliğ edildiğini fakat borçlunun usulsüz tebligat yapıldığına dair hiçbir iddiasının ya da şikayetinin bulunmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyalardan gönderilen ödeme emri tebliğinin usule uygun olduğunu, davacının alacaklı olduğu dosyalardan gönderilen ödeme emri tebliğlerinin usulsüz olduğunu, davacı Ramazan Çalışkan'ın alacaklı olduğu Elazığ 3....

Maddesinde belirtilen yasal prosedürlerin tamamlanmadığını, müvekkili adına çıkartılan tebligat adresinin müvekkilinin o tarihte Mernis adresi olmasına rağmen bilinen son adresi olmadığını, Yalova İl Sağlık Müdürlüğünde çalıştığının bilinmesine rağmen iş adresi yerine Mernis adresine tebligat yapılmasının talep edildiğini, tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ mazbatasında 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı kaşesinin bulunduğunu, mahalle muhtarının adı soyadı ve imzasının bulunmadığını bu sebeple tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili T1 İİK....

Tebligat parçasında tüzel kişi temsilcisinin bulunmadığı belirtilerek ondan sonra gelen tebliğ evrakını almaya yetkili evrak müdürü ya da evrak bürosu olup olmadığı, araştırılmaksızın doğrudan şirket çalışanı olduğunu beyan eden Ahmet Ateş'e tebligat yapılması karşısında borçluya çıkartılan tebligat usulsüzdür. Yukarıda açıklandığı şekilde tebligatta şirket içindeki silsile takip edilmeden doğrudan çalışanına tebligat yapıldığı ve tebligatın şeklen usulsüz olduğu tahakkuk ettiğine göre artık Ahmet Ateş'in şirket çalışanı olup olmadığının esasa etkisi bulunmadığından dolayı bu hususta araştırma yapılmasına da gerek yoktur....

Somut olayda, tarafların aşamalardaki anlatımlarının, dayandığı hukuksal neden ve kanıtların, mahkeme kararındaki tespitlerin irdelenip değerlendirilmesi sonucunda; borçlu adına çıkartılan tebligatın muhatabın iş yerine gittiğini beyan eden güvenlik görevlisinin ad ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılmadan yapılmaya çalışıldığı, bu yönüyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borçlu başvurusunda istemini gecikmiş itiraz olarak nitelendirse bile hakimin hukuksal nitelendirmeyi re'sen yapmak zorunda olduğu, gecikmiş itirazın ön koşulunun tebligatın usulüne usulüne uygun yapılmış olması olduğu tebligat usulsüz ise gecikmiş itiraz yoluna başvurulmasına gerek olmadığı gözetildiğinde, mahkemece verilen öğrenme tarihinin düzeltilmesine yönelik kararın yerinde olduğu ve yargılama evrelerinde kamu düzenine aykırılık oluşturacak başkaca bir ihlal de bulunmadığı gözetildiğinde, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ve istinaf nedenlerinin...

UYAP Entegrasyonu