Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca , yetkiye ve imzaya itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda usulsüz tebligat iddiası değerlendirilmiş ancak bu konuda kısa karar oluşturulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davalı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir....

YANIT : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, usulsüz tebligat iddiasının soyut kaldığını, yasal süresinde borca itiraz edilmediğini, balıkların bozuk olduğuna ilişkin müvekkili aleyhine gönderilen bir ihtarname, ihbarname veya açılmış dava bulunmadığını, davacı tarafça davalının sadece Atlas Deniz Ürünleri firması olarak gösterildiğini, ancak tensip zaptında davalı taraf olarak T3'ın da gösterildiğini, bu hususta bir karışıklık bulunduğunu belirterek, davacının tüm taleplerinin reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirket hakkındaki talebin usulden reddine, davalı T3 hakkında İzmir 10. İcra Müdürlüğünün 2019/10591 Esas sayılı icra takibine ilişkin olarak usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin 25/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, İzmir 10....

İDDİANIN ÖZETİ: Davacı asil 26/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan icra takibiyle ilgili olarak iki ayrı adrese ödeme emri gönderildiğini, bizzat tarafına yapılan tebligata süresinde itiraz yapılmış olmasına rağmen mernis adresine gönderilen 2. tebligattaki tarih baz alınarak itirazının süresinde olmadığının belirtildiğini, muhtarlığa bırakılan tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, davalı tarafın kira sözleşmesindeki adreste oturduğunu bilmesine rağmen kötü niyetli olarak mernis adresine kasıtlı olarak tebligat yaptırdığını, öğrenme tarihinden sonra süresinde borca itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünün itirazlarını reddettiğini söyleyerek usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasını öğrenme tarihinin 09/05/2022 tarihi olarak kabul edilmesini, icra müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına, takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

nin 2019 yılından itibaren elektronik posta adresi bulunmasına rağmen usulsüz olarak fiziki tebligat gönderilerek usulsüz tebligat yapılmış olup, fiziki olarak gönderilen tebligatta tüzel kişilere tebligat yapılmasını düzenleyen yasal düzenlemelere aykırı şekilde yaptığını, bu işlemin açık bir şekilde yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, 7201 sayılı tebligat kanunun 7/a maddesi düzenlemesine rağmen fiziki olarak yapılan tebligatın iptali ile, tebliğ tarihi olarak 11.03.2022 öğrenme tarihimizin tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirkete fiziken posta yolu ile yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, şöyle ki: Tebligat Kanunu 12. Maddesinde belirtildiği üzere hükmi şahıslara yapılacak tebligatın kanuni mümessile yapılacağını, eğer kanuni mümessiller işyerinde bulunmamaktaysa Tebligat Kanunu 13....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Şikayet konusu ödeme emri tebligat parçasında yapılan incelemede tebligat memurunca tüzel kişinin tebligat almaya yetkili kişisinin tebliğ anında ardeste bulunmamasına yönelik araştırma yaptığı, yetkili temsilcinin "toplantıda" olması sebebiyle tebligatın tebliğ evrakının "Sami COŞKUN''a tebliğ ettiği, Kıymet takdirine yönelik usulsüz tebligata yönelik incelemede tüzel kişiliği temsille yetkili olan temsilcinin "toplantıda" olması sebebiyle tebligat evrakının "Serhat BURAK"a tebliğ edildiği tebligat yapılan "Sami COŞKUN ve Serhat BURAK'ın ilgili T1 Şirketinde çalışan olmadığına yönelik bir beyanda bulunmadığından tebligatların usule uygun olduğundan şikayettin reddine, usulsuz tebligata yönelik şikayetin reddine karar verildiği için diğer itiraz sebeplerinin incelenmemiş olup şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

Tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekmektedir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu durumda mahkemece 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tespitine karar verildikten sonra, borçlunun İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince itiraz ve şikayetlerini 5 günlük hak düşürücü süre içinde yapmış olması durumunda bu itiraz ve şikayetleri hakkında inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 20/06/2017 tarih, 2017/4227-9644 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ... icra takibinde; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece; tebliğ işlemlerinde usule aykırılık bulunmadığından usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği; anılan kararın alacaklı tarafça temyizi üzerine Dairemizce; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun...

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ödeme emri ile 103 davetiyesinin davacıya tebliği işleminin usulsüz olduğunu, her iki tebligatın da beyanı alınan komşuların isimleri tespit edilip imzaları alınmadan yapıldığını, takip dosyasında TK'nun 10/2 maddesi göz ardı edilerek davacının ikametgah adresine tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan TK'nun 21/2 maddesine tebligat yapıldığını, tebligatın bu yönüyle de usulsüz olduğunu, tebligatı alan muhtarın davacıyı zamanında haberdar etmediğini, usulsüz tebliğ halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olduğunu, tebligat işlemleri kamu düzenine ilişkin olduğundan usulsüzlüğün re'sen dikkate alınması gerektiğini, aksi halde hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarının ihlalinin söz konusu olacağını, davacının bir kısmı boş olarak belgenin davalı tarafından doldurularak takibe konu edildiğini, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 17/02/2020 olarak düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına...

      A.Ş şeklinde yazıldığını, gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu, davalının TK 35 maddesine göre tebligat yapılmasını icra müdürlüğünden talep ettiğini, 16.05.2018 tarihli TK 35 tebligatı ile takibin usulsüz şekilde kesinleştiğini, müvekkilinin usulsüz yapılan tebligattan 16.05.2019 tarihinde gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğunu öğrenmesi ile haberdar olunduğunu, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çek üzerindeki imzaya müvekkil şirket yetkililerinin eli mahsulü olmadığını, ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunu bildirmiş, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali ile tebliğe 16.05.2019 tarihinde muttali olduklarının tespiti ile usulsüz tebligat talebinin kabulüne, imzaya itiraz ve takibe ve borca yönelik sair itirazların kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini, davalının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....

      İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

        UYAP Entegrasyonu