Dava; usulsüz tebliğ ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun HMK''nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu nedenlerle, davalı-alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçede hata edilmesi nedeniyle HMK.nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2- Mersin 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/795 E. 2019/652 K. sayılı kararının HMK.nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, a-Usulsüz Tebligat Şikayetinin KABULÜNE, Mersin 5....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tebligat adresinde oturmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğunu, ayrıca mahkemece müvekkilinin Mehmet Yalçınkaya isminde bir yeğeninin olup olmadığının araştırılmadığını, mahkemece, adres kaydına göre hüküm kurulmasının doğru olmadığını, tebliğ mazbatasında ismi yazılı Mehmet Yalçınkaya'nın da tebliğ mazbatasında yazılı adreste oturmadığını başka adreste oturduğunu öğrendiklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayete ilişkindir....
- K A R A R - Sıra cetveline itiraz eden borçlu ... sıra cetvelinin kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, şikayet edilen alacaklı ...’a yaptığı harici ödenek nedeniyle alacağının sıra cetvelinde belirtilen miktarda olmadığını belirterek, diğer alacaklılara da ödeme yapılması için sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun sıra cetveline itiraz hakkı bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet eden vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, 08.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Tebliğ mazbatasında, ...'ın okuma yazma bilmediğini beyan ettiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığı, bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut bilgi, belge ya da tanık beyanı olmadığı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazının da süresinde olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini aynen tekrarlamış, bundan başka şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanıldığını, tanıkların bildirilmesi için süre verilmediğini, gerekli araştırmanın yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin şikayet ve müdürlüğün borca itirazın süresinde yapılmadığından reddine ilişkin kararın kaldırılması talepli şikayettir. Hatay İcra Dairesi'nin 2022/23594 esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı T3 tarafından borçlular Hasan Saban, T1, Edibe Saban ve Süreyya Saban aleyhine 16/05/2022 tarihinde 100.000,00TL'nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile örnek 7 ödeme emri tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine konulan şerhte "muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu” yazılmak suretiyle tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK'nın 21/2. maddesi gereğince bağlı bulunduğu mahalle muhtarına tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı" şerhiyle 12.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, daha önce bu adrese herhangi bir ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığına ilişkin dosya içerisinde tebliğ mazbatası bulunmadığı, borçluya daha önce bilinen adresine veya mevcut olmaması halinde mernis adresine çıkartılan ve bila tebliğ iade edilen bir tebligat mevcut olmaksızın doğrudan TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, takip dosyası içeriğinden borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini belirttiği 02.10.2020 tarihinden önce usulsüz tebliğden haberdar olduğuna ilişkin herhangi bir belge ve bilgi de mevcut...
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren (7) günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Somut olayda, borçlu, 11.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda, icra takibinden 23.02.2012 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiştir....
Bu durumda ilk derece mahkemesince , sadece usulsüz tebliğ şikayetinin şikayet olarak kabulü diğer dava sebeplerinin itiraz olarak değerlendirilmesi hatalıdır. Bu nedenlerle , davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değil ise de gerekçede hata mevcuttur. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- b-2 gereğince gerekçede kısmi hata nedeniyle kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Adana 2.İcra Müdürlüğünün 2016/16232 esas sayılı takip dosyasından davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 13/03/2017 olarak düzeltilmesine, davacının diğer şikayetlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Adana 2....
ın, şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurması mümkün değildir. O halde, mahkemece, istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca kabule göre de, TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....