ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatının, borçlu şirketin adresten taşındığı tespiti yönünden usulsüz olduğunu, zira şirket sahiplerinin tebliğ tarihinde yurtdışında olup şirketin adresten taşınmadığını, ayrıca tebligat mazbatasında şirketin nereye taşındığına ilişkin bir tespitin de yer almadığını, mazbatada yazılı komşunun kim olduğunun anlaşılamadığını, bila tebliğ iade edilen tebligat üzerine TK'nın 35. maddesi gereğince yapılan tebligatın da, tebliğin bu madde gereğince yapılacağına ilişkin meşruhatı içermemesi ve mavi renkli zarf ile gönderilmemesi nedenleri ile usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 29.01.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II....
Öte yandan TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet eden borçlu vekilinin en geç usulsüz tebliğ şikayetinin yapıldığı tarih olan 13.08.2020 günü icra emrinden haberdar olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece Bayburt İcra Dairesinin 2020/153 esas sayılı icra takip dosyasında borçlu T1 icra emri tebliğ tarihinin 13.08.2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, icra emrinin iptaline karar verilmiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak usulsüz tebliğ şikayet tarihinin icra emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ülkesinin Nakala şehrinde bulunduğunu, Bu durumda diğer borçlu Fatma Ünal'ın sehven tebligatı aldığını ve daha sonra diğer davalının yurt dışında bulunduğu için kanun nezdindeki haklarının zarara uğramaması amacıyla 03.06.2022 tarihinde tebligatın iadesi için yazılı olarak başvurduğunu, 03.06.2022 tarihinde Gaziantep İcra Dairesi tarafından hazırlanan tensip zaptında alınan karar gereğince " Borçlu T1'ın yurt dışında olduğuna dair beyanı alınmakla, alacaklı vekilinin talebi olması durumunda yurt dışına tebligat işlemlerinin yapılacağı" yönünde karar verildiğini, Davacı/Şikayet Eden T1 tarafından, Sözleşme sebebine dayanan borca istinaden borçlu T1 aleyhine Gaziantep İcra dairesinin 2022/55408 Esas sayılı dosya ile ilamsız takip başlatıldığını, Şikayet konusu 2022/55408 Esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin şikayet eden müvekkili ile diğer borçlu Fatma Ünal'a ortak ikametgahlarında ve şikayet eden T1'ın yokluğunda diğer borçlu Fatma ÜNAL'a tebliğ edildiğini, Ancak Diğer borçlu...
TK. 32. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu tebliğ alan kişi tarafından ileri sürüldüğünde ve mahkemece de bu usulsüzlük kabul edildiğinde yapılan tebligatın usulsüzlüğü ile birlikte öğrenme tarihinin, öğrenme tarihi tespit edilemiyorsa bildirdiği veya şikayet tarihi öğrenme tarihi kabul edilerek mahkemece bu tarihin tebliğ tarihi olduğunun tespitine karar verilir. Somut olayda şikayetçi birinci gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük ileri sürmemiştir. Şikayet, kendisine gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkindir. Birinci haciz ihbarnamesi usule uygun olduğundan 2. haciz ihbarnamesinin gönderilmesi doğrudur....
Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; tebligatın borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve 13.12.2014 tarihinde aynı adreste "... imzasına” tebliğ edildiği görülmüştür. İşyeri adresine çıkartılan tebligat bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de, tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olduğundan tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Bu durumda, mahkemece, şikayetin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırılık nedeni ile kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz ise de, sonuçta şikayet kabul edilmiş olmakla, gerekçedeki yanılgılı değerlendirme bozma nedeni yapılmamış, sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
Borçlu tarafça ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, şikayetçi borçlu şikayet konusu işlemi 17/05/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş, dava 21/05/2019 tarihinde açılmış olup, süresindedir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan ihalenin usul ve yasaya uygun olduğunu, tüm tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiğini beyan ederek davanın reddi ile ihale bedelinin %10 oranında para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Eldeki davada icra dosyası getirtilerek yapılan incelemede şikayet edene satış ilanının doğrudan TK 21/2 gereğince tebliğ edildiği tebligat mazbatasından anlaşılmış bunun haricinde, önce bilinen en son adrese tebligat çıkarıldığına ilişkin tebliğ mazbatasının dosyada yer almadığı görülmüştür. Bu haliyle doğrudan TK 21/2 gereğince çıkarılan davetiyenin usulsüz olduğu açıktır. Satış ilanın usulsüz tebliğ edilmiş olması başlı başına ihalenin feshi nedeni olmakla birlikte şikayetin kabulü ile Pazar İcra Müdürlüğünün 2018/83 talimat sayılı dosyasında 02/02/2021 tarihli ihalenin feshine" dair karar verildiği anlaşılmıştır....
Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapılan satış ilanı tebliğ işleminin şeklen usulüne uygun olduğu anlaşılmakla, şikayet dilekçesinde tebliğ usulsüzlüğünün gerekçesini bildirmeyen şikayetçinin ilk kez istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddia kamu düzeninden olmayıp resen nazara alınamayacağından, 10.3.2021 tarihli ihaleye ilişkin 13.01.2022’de yapılan fesih isteminin 7 günlük yasal sürede olmadığından bahisle şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Şikayet edilen alacaklının temyiz isteminin kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, takipten 09.07.2021 tarihinde haberdar olduğunu alacaklıya bir borcu olmadığını, ödeme emri teblig tarihinde amcasının kemoterapi tedavisi nedeni ile ...'...
Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172 E.-107 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Şikayetçi vekili, şikayetçi adına düzenlenen ödeme emri tebligatında müvekkili vakıf yetkilisinin aktivasyon işlemlerini tamamlaması sonucunda 16.07.2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunmuştur. Tebligat Kanunun 32. Maddesi uyarınca usulsüz tebligattan haberdar olunmuş ise öğrenme tarihi tebliğ tarihi sayılır....