Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda; ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 13.06.2023 tarihli 2022/318 E. 2023/316 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile ikinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet kabul edilerek ıttıla tarihinin düzeltilmiş olması nedeniyle şikayet süresinin ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren başlatılması uygun olmayıp şikayetin süre aşımından reddi yerine esasının incelenmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile ......
Maddesi olup, anılan maddelerde tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: Şikayete konu icra dosyasında şikayetçiye yapılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; muhatabın çarşıda olduğu belirtilerek TK 21/1 maddesi gereğince tebliğ işlemi tamamlanmış ise de, haber verilen kişinin adı ve soyadının tespit edilmemesi sebebiyle tebligatın, TK'nın 21/1. Maddesine göre açıkça usulsüz olduğu anlaşılmakla usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü ile icra dosyasındaki tebliğ tarihinin başkaca bir iddia ve dosyada aksine delil bulunmadığından beyan edilen öğrenme tarihi olan 05/10/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştürr....
, mutad tebliğ usulleri usulüne uygun olarak denenmeden ilanen tebliğe çıkarıldığı, bu haliyle ilanen tebliğin usulsüz olduğu, … ...… numaralı vergi/ceza ihbarnamesinin 06/03/2012 tarihinde davacının ikametgah adresine tebliğe çıkarıldığı, adreste tebliğ edilemeyip mazbataya iade şerhi düşüldüğü, davacının adresten taşındığını komşusunun sözlü olarak ve isim ve imzadan imtina ederek beyanı üzerine düzenlenen 09/03/2012 tarihli tutanağın ve ilanen tebliğe ilişkin gazete ilan sayfalarının sunulduğu, dolayısıyla tebliğ mazbatasıyla adres tespit tutanağının tarihlerinin farklı olduğu ve ilişik kurulamadığı, mutad tebliğ usulleri usulüne uygun olarak denenmeden ilanen tebliğe çıkarıldığı, bu haliyle ilanen tebliğin usulsüz olduğu, … ....… numaralı vergi/ceza ihbarnamelerinin 19/06/2012 tarihinde davacının ikametgah adresine tebligata çıkarıldığı, adreste tebligat yapılamaması üzerine iade şerhi düşülerek merciine iade edildiği ve bunun üzerine ilanen tebliğ edildiği, ancak muhatabın adreste...
Borçlunun, yetkili icra dairesince düzenlenecek ödeme emrinin tebliği üzerine, yeniden itiraz ve şikayet hakkının doğacağı izahtan varestedir. Başka bir anlatımla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen/gönderilecek ödeme emri, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir/verecektir.(Bkz.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2016/11983 E. 2017/4022 K.) İcra takip dosyasının yetki itirazının kabulü ve akabinde gönderilmesi ile yetki alanımız içinde bakılacak bir icra dosyası kalmadığı, yetkinin ilk önce ele alınması gerektiği anlaşıldığından, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına'' karar verildiği görülmüştür....
Maddesi uyarınca kesin süre verilmeden ve şikayet tarihinden de önce (24/09/2021 tarihinde) vekaletnamenin takip dosyasına ibraz edildiği görülmektedir. Hal böyle olunca da, söz konusu usuli eksiklik şikayet tarihinden önce bu şekilde giderilmiş olduğundan, davacının bu yöndeki şikayetinin açıklanan nedenlerle reddi hukuken isabetlidir. B-DAVACI TARAFIN, ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞİ ŞİKAYETİ YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Bu yöndeki şikayet, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir....
Şikayetçi-Borçlu taraf 02.10.2017 tarihli memurluk işleminin kaldırılması talebiyle şikayet yoluna gelmiş ise de; İlamsız takipte kendisine ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını iddia eden tarafın öğrenme tarihi olarak beyan etttiği tarihten itibaren ödeme emrinde gösterilen itiraz süresinde itirazlarını İcra Müdürlüğüne bildirmesi ve aynı süre içinde İcra Hukuk Mahkemesinde usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ileri sürmesi gerekli ve yeterlidir. "Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, Usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir....
Somut olayda, şikayetçi vekili dilekçesinde ve icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 08.01.2016 tarihinde haberdar olduklarını bildirdiğine göre, beyan edilen bu ıttıla tarihine nazaran yasal şikayet süresinin son günü 15.01.2016 Cuma mesai bitimi olduğundan, 18.01.2016 tarihinde yapılan usulsüz tebligata yönelik şikayet, İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürenin geçmesinden sonra olmakla, süresinde değildir. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi usulsüz tebligat şikayetinde şikayet süresi 7 gün olduğundan, davacının usulsüz tebligatı öğrendikten sonra 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunmamış olması nedeni ile mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/04/2018 NUMARASI : 2018/294 ESAS, 2018/435 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takipte gönderilen örnek no 14 tahliye emrine ilişkin tebligatın usulsüz olarak tebliğ edildiğini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 24.11.2018 olarak düzeltilmesini müvekkiline gönderilen tahliye emrini iptalini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince:"Somut olayın incelemesinde; davacı borçlu hakkında Büyükçekmece 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde alacaklı olarak taraf olarak gösterilmediklerini, taraflarına tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanması gerektiği halde şikayet hakkında beyanda bulunma ve dosyaya kanıt bildirme hakkından yoksun bırakıldıklarını basit yargılama usulüne ilişkin kurallara aykırı olarak duruşma açıp açmayacağına ilişkin takdir hakkını kullanırken neden duruşma açmadığına ilişkin kararını gerekçelendirmediği gibi buna ilişkin tensip zaptı da düzenlenmediğini, şikayete konu işlemin bizzat yetkili posta memuru tarafından yapılmış olmasına ve bu yönde alacaklı olarak şikayete karşı çıkıp çıkmadıkları belirlenmeden Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 2013/34201 E.2013/9796 K. sayılı ve Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'nin 2013/32785 E.2013/39103 K.sayılı emsal kararlarına aykırı olarak müvekkilinin yargılama gideri ile vekalet ücretine mahkum edilmiş olmasının da yerinde olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunulmuştur...