WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda; tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin, mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda borçlu vekili ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğüne göre, uyuşmazlığın İİK. nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2020/454 ESAS 2020/523 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligata İlişkin Şİkayet ve Borca İtiraz KARAR : Mersin 1....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ön inceleme tutanağında "davanın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat, yetki, borca itiraz ve takipten önceki zamanaşımı itirazına ilişkin olduğu görüldü" yazılı olduğunu, oysa ki, davanın ön inceleme tutanağında yazılı olanların yanında "İİK nun 71....

    Davalı borçlu vekili 17.06.2021 tarihli cevap dilekçesinde ve istinaf başvurusunda, örnek 13 ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüştür. 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Davalı borçlu vekili tarafından takip dosyasına 22.02.2021 tarihli borca itiraz dilekçesi sunulmuş, en geç bu tarih itibariyle ödeme emri tebligatından haberdar olunmuş, yasal 7 günlük süre içerisinde usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmamıştır....

    edilmeden ya da usulsüz tebligatla yapılan ihalenin feshi gerektiğini, ilgililer ve dosya alacaklılarının tümüne usulüne uygun tebligat yapılmadığını, satış ilanının borçlulara usulsüz olarak tebliğ edildiğini, kıymet takdiri raporunun da usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin itiraz hakkının engellendiğini, kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, ayrıca ihalenin şeffaf koşullarda gerçekleştirilmediğini ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda, borçluya örnek (7) nolu ödeme emrinin 17.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 20.09.2013 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi sunduğu ve itiraz dilekçesinde ödeme emri tebliğ tarihini 17.09.2013 olarak belirttiği görülmektedir. Buna göre borçlunun 23.12.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, ret kararı sonucu itibariyle doğrudur. Bu durumda Dairemizce mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle onanması gerekirken, mahkeme gerekçesinin benimsenerek onanması doğru değil ise de, onama ilamı sonucu itibarı ile doğru olduğundan şikayetçinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Davacı/hissedar vekili istinaf dilekçesinde; satış ilanın usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle müvekkilinin ihaleye katılamadığını, müvekkilinin ihale tarihini 14/02/2021 tarihinde mahkeme kaleminden öğrendiğini, 18/02/2021 tarihinde de bizzat ihalenin feshi davasını açtığını, davanın satış ilanının usulsüz olarak tebliğ edildiği hususunun öğrenilmesinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde ikame edildiğini, mahkeme kararında satış ilanının müvekkilinin mernis adresine doğrudan TK'nın 21/2. maddesine göre usulsüz tebliğ edildiği tespitine yer verildikten sonra 09/01/2020 tarihinde müvekkiline tebliğ edilen kıymet takdiri raporu ile müvekkilinin satıştan haberdar olduğu gerekçesi ile süreden red karar verildiğini, davanın süresi içerisinde açıldığını müvekkilinin ihaleden 14/02/2021 tarihinde haberdar olduğunu duruşmalarda beyan ettiğini, satış günün ise satış memurluğunca 23/12/2020 tarihli kararla belirlendiğini, dolayısıyla satış günü belirlenmeden 09/01/2020 tarihinde tebliğ edilen...

        Haciz ihbarnamesine yönelik usulsüz tebliğ şikayetinin ESASTAN REDDİNE, 1.ve 2....

        İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 14 örnek tahliye emrinin 14/09/2019 günü şikayetçi borçluya usule uygun tebliğ edilmiş olmasına karşılık, İİK'nun 274/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürede itiraz edilmemesi nedeniyle tahliye istemli takibin 22/09/2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu, bu aşamadan sonra İİK'nun 275/2 maddesinde öngörülen şekilde, tahliye taahhütnamesinin hukuki geçerliliği konusunda tarih ve imzası yönünden itiraz sebebi bildirilmemesi nedeniyle, takibin dayanağı tahliye taahhütnamesinin düzenleme tarih ve imzası ikrar olmuş mukavele (yazılı sözleşme) niteliği kazanmış olması karşısında, yasal süresinde itiraz yolu ile bildirilebilecek bir hususun şikayet yöntemiyle öne sürülmek suretiyle, etkisiz hale getirilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının şikayetinin reddine karar verilmiştir....

        İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanun'un 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir....

          UYAP Entegrasyonu