karar müvekkiline tebliğ edilmediğinden bu hususun müvekkilinin itirazının devam ettiği düşüncesine ittiğini, davanın kabulü ile davalı tarafın müvekkiline ikinci haciz ihbarnamesi gönderdiğini, ancak ihbarnamenin tebliğinin muhtara yapıldığını ve usulsüz olduğunu, müvekkilinin bu ihbarname hakkında bilgi sahibi olamayıp itiraz edemediğinden üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinin de Tebligat Kanununa aykırı bir şekilde müvekkilinin reşit olmayan 16 yaşındaki oğluna yapıldığını, usulsüz tebliğ edilen üçüncü haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarname içeriğinde belirtilen 15 günlük menfi tespit davası açma süresinin kaçırılmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili üzerine kayıtlı malvarlıklarına haciz şerhi işletildiğini, söz konusu tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle haciz kesinleşmemiş olacağından usulsüz haczin de kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin usulsüz tebliğ edilen İcra İflas Kanunu madde 89/2 ve 89/3'e göre gönderilen tebligatların öğrenme tarihinin...
Öte yandan tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, usulsüz de olsa borçlu ...’a 19/03/2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 24/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği bu tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise ileri sürülmediği buna göre borçlu ...’ın en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 24/10/2014 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlu ...’ın 23/01/2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekmektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece delillerinin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, hukuki dinlenilme hakkı ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, taraflarınca belirtilmesine rağmen usulsüz yapılan tebligatlara ilişkin tahkikat yürütülmediğini, müvekkiline 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu sahte imza ile ve usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve usulsüz olarak 26.09.2019 tarihinde tebliğ edilmiş görünen kıymet takdir raporuna itiraz süresi dahi dolmadan 03.10.2019 tarihinde satış günü verildiğini, kıymet takdir raporunda en az 150.000,00 TL değerindeki araca 1/3 kıymet takdir edildiği ve müvekkilinin itiraz hakkı elinden alınarak haklarının ihlal edildiğinin açıkça belli olduğunu, mahcuz aracın mülkiyeti ihtilaflı olup, aracın mülkiyet hakkı ile İstanbul 22....
GEREKÇE: Üç adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu (keşideci) vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayette bulunularak sair itiraz ve şikayetler ileri sürülmüş olup ilk derece mahkemesince ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği belirtilerek şikayetçinin usulsüz tebligatın iptali, gecikmiş itiraz ve memur muamelesinin iptaline ilişkin açmış olduğu davanın reddine,Borca, fer'ilerine itirazı ile mükerrerlik itirazının süre yönünden reddine,Tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....
İcra dosyasında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda bir ilam bulunmadığı, usulsüz tebliğ ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi hususunda mahkeme ilamı ibraz edilmediği sürece bu hususun resen nazara alınamayacağı, icra müdürünün tebligatın usulsüz olup olmadığına karar verme yetkisinin bulunmadığı, icra dosyası kapsamında haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle yasal süresi içerisinde davacı şirket tarafından herhangi bir itirazın yapılmadığı dikkate alındığında icra müdürlüğünce verilen 13/01/2021 tarihli ret kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ilişkin mahkeme kararı isabetlidir. Eski hale getirme HMK'nun 95. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak İcra ve İflas Kanunu'nda böyle bir düzenleme yoktur. Kanun koyucu İİK'nun 65. maddesinde itiraz süresi yönünden gecikmiş itirazı kabul etmiş, diğer süreler yönünden bir hüküm koymamıştır....
reddedildiğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihi olan 01/11/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespiti ile borca itirazlarının kabilüne karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu şirketinin, aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin olarak sair itiraz nedenleri ile birlikte tebliğ tarihinde adresin boş olduğunu, tebligatın şirket yetkilisine tebliğ edilmediğini, şirket yetkilisinin tebliğ tarihinde yurdışında olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, öğrenme tarihinin 16.11.2017 olarak tespitine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulünü karar verildiği, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ......
, yine gönderilen ödeme emrinde İcra Müdürlüğünün mührüne de İcra Müdürünün imzasına da yer verilmediğini, ödeme emrinin iptali gerektiğini beyanla, şikayetlerinin ve gecikmiş itirazlarının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18.06.2020 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; ilamsız takipte itiraz etmek istiyen borçlunun; itirazını, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur olduğu, takip dosyasının incelenmesinde borçlunun 07/01/2008 tarihinde borca itiraz ettiği, fakat itiraz süresinde olmadığından takibe devam edildiği, bu tarihte ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayette bulunmadığı, dolayısıyla takibin artık kesinleştiği, davacıya çıkartılan yenileme emrinin davacıya ayrı bir itiraz hakkı vermeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....