WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünün 2008/30444 Esas sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde 1.ve 2. sıarada yer alan ... dosyalarından borçluya yapılan tebligatların usulsüz olduğundan bahisle sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunanlar şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ... 2. ......

    Muacceliyet ihtarının tebliğ edilmediği iddiası, İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi iken tebliğin usulsüz olduğu iddiası ise İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük şikayet süresine tabidir. Muacceliyet ihtarının yasada belirtilen adreslere gönderilmemiş olması yada yasal süresi içerisinde yapılan şikayet sonucu muacceliyet ihtarının borçtan şahsen sorumlulukları bulunmayan ipotekli taşınmaz maliklerine tebliğinin usulsüz olduğu iddiasının sübutu halinde, ipotekli taşınmaz malikleri hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri düzenlenmesi mümkün değildir. Davacılardan T2 muacceliyet ihtarnamesinin gönderilmediği ya da usulsüz tebliğ edildiği iddiası bulunmamakta olup, dava dilekçesinde 05.09.2019 tarihli ihtarın müvekkiline gönderildiği ifade edilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin ''Aynı çatı altında birlikte çalışan tebliğe caiz Fatih Vatan'a tebliğ edildi'' şerhi ile 24/03/2011 tarihinde tebliğ edildiği, bu yönüyle yapılan tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak tespit edilmemiş olup tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

    edilmediği/ usulsüz tebliğ edildiği hususunu ileri süremeyeceği, bunun gibi yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerektiği, şikayetçi tarafından fesih nedeni olarak ileri sürülen ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir hususun, yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürülmemesi halinde daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshinin istenemeyeceği, satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesinin mümkün olduğu, ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayan ilgililerin...

    Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nın 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Bu husus mahkemece re'sen dikkate alınır. Somut olayda, borçluya ödeme emri 17.03.2022 tarihinde Tebligat Kanunu' nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, mahkeme yapılan incelemede tebligatın usulsüz olduğunun tespit edildiği, borçlunun usulsüz tebliği 29.03.2022 tarihinde öğrendiğini beyan ettiği görülmüştür....

      Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde haciz ihbarnamesi tebligatlarının hiç birisinde tarafına cevap verebilmek için posta masrafı eklenmemiş olması sebebiyle usulsüz olduğunun iddia edildiği, icra takip dosyasında birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin önce borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkartıldığı, bila tebliğ iade edilmesi üzerine söz konusu adresin borçlunun aynı zamanda mernis adresi olması sebebi ile gerekli şerhler verilmek suretiyle yeniden tebliğe çıkartıldığı ve TK'nun 21/2 maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak tebliğ tarihlerinden itibaren yedi günlük şikayet süresi içerisinde kendisine tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine cevap vermesi için posta masrafı eklenmediğinden usulsüz olduğuna ilişkin icra mahkemesine şikayet başvurusunda bulunulmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesinin 18/02/2021 tarihinde davacıya TK'nun 21/2 maddesine göre usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmakla, bu...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Kanun'un 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....

      Öte yandan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi ve kıymet takdiri raporu tebligatı çıkarıldığı anlaşılmıştır. borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 03.09.2015 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

        Şikayet dilekçesi kapsamında T2'un vekili yerine asile icra emrinin tebliğinin usulsüz olduğundan icra emrinin iptalinin talep edildiği görülmüş olup dayanak ilamda T2'un borçlu T1'un vasisi olduğu ve vekil aracılığıyla temsil edildiği anlaşılmakla vekile tebliğe ilişkin eksiklik giderildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı tarafın icra emri ve tebligatın bizzat T2 adına düzenlenip (vasiye) tebliğ edilmesinin ve borçlu olarak uyap sistemine kaydedilmesinin hatalı olduğu, kısıtlı T1 isminin yazılmaması ve icra emrinin usulsüz düzenlendiği ileri sürülmüş ise de, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen bu hususların istinaf aşamasında ileri sürülmesi ve incelenmesinin HMK'nın 357. maddesi gereğince iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğundan Dairemizce incelenemeyeceği görüldüğünden dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde...

        Hukuk Dairesinin içtihatlarında da kabul edilmiş olup, borçlunun takip talebinde belirtilen bilinen adresi yerine doğrudan mernis adresine tebligat çıkartılmasının yasaya aykırı olduğu gibi, TK'nun 21/1.maddesine göre yapılan tebliğde bilgisi alınan Hacı Türk'ün 02/12/2021 tarihli kolluk tutanağında tebliğ adresinde görevli olarak çalıştığı, davacı borçlunun komşusu olmadığı da anlaşıldığından bu gerekçelerle tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yerinde değilse de sonuçta şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmış olup, davalı vekilinin talebi üzerine borçlunun mernis adresine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı görülmekle şikayet konusu işlemin salt memur muamelesi niteliğinde olmadığı, alacaklı tarafın kusurundan kaynaklandığından aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş...

        UYAP Entegrasyonu