tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren süresinde olduğu ve ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz yapıldığı gözetilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebligat tarihi, öğrenme tarihi olan 11.08.2014 olarak düzeltilip, bu tarihe göre kambiyo vasfına yönelik şikayet ile imzaya itirazın İİK'nun 168/3-4. maddelerinde öngörülen yasal 5 günlük sürede yapılması nedeniyle işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
24.02.2023 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yasal yedi günlük sürede meskeniyet şikayet hakkının kullanılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar vermiş, davacı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
GEREKÇE: Uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı takipte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği ve dayanak belgelerin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine yönelik şikayet mahiyetindedir. Osmaniye 1. İcra Müdürlüğünün 2019/5781 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Akbank T.A.Ş. Vekili tarafından, borçlular Serdar Demir ve T1 hakkında 24/07/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya örnek 6 icra emrinin 25/07/2019 tarihinde, kıymet takdir raporunun ise 18/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 24/02/2020 tarihinde usulsüz tebligatın iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/120 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyasından dava dilekçesinin tebliğ olunması ile haberdar olduğunu, daha önce bir tebligat varsa da usulsüz olduğunu ve usulsüz tebliğe ilişkin haklarını saklı tuttuğunu beyanla 19.06.2023 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince, yapılan takipte davacı adına çıkarılan 103 davet kağıdının 03.06.2023 tarihinde kendisine tebliğ edildiği, davanın 19.06.2023 tarihinde açıldığından bahisle davanın süre aşımı nedeniyle reddine kesin olarak karar verildiği, borçlu şikayet edenin diğer temyiz nedenleri yanında icra dosyasındaki 103 tebliğ mazbatası incelendiğinde bu tebligatın TK 21/e göre muhtarlığa yapıldığı, ancak bu doğrultuda tebliğin yapılabilmesi için gerekli şartları sağlamadığı iddiasıyla kararın kaldırılması istendiği, İlk Derece Mahkemesince 19.10.2023 tarihli istinaf değerlendirme kararı ile "kararın dava değeri itibariyle kesin karar olması nedeniyle hmk 346/1.maddesine istinaden istinaf...
Yargılamada borçlunun kendisini vekil ile temsil ettirdiği, İlk derece mahkemesi kararının borçlu asile 06.07.2017 tarihinde tefhim edildiği, borçlu asilin yasal süre içinde istinaf süre tutum dilekçesi verdiği, gerekçeli kararın ise yine borçlu asile tebliğ edildiği, borçlu vekiline gerekçeli kararın tebliğ edilmediği, borçlu vekilinin temyiz dilekçesinde gerekçeli kararın vekil olarak tarafına tebliğ edilmediğini, bu nedenle gerekçeli istinaf dilekçesi sunulamamış ise de istinaf talebinin şikayet dilekçesindeki iddiaları kapsadığını açıklayarak ve şikayet sebeplerini tekrar ederek temyiz başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır....
Bu tarihe göre ise şikayet süresinde değildir. Tebligat Kanununun 7/a maddesi hükmüne göre, madde kapsamında kalanlara elektronik yolla tebliğ yapılması zorunlu olmakla birlikte, İİK'nın 89. maddesi kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ancak yasal süresi içinde şikayet yoluyla mahkeme önüne getirilmesi halinde incelenebileceğinden kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. İİK'nın 18/3. maddesi uyarınca, şikayetin niteliği itibariyle mahkemece duruşma açılarak tarafların delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte ise de, kararın niteliği gereği bu husus sonuca etkili görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Tarafların iddia ve savunmaları,icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı her ne kadar kendisine yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olması, ihale sürecinden diğer alacaklıların haberdar edilmemesi bu nedenle yeterli katılımın sağlanmaması, kıymet takdiri raporunun hatalı olması ve ihalede KDV oranının %1 olarak belirlenmesi gerekirken %18 olarak hesaplanması nedenleriyle ihalenin feshi isteminde bulunmuş ise ; davacı borçlu şirkete yapılan satış ilanı tebliğ mazbatasının incelenmesinden " muhatap tevziat saatlerinde adreste bulunmaması nedeniyle tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK 21. Maddesi uyarınca muhtara tebliğ edilerek 2....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; takip ve talimat dosyalarında yapılan tüm tebligatların borçluya usulsüz tebliğ edildiğini, icra takibinden 20.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, İcra Müdürlüğünce verilen, gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına dair kararın, ihaleye katılımı azaltıcı nitelikte olduğunu, alacaklının KDV'den muaf olmasına rağmen satış ilanında KDV alınacağının yazılmasının usulsüz olduğunu, yasal süre içerisinde satış avansı yatırılmadığından haczin düştüğünü, ihalesi yapılan taşınmazın borçlunun haline münasip evi olması nedeniyle satılamayacağını, alacağın takipten sonra zamanaşımına uğradığını, taşınmazın değerinin icra müdürlüğünce belirlenen değerden daha yüksek olduğunu ileri sürerek, tapunun 16 parselinde kayıtlı 9 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlunun, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve kıymet taktirine de itiraz ettikleri iddiasıyla ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 128/a maddesine göre; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. " Aynı maddenin son fıkrasına göre kıymet taktirine karşı yapılan...
Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. İİK'nın 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de açıkça şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi kaydı ile borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilmektedir....