WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emri tebligatlarının usulsüz olduğu ancak, borçlulara ödeme emri tebligatı dışında kıymet takdiri raporu tebligatı çıkarıldığı anlaşılmıştır. Borçluların şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçluların ödeme emrinden en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 27.08.2018 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

    İş bu şikayetin ise çok sonra olmak üzere 17/01/2020 tarihinde yapıldığı görüldüğünden ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin reddi gerektiğinden, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, alacaklının yetkili hamil olup olmadığı, takip hakkının bulunup bulunmadığı, ciro silsilesinin bozulup bozulmadığı, çekin keşide tarihinde tahrifat olup olmadığı yönündeki şikayet ve itirazların da süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir. Takip türüne göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağına yönelik şikayet ise süresiz olup, somut olayda takip talebinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip talep edildiği açıkça yazıldığından, bu şikayetin esastan reddi gerekmektedir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin nitelendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet mahiyetinde olduğundan bahisle inceleme ve değerlendirme yaptığını ancak, şikayete konu hususun usulsüz tebliğ olmayıp tebliğ yokluğu olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak veya usulsüz olarak tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ belgesine rastlanmadığını, müvekkili adına gönderilen tebligatlar tebliğ edilemeyince alacaklı vekilince müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini ancak müvekkili adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının olmadığını, 10.04.2018 tarihinden sonra müvekkili adına çıkarılan tebligatın kıymet takdirine ilişkin olduğunu, icra takibinin henüz kesinleşmediğini, usulsüz bir şekilde kesinleştirilen takibe dayalı olarak yapılan müteakip işlemlerin tamamının geçersiz ve yok hükmünde olduğunu...

    İcra Müdürlüğü'nün 2015/1045 Esas sayılı dosyasıyla ilgili yargılama yapıldığı, şikayet dilekçesinin şikayet eden / sanığa 26.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 11.07.2017 tarihli duruşmaya katılan şikayet eden / sanık T1'ın atılı suçlamayla ilgili savunma yaptığı, Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/621 Esas ve 2019/673 Karar sayılı dosyasıyla açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin dava dilekçesinin şikayet edene 23 Haziran 2016 tarihinde tebliğ edildiği, T1 vekilinin 14/03/2019 tarihinde dosyaya vekaletname sunarak bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarda bulunduğu, Gökhan vekilinin bu dosyada usulsüz tebliğe ilişkin bir beyan ve itirazının yer almadığı, yine dosya kapsamında davalıya ve vekiline çeşitli tarihlerde tebligatlar yapıldığı, bu halde şikayete konu tebligatlar usulsüz olsa bile şikayet edenin her üç dosyaya en geç Osmaniye 1....

    (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2010/30347 Esas-2011/10787 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davanın yasada belirtilen 7 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı, Y.12.HD.nin 2016/30892 E. 2016/24870 K. 2018/11690 E. 2018/9285 K. sayılı emsal içtihatlarından anlaşıldığı üzere hangi tebligatın usulsüz olduğunun şikayet dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerektiği, şikayet dilekçesinde satış ilanının şikayetçiye usulsüz tebliğ edildiğine dair açık ve kesin bir iddianın bulunmadığı, fesada bilahare vakıf olunduğuna dair bir iddianında da bulunmadığı, istinaf olunan kararda yazılı gerekçeye göre; delillerin takdirinde ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı saptanmış olmakla, yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK.353/1- b.1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    No 21/1 Korkuteli ...” olduğu, 04.10.2016 tarihli Kredi Sözleşmesinde şikayet eden ipotek borçlusunun adresinin yazılı olmadığı, bu sözleşme ile ilgili 03.10.2016 tarihli Kefalet Sözleşmesindeki şikayet eden borçlunun adresinin resmi senette belirtilen adres ile aynı olduğu, 18.04.2017 tarihli Kredi Sözleşmesinde şikayet eden ipotek borçlusunun adresinin yazılı olmadığı, bu sözleşme ile ilgili 18.04.2017 tarihli Kefalet Sözleşmesinde şikayet eden ipotek borçlusunun adresinin “... ... ...” olarak belirtildiği, şikayet eden ipotek borçlusunun adresinin hesap kat ihtarnamesinde “... No: 255/2 ... ...” olarak gösterildiği, ihtarnamenin hesap kat ihtarnamesinde belirtilen adrese gönderildiği, tebliğ işleminin 18.01.2021 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapıldığı ancak “......

      Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere " .. usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü g Somut olayda borçlu şirket adına ödeme emrinin "....." adresine çıkarıldığı, 12.12.2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine ve şikayet dilekçesine ekli imza sirkülerine göre ise borçlu şirketin ticari merkezinin ".... olduğu görülmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayetin sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 27.05.2015 gün ve 2014/4374 Esas, 2015/3943 Karar sayılı ilamını şikayetçiye 08.07.2015 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiği anlaşılmış, şikayetçinin 20.07.2015 tarihli karar düzeltme talebi süresinde kabul edilerek, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Şikayetçi vekili, şikayet olunanlarca şikayet dışı borçlu aleyhine başlatılan takipler sonucu açılan tasarrufun iptali davası ile müvekkilinin borçludan satın aldığı taşınmaz için tasarrufun iptaline karar verildiğini, taşınmazın satışı sonrası düzenlenen sıra cetvelinde, uygulanan kamu hacizlerinin dikkate alınmaması nedeniyle sıra cetvelinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2019/2553 E. sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna, öğrenme tarihinin 22/03/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tebligatın usülsüz olmasının gerekçede borçlunun "İzmir'e gitmesi" olarak belirtildiğini, ancak Tebligat Kanuna ilişkin Yönetmeliği'nin 35/f. bendi gereği borçlunun "tevzi saatinden sonra dönüp dönmeyeceğinin araştırılması" gibi bir düzenleme bulunmadığını, tebliğ memuruna kanun ve yönetmelikte bulunmayan bir hususun görev olarak yüklenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....

          UYAP Entegrasyonu