Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine yapmış olduğu şikayet başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 16/03/2020 olarak düzeltilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; hükmi şahıslar adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatların 7201 sayılı T.K.'nun 21/1 maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlu vekilince, tebliğ işleminin.K.'nun 21/1 maddesine aykırı olduğu savunularak istinaf yoluna başvurulduğu görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
O halde, davacıya kıymet takdir raporunun 22.07.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına karşın İİK'nın 16. maddesi uyarınca 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra açılan usulsüz tebliğ iddiasına dayalı meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeninden olan şikayet süresine ilişkin sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın süre yönünden reddine, davacının sair sebeplere ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeninden olan şikayet süresine ilişkin sebeple İstanbul 3....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; tebligat gönderilen adresin borçlunun mernis adresi olmaması nedeniyle ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 15.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların borçluya ait olmadığını ve borca da itirazı bulunduğunu ileri sürerek, takibin iptali ile takip konusu alacak üzerinden en az % 20 oranında tazminata hükmedilmesini ve uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun ve takibin kesinleşmesi üzerine uygulanan hacizlerin de yerinde olduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların borçluya ait olduğunu ileri sürerek şikayet ve itirazların reddi ile borçlu aleyhine en az % 20 oranında tazminata ve % 10 oranında para cezasına hükmedilmesini istemiştir. III....
İcra Müdürlüğünün 2018/8205 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin Mercin CİK'da tutuklu olması ve 15/12/2018 tarihinde tahliye olması nedeni ile icra takibinden 18/12/2018 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkiline yapılan tebliğin TK.nun 19.maddesi ve İİK.nun 54.maddesi gereğince usulsüz olduğunu, müvekkilinin cezaevinde tutuklu bulunduğu 17/07/2018 tarihinde Nilgün Ağaçkesen isimli kişiye tebliğ yapıldığını, yapılan tebliğin usulsüz olduğunu beyan ederek, yapılan tebligatın iptali ile takipten 18/12/2018 tarihinde haberdar olduklarının ve bu suretle icra müdürlüğüne yaptıkları itirazın yasal süresinde olduğunun tespitini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; tebligatın davacının bilinen adresine yapıldığını, tebligatın eşi tarafından alındığını, usulsüz tebligat şikayeti için sürenin öğrenme tarihinden itibaren başladığını, davacının eşiyle birlikte yaptığı cezaevi görüşmelerinin araştırılması gerektiğini beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın 05/01/2021 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilmesine rağmen 21/01/2021 tarihinde şikayet ettiğini, şikayetin 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığını, haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak davacı tarafa tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde itirazda bulunulmadığından talepleri üzerine 06/08/2020 tarihinde 2. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini savunarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ".. şikayet eden 3. kişi vekilinin şikayet dilekçesinde 89/2. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine dair bir iddiası bulunmamaktadır....
yaptığını belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile borca itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı ilamsız icra takibinde, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul 37.İcra Müdürlüğü 'nün 2017/37861- Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin dayanağı olan ödeme emri davacı müvekkilinin yasal tebligat adresine usulüne uygun olarak yapılmadığını, bu itibarla davacı müvekkili aleyhine yapılan icra takibindeki tebligatın usulsüz olması nedeni ile iptaline karar verilmesi gerekirken Mahkemece İİK.16/1 gereğince davanın süresinde olmadığı gerekçesi ile eksik inceleme neticesinde şikayetin reddine karar verildiğini, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında yer aldığı şekilde usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süresiz olduğunu, davanın reddine kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. İstanbul 37....
Daha sonra borçlu yenileme emri tebliğ edilmesi ise ona yeni bir itiraz hakkı bahşetmez. Somut olayda borçluya gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri 09.04.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz ve şikayetlerini süresinden sonra 24.07.2014 tarihinde bildirmiştir. Borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olarak yapıldığı yönünde bir iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, istemin süre aşımı nedeni ile reddi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda şikayet edene yapılan tebligatlar aşağıda açıklanacağı üzere usulsüz olup başvuru gecikmiş itiraz olarak değil şikayet olarak nitelendirilmiştir (HMK 33.madde). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İcra ve İflas Yasasının 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Tebligat Yasasının 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....