İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Şikayetçiye gönderilen ilk tebligatın adres yetersizliğinden iade edilmesi nedeniyle ödeme emrinin TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilebilmesi için gerekli koşulların oluşmadığı, ayrıca TK'nun 21/2 maddesine göre usulsüz yapılan tebligatta tebliğ memurunun araştırması gereken hususları araştırmaması nedeniyle tebligatın TK'nun 21/1 maddesine göre yapıldığınında kabul edilemeyeceği, ilamsız takiplerde itirazın icra müdürlüğüne yapılmasının gerektiği gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17/08/2021 olduğunun kabul ve tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı alacaklı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun "Yalım Mah. 725 Sok....
Bu durumda davacı borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligatı usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 02/06/2021 olarak düzeltilmesi gerekir. Davacı borçlunun takipten önce mirası reddetmesi nedeniyle talebinin İİK 168 maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olduğu ve yasal 7 günlük süre içerisinde icra takip dosyasına yapıldığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayeti ve sair itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf talebinin kabulü ile Şarkışla İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/20 Esas ve 2021/55 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda;"Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 31.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.12.2019 tarihli dilekçesiyle dosyadan fotokopi talebinde bulunduğu, dolayısıyla en geç 12.12.2019 tarihinde takipten ve usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun 03.01.2020 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmakla; şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ayrıca ilamsız icra takiplerinde borca ve yetkiye itiraz icra müdürlüğüne yapılacağından mahkememize yapılan itirazlar hüküm ifade etmez." gerekçesiyle "Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, icra takibinin ilamsız olması nedeniyle borçlu davacının borca, imzaya ve yetkiye itirazlarının reddine" şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Erzurum 1....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/409 esas 2021/649 karar sayılı usulsüz tebliğ şikayeti yönünden ve icra memur muamelesini şikayet yönünden verdiği ret kararlarının kaldırılmasına, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihi olan 16/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek ilk derece mahkeme kararını istinaf etmiştir....
bulunduğu, tebligatların yapıldığı tarihte pandemi nedeniyle köy kahvesinin de kapalı olduğu, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihinin aksinin yazılı delille ispatlanamadığı, davanın süresinde açıldığı gerekçesiyle T2 yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, Mersin 7....
Her ne kadar mahkemece, davacı tarafından açılan davanın niteliği itibariyle istirdat davası olduğu, bu davanın ön şartı olan cebri icra tehdidi altında ödeme yapılmış olma koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davacı tarafından davalı aleyhine haksız olarak tahsil edildiği iddiası ile itirazi kayıtla ödenen 581.724.40.TL' nın iadesi istendiği dosya kapsamı ile sabittir. Davacı kendisinden talep edilen parayı itirazi kayıtla ... olduğundan bu paranın iadesini istemesi için ayrıca icra tehdidi altında ödeme yapma koşulu aranmaz. O halde mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile 2012/2739-21245 davanın reddine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı-borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda 09/07/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetinin aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, icra takip dosyasında ödeme emrinin davacı-borçluya 09/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı-borçlunun icra müdürlüğüne sunmuş olduğu 17/07/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-borçlunun ödeme emrinde ve takipten en geç 17/07/2020 tarihinde haberdar olduğu kabulünün gerektiği, davacı-borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 15/12/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru İİK'nın 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır....
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği hissedarlara tebliğ edilmelidir. Hissedarlara satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, şikayetçi hissedarların, makul sürede satıştan haberdar oldukları konusunda dosya kapsamı itibariyle kesin bilgi bulunmadığı ve satış ilanının hissedarlara usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle 29.05.2014 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
usulsüz olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararı yasaya uygun olmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....