Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda borçlu, icra müdürlüğüne 23.10.2014 tarihli itiraz dilekçesi vermiştir. O halde 06.08.2014 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemine en geç 23.10.2014 tarihinde muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda 27.11.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, ödeme emri tebliğ işlemini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda, borçlu 20.02.2015 harç ve havale tarihli icra mahkemesine başvurusunda icra takibinden 05.08.2014 tarihinde haberdar olarak itiraz ettiğini, itirazının reddedildiğini, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı ilamsız icra takibinde, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
İcra Müdürlüğünün 2019/5497 sayılı icra dosyası kapsamında düzenlenen kıymet takdiri raporunun 06.01.2020 tarihinde Hayriye Kara isimli şahsa tebliğ edildiğinin taraflarınca 07.07.2020 tarihinde ilgili icra dosyası kapsamında satış ilanının taraflarına tebliği ile öğrenildiğini, kıymet takdiri raporunun usule aykırı olarak tebliğ edildiğini, hukuka aykırı yapılan tebligat nedeniyle rapora itiraz edemediklerini kıymet takdir raporu doğrultusunda, satış yapılmasının taşınmazların değerlerinin çok altında satılmasına sebebiyet vereceğini beyanla usulsüz tebligat nedeniyle yaptıkları şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin; müvekkilinin tebliği öğrendiği tarih olan 07/07/2020 olarak düzeltilmesine ve buna bağlı olarak T.C. Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü 2019/29781 sayılı dosyası kapsamında yaptıkları kıymet takdirine itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Diğer taraftan, şikayetçiye gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmemiş ise, ikinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmesi halinde artık şikayetçiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği gibi, itiraz edilmemiş olsa dahi ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra itiraz süresi beklenmeden gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesi de yok hükmündedir. O halde, bölge adliye mahkemesince, şikayetçinin ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus incelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi.......
İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/132 Ê. sayılı dosyası ile tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin 16/02/2022 tarihi olarak düzeltilmesi istemli olarak 23/02/2022 tarihinde dava açıldığını, Bununla birlikte, 23/02/2022 tarihinde, icra müdürlüğü'ne dilekçe verilerek takibe dayanak yapılan kira sözleşmesindeki imzaya ve borca da itiraz edildiğini, ancak; müvekkilinin kira borcu bulunmamakla birlikte, icra tehdidi nedeniyle, (yasal haklar saklı tutulmak suretiyle) icra takibine konu borç tüm fer'ileriyle birlikte icra müdürlüğünce hesaplanan 60.393,94 TL'lik tutar 24/02/2022 tarihinde icra dosyasına ödendiğini, dolayısıyla da, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetlerinin kabul edilmesi halinde, hem taraflarınca kira sözleşmesindeki imzaya itiraz edilmiş olması hem de dosya borcunun ödenmiş olması nedeniyle temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunulamayacağı ve işbu davanın reddinin gerekeceğinin açık olduğunu, davacı tarafça takibe dayanak yapılan kira sözleşmesi üzerindeki...
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkilinin dava konusu taşınmazın ihalesinden haberdar olmaması nedeniyle ihalenin usulsüzlüğünün söz konusu olduğunu, müvekkiline kıymet takdirinin tebliğ edilmediğini ve satış ilanının da usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkiline yapılan tebligatların hiçbirinin usulüne uygun olmadığını, İİK'nın 127. maddesi gereği usulsüz tebliğin ihalenin feshi nedeni olduğunu, kıymet takdir raporunun müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle rapora itiraz süresini kusuru olmaksızın kaçırdığını ve itiraz edemediğini, raporda taşınmazın çok düşük tespit edilerek değerinin çok altında satışa çıkarıldığını, İİK'nın 160. maddesi ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre davaya bakmakla yetkili mahkemenin talimat icra dairesinin bulunduğu icra hukuk mahkemesi olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra müdürlüğünün 2020/8869 esas sayılı dosyasında, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ilk tebligatta adreste tanınmadığı bilgisinin kimden alındığının tebligat zarfında gösterilmediğini, kapıya tebligat yapıştırılmadığını, bir hafta sonra ise aynı adreste iade ettiği tebligatı muhtara teslim ve tebliğ ettiğini, tebligatların usulsüz olduğunu bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptali ile öğrenme tarihinin 27/01/2021 olarak düzeltilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlunun mernis adresine usulüne uygun olarak tebligat çıkartıldığını, süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince; şikayetin kabulüne, tahliye emri tebliğ tarihinin 27/01/2021 olarak düzeltilmesine, dair karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yapıldığı ileri sürülen tebligattan müvekkilinin bilgisi olmadığını, bu nedenle müvekkilin takibi öğrendiği tarih göz önüne alınarak başta senet üzerinde değişiklik yapıldığı, dolayısıyla zamanaşımı oluştuğu ve diğer tüm itirazlarının incelenmediğini, usulsüz tebliğ nedeniyle memuru şikayet iddiamızı araştırıp gerekçelendirmeden eksik gerekçe ile hüküm kurulduğunu tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, icra takibinde borca, yetkiye, zamanaşımına ve usulsüz tebligata itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir....