İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Söz konusu takip dosyasında, üçüncü kişinin, mahkememize başvuru dilekçesinde belirttiği tarihten daha önce usulsüz tebliğe muttali olduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet dilekçesinde belirttiği tarih olan 09/08/2021 tarihi itibariyle usulsüz tebliğe muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, mahkememizce, şikayet eden üçüncü kişiye yapılan ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan, şikayetin kabulü ile ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 09/08/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline ve icra müdürlüğünün şikayet edenin dosyaya borçlu olarak eklenmesi yönündeki 27/07/2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kabulü ile İstanbul 8....
Çünkü satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemez....
dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasını, icra takibinin itirazları nedeniyle durdurulmasını, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiş....
Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Somut olayda; takibin 04.01.2011 tarihinde muris ... hakkında başlatıldığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin murise 10.01.2011’de tebliğ edildiği, bu tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi gereğince, muhatabın tebliğ anında orada bulunmadığı tespit edilmeden yapıldığından usulsüz olduğu, murisin 28.5.2014’te öldüğü, muris adına çıkartılan bir yenileme emri tebligatı var ise de; tebliğ tarihi olan 01.02.2017’de murisin ölü olduğu, buna göre murisin ölüm tarihine kadar takipten haberdar olduğuna ilişkin dosya kapsamında bir bilgi bulunmadığı, alacaklının 09.3.2021 tarihli talebi ile mirasçılar ... , ..., ... ve ...’a ödeme emri tebliğ edilerek takibe dahil edildikleri anlaşılmakla, bu takip muris hakkındaki takibin devamı olup, bu nedenle de mirasçılar, murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....
Bu işlemin yapılmamış veya usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshini gerektirir. İhalenin feshini isteyen şikayetçiye satış ilanı 27.11.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Şikayetçi, satış ilanının tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığından bahisle ihalenin feshini talep etmiş mahkemece diğer takyidat alacaklılarına satış ilanının tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar vermiştir. Oysa satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. ihalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer hissedarlara satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ileri süremez....
KARAR Asıl dava; kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi, birleşen dava ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın davacı şirket yönünden süreden reddine, davacı .... yönünden kabulüne karar verilmiş, karar davalı borçlu şirket vekili tarafından asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz edilmiştir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2020 NUMARASI : 2020/275 ESAS- 2020/498 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19. İcra Dairesinin 2019/19472 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip nedeniyle kendisine gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takibe konu belgelerin ödeme emrine eklenmediğini, öncelikle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin değiştirilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir....
İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Çünkü satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemez....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/841 KARAR NO : 2020/1195 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİTLİS İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2019 NUMARASI : 2019/47 ESAS, 2019/54 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Bitlis İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17/12/2019 tarih, 2019/47 Esas, 2019/54 Karar sayılı kararına karşı Şikayet Eden vekilince istinaf edilmesi üzerine, 6100 sayılı HMK nun 352.maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda ; TALEP : Şikayetçi vekili, dava dilekçesinde özetle; borçlusu oldukları Bitlis İcra Müdürlüğü'nün 2019/2697E sayılı dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre 28.08.2019 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini, tebligattan 16.09.2019 tarihinde genel merkeze tebliğ olunan bakiye borç muhtırası ile haberdar olunduğunu, tebligatın temsil ve tüzel kişiliği bulunmayan T1 gönderilmesinin usulsüz olduğunu, ayrıca tebligatın muhtara tebliğ edilerek bundan ne şubenin ne de merkezin...